Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın telefonla bağlanmasına izin verilmediği için soruları yazılı olarak yanıtladığı "Liderler FOX'ta" programı HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli'nin katılımıyla gerçekleşti. Programda, Buldan ve Temelli'nin sorulan sorulara yanıtlarının ardından Demirtaş'ın avukatları aracılığıyla gönderdiği açıklamalar parça parça okundu.
"PKK ile bağınızı kopardınız mı" sorusu üzerine Demirtaş, "Bizim PKK ile organik, örgütsel bir ilişkimiz olsaydı, bunu korkmadan saklamadan söyleyecek kadar cesur ve dürüstüm. PKK ile HDP ya da benim aramızda ne bir örgütsel ve talimat ne de organik bir ilişki kesinlikle yoktur. PKK’nin kesin olarak Türkiye’ye karşı silah bırakması gerektiğine inanıyor ve savunuyoruz" yanıtı verdi. Demirtaş “Siz şiddetin bir alt türü olan terör şiddetini sorunun kendisi olarak kabul ederseniz bu durumda sorunun ekonomik, sosyal, kültürel, siyasal boyutlarına dair hiçbir çözüm üretemezseniz. Biz demokratik siyasette ısrarcıyız, silaha karşıyız, bu nettir.” sözlerini kaydetti.
7 Haziran seçimleri ile 1 Kasım seçimleri arasında yaşanan dönemde Doğu ve Güneydoğu'da açılan hendekler ve güvenlik güçlerinin operasyonları sonusunda özeleştiri yapan Demirtaş, "O dönemde derdimizi iyi anlatamadık. Ayrıca hendeklerin kapatılması girişimlerimizde daha ısrarcı ve cesur olabilmeliydik. Bu noktada kamuoyu desteğini oluşturmada biraz da eksik kaldık galiba, buna güç getiremedik" açıklamasında bulundu.
Program sırasında Demirtaş'ın Fatih Portakal'a sorulan sorular nedeniyle tepki gösterdiğini ifade eden gazeteci İsmail Küçükkaya, Demirtaş'ın "Siz, hep PKK ve Kürt sorununu sormuşsunuz. Burası hepimizin ortak evi. Keşke diğer soruları da yanıtlayabilseydim" dediğini aktardı.
Programda soruları yanıtlayan Pervin Buldan, çözüm sürecinin sonlanması konusunda hükümeti suçlarken, Sezai Temelli ise "Hendek olayları olduğunda Cizre'ye ilk giren benim. Biz o insanlara ulaşıp onları ikna edebilseydik çok şey değişirdi. Ama çok ağır abluka vardı. Diyalog kurmak için oraya ulaşamadık." ifadesini kullandı.
Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalmaması halinde HDP'nin nasıl bir politika izleyeceği konusunda Demirtaş "İkinci tura ben kalacağım. Bunun için çalışıyoruz. Hiçbir adaya ön yargım yok. Ben ikinci tura kalırsam bütün muhalafet partilerini ziyaret edeceğim. Onlarla asgari demokratikleşme adımlarını içeren bir protokol imzalayarak ikinci turda beni desteklemelerini isteyeceğim" dedi. Pervin Buldan ise "Ben de dahil hiçbir Kürt Akşener’e oy vermez" açıklamasını ilk tur için yaptığını söyledi.
HDP eş genel başkanlarının ve Demirtaş'ın programda okunan açıklamaları şöyle:
Pervin Buldan: Anketlerde yüzde 10 gibi gözüküyoruz. Biz bunu bıçak sırtı olarak görmek durumundayız. Erdoğan'ın HDP'yi sandığa gömün talimatı var.
Selahattin Demirtaş'ın açıklaması:
Tabii ki Kürtler de tüm halklar gibi farklı siyasi düşüncelere görüşlere sahiptir. Bu çerçevede diğer partilere oy veren Kürtler mutlaka vardır ve olacaktır. Demokrasinin gereğidir. Biz Kürtlerden aldığımız destek kadar Türklerin de desteğini alacağımıza inanıyoruz. Kürt veya Türk her seçmenimiz bir akla vicdana sahiptir. Özgürce düşünüp kendi kararını verecektir.
HDP’nin barajı geçemezse ne yapacağı sorusu üzerine Sezai Temelli, “400 hesabı, anayasayı referanduma götürmeden değiştirme hesabıdır. 7 Haziran’daki tabloya göre, 80 vekilin 78’i AKP’ye geçecek. Parlamentoya giremezsek yapacağımız eylem planı bellidir. Demokrasi sorununu aşmak istiyorsak muhatapların Meclis’te olması lazım” diye konuştu.
Aday belirlenirken nelere dikkat çekildi?
Pervin Buldan: Listelerimizde her kesimden adayımız var. Diyarbakır'da Ermeni bir adayımız var. İzmir'de Afrikalı bir adayımız var. Karadenizli bir adayımız var. Biz her kesimden insanı aday gösterdik. Her kesime hitap eden bir aday listemiz var. Türkiye'nin her yerinde adayımız kendi kesimine hitap edecek.
HDP'nin PKK ile bağı var mı?
("PKK ile bağlantınız var mı?" sorusuna cevaben) Pervin Buldan: PKK ile herhangi bir bağlantımız yok. Bir dönem çözüm için gidip görüşmüş biriyim.
(Fatih Portakal'ın "PKK'yı terör örgütü olarak görmüyorsunuz" sözleri üzerine) Klişe sözlerden söylemlerden çıkmak lazım. Her iki taraftan insanlar ölüyor. Savaşta kimin kimi vuracağı belli değil. Meseye sürekli terör meselesi olarak bakmak. Meseyi çözümsüzlüğe iter. Bu ülke barış ve çözüm süreci olan bir 3 seneye tanıklık etti.
(Fatih Portakal'ın "Samimi bir süreç değildi" sözlerine cevaben) Biz çok samimiydik. İktidar bir adım attı ama bu adımın atılmasına sayın Öcalan versile oldu. Hükümetin, HDP'nin KCK'nin Öcalan'ın içinde olduğu bir döneme tanıklık ettik. Çok kıymetli bir süreçti. 3 yıl boyunca cenazeler gelmedi. En son tam çözüm aşamasına gelmişken süreç ne yazık ki Erdoğan'ın "Dolmabahçe mutabakatını" tanımıyorum sözleriyle süreç sona erdi.
En son ben İmralı'ya gittim. Öcalan "3. gözlem heyeti gelmelidir. Dolmabahçe Mutabakatı tartışılmalıdır. Bu yapılırsa ben PKK'ye silah bırakma çağrısı yapacağım" dedi.
Demirtaş: PKK'nin şiddetini meşrulaştırmak normalleştirmek gibi bir tutum içinde olmadık
Selahattin Demirtaş'ın mesajı:
"Türkiye'nin iyiliği hepimizin iyiliğidir. Bu toprakların öz evlatlarıyız ve her karışını seviyoruz. Ülkemizin her rengini her kimliğini, her inancını kardeşimiz. Eşit olması gereken yurttaşımız olarak görüyoruz. Türkiye'nin her yerinden az ya da çok oy alıyoruz. Her yerinden destek görüyoruz. Bizi Türkiyeli yapan şey Türkiye'nin bütün kesimleriyle kurabildiğimiz diyalogtur. Türkiyeli olmakla Türkçü olmayı karıştırmamak gerekir. Biz ne Türkçüyüz ne de Kürtçüyüz.
Şunu açıkça belirteyim biz PKK'nin şiddetini meşrulaştırmak normalleştirmek gibi bir tutum içinde olmadık olamayız. Silaha, bombaya şiddete, açık ve net bir tutumla karşıyız. Terör ise şiddet başlığının alt bir bir başlığıdır ve şiddet türlerinden sadece biridir. Şiddettin alt bir türü olan terör şiddettini sorunun bizzatihi kendisi olarak kabul ederseniz. Bu durumda sorunun ekonomik, kültürel siyasal boyutlarına dair hiçbir çözüm üretemezsiniz. Biz sivil demokratik siyasette ısrarcıyız. Silaha karşıyız bu nettir. "
(PKK'nın çözüm sürecinde yığınak yaptığı iddiasında siz HDP olarak görmediniz mi, farkına mı varmadınız sorusu) Pervin Buldan: Hendek meselesini doğru bir şekilde ortaya koymak gerekiyor. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında yaşananlar bence bir trajedi. AKP, HDP'nin başarısını hazmedemedi. Barış sürecinin bitirildiği dönemde Ağrı Diyadin'de PKK ile askerlerin karşı karşıya getirildiği bir provokasyon kaşandı. Ceylanpınar'da yaşananlar Barış Süreci'ni bitirmek için karanlık ellerin devreye girdiği bir dönemdi. Biz ısrarla Meclis'te araştırma komisyonu kurulsun dedik. AKP kabul etmedi.
Hendek sürecinde Kürt halkının gittiği camilere saldırılar gerçekleşti. Kürt halkının çocuklarının yattıkları mezarlıklar saldırılar gerçekleşti. Halk kendini korumak için hendek kazdı. Hendek meselesini barışçıl yollarla çözmek için çok uğraştık.
("Terör örgütü barış sürecini kullandı" ifadesi üzerine) Pervin Buldan: Kimse bu süreci kullanmadı. Hasta mahpusların serbest bırakılmaması tartışma yarattı. Ancak yaptığımız görüşmeler sonuçsuz kaldı. AKP hükümeti verdiği sözleri yerine getirmedi. Herkes barış sürecinin başarıya ulaşması için mücadele etti. Ama hiçkimse farklı bir arayış içine girmedi ama ne yazık ki sonuca ulaşmadı.
Demirtaş: Hendeklerin kapatılması girişimlerimizde daha ısrarcı ve cesur olabilmeliydik
Demirtaş'ın hendek mesajı:
“Ne ben, ne HDP hendekleri, barikatları kazmadık. İlk ortaya çıktığı andan itibaren sürekli diyalog ve ikna yöntemleri kullanarak sonlanması için yoğun çaba sarf ettik. Hakkari merkez ve Silvan ilçelerinde de, ilk hendekler açıldığında Lice ve Cizre ilçelerinde de bu yöntemle başarılı olduk ve hendekler kapatıldı. Benim hendekleri destekleyen tek bir açıklamam yoktur. 15 Temmuz’da bir de baktık ki, meğerse bu evleri, insanları yakıp yıkanların tamamı darbeciymiş. Şu anda tamamı darbecilikten içeride!
Maalesef ki biz de, o dönemde derdimizi iyi anlatamadık. Ayrıca hendeklerin kapatılması girişimlerimizde daha ısrarcı ve cesur olabilmeliydik. Bu noktada kamuoyu desteğini oluşturmada biraz da eksik kaldık galiba, buna güç getiremedik. Zamanında ve doğru siyasi müdahaleler yapamadık. AKP’nin hendekleri bahane ederek 1 Kasım seçimlerinde ağır bir savaş ve korku ortamına Türkiye’yi sürüklemesini önleyemedik. Bunlar bizim eksiklerimiz oldu.”
Pervin Buldan: Demirtaş o dönem eş genel başkanımızdı. Sürekli toplantı halindeydik. Hendekler konusunda çok can yandı. Cizre'de bir bodrumda insanlar günlerce can çekiştiler. Ama bir ambulans bile çok görüldü. O dönemde bir bakanımız vardı. Milletvekillerimiz gittiler. Cizre'ye giremediler.
Ben dedim ki, Yüksekova'nın da Silopi gibi Cizre gibi yakılmasına yıkılmasına göz yumamayız. Biz Yüksekova'ya gitmek istiyoruz dedik. Sorunu belki diyalog ile çözebiliriz diye. Efkan Ala, bu iş beni aşıyor dedi. Benim gidişime izin verilmedi. Sabah Efkan Ala beni aradı gidişinize izin vereceğim dedi. Ben atladım uçağa gittim.Selma Irmak ve Abdullah Zeydan vardı.
Demirtaş'ın da dediği gibi biz sokağa çıkma yasakları başlamadan önce girişimlerde bulunduk. Yüksekova Kaymakamı beni aşar Hakkari Valisi'yle görüşün dedi. Hakkari Valisi de bu iş beni aşar bakanlarla görüşün dedi.
(Demirtaş cesur olabilmeliydik derken neyi kastediyor?) Biz gittiğimiz yerlerde gaz yedik, cop yedik. Daha cesaretli olabilirdik demenin ardında bu var. Kandil'den talimat gibi bir şey yok.
Temelli: Bu olaylar olduğunda Cizre'ye ilk giren benim. Biz o insanlara ulaşıp onları ikna edebilseydik çok şey değişirdi. Ama çok ağır abluka vardı. Bizim diyaloğu kurmak için oraya ulaşmamız lazımdı. 2014'te de Selahattin bey bizim Cumhurbaşkanı adayımızdı. Biz aynı şeyleri söylüyoruz. Amacımız bu meselenin demokratik zeminde çözülmesi. Demokratik zeminden kim uzaklaştı?
Ama biz bu diyalogları kuramadık. Karşımıza çıkan barikatları bizzat devlet kurdu.
Pervin Buldan: İki uzman çavuş vardı PKK'nin elinde. Devlet bize bunları elinden alırsanır kalekolları durduracağız aksi halde çözüm süreci bitecek dediler. Biz o akşam İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder ile Kandil'e gittik. Bize adres verdiler. Gittik iki uzman çavuşu aldık kaymakama teslim ettik. Efkan Ala kalekol yapımına son verdi. Diyalogla çözebilirdik.
Sezai Temelli: Hendekler odaklı konuşuyoruz. Bizim gidip ikna edebileceğimiz bir yol kalmadı. Ceylanpınar olayı, Suruç olayı... Suruç Katliamı başından sona izlenmiş, Ankara Katliamı, Cizre... Dolmabahçe mutabakatı neden sonlandı? Bu kurguyu birlikte ele aldığımızda sadece hendek ile açıklayamayız.
(Terör örgütüne silahları bırakın demiyorsunuz neden? sorusuna) Pervin Buldan: Bir gerçeklikten bahsediyoruz. Çatışan taraflar belli ise muhataplar da bellidir. PKK, Öcalan ile birebir bağlantılıdır aslındaç Böyle bir gerçeklik varken sorunun taraflarını muhatap almalısınız.
Kandil'in sayın Öcalan ne derse onu yaparız diye bir bağlılığı var.
(Altan Tan'ın 'terör örgütü yanlış yaptı HDP müdahale edemedi diyen bir kitle var açıklaması) Pervin Buldan: Mesele sorunun nasıl çözüleceğinde. Altan Tan'ın partimizle bir bağı yok. Söyledikleri bizi bağlamaz.
Elbette ki sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesi esastır.
Demirtaş'ın mesajı:
“Size şunu bütün samimiyetimle ifade edeyim: Bizim PKK ile organik, örgütsel bir ilişkimiz olsaydı, bunu korkmadan saklamadan söyleyecek kadar cesur ve dürüstüm. PKK ile HDP ya da benim aramızda ne bir örgütsel ve talimat ne de organik bir ilişki kesinlikle yoktur. Biz Türkiye’ye demokrasi, Kürt sorununa barışçıl çözüm perspektifi ile PKK’nin kesin olarak Türkiye’ye karşı silah bırakması gerektiğine inanıyor ve savunuyoruz. Bunun da terörle mücadele konsepti ile değil TBMM inisiyatifinde şeffaf, dürüst bir müzakere ile yapılacağına inanıyoruz.”
HDP neden medyada yer bulamıyor?
Temelli: Bunun nedeni HDP'ye uygulanan baraj. Biz ama ev ev, iş yeri, işyeri dolaşarak halkımıza anlatıyoruz.
(Demirtaş tutuklu olmasına rağmen neden aday gösterildi) Sezai Temelli: Demirtaş'ın tutuklu olması adaylığına engel değil hüküm yok çünkü. Demirtaş'ın tutuklu olması Türkiye'nin ayıbı. Aynı zamanda seçmenin de seçme hakkının ihlali. AYM'ye çağrı yapıyoruz. Kendi ictihatına uymalı. Demirtaş hiç olmazsa 25 gün boyunca seçmene kendini anlatabilmeli.
Tutsak olmasının bıçak sırtı durumda etkisi var. Ancak bıçak sırtının bizzat nedeni hükümeyin politikaları. YSK inanılmaz kararlar alıyor. Medyanın ambargo uygulaması gibi sonuçlar bıçak sırtı durum üzerinde etkili.
(Bölgede ekonominin canlanlanmasını nasıl yorumluyorsunuz? Ekonomik vaadleriniz nedir?) Sezai Temelli: Sadece bölge için değil, bütün Türkiye için vaadlerimizi açıklıyoruz. Demokrasi ile birlikte ekonomik kriz de yapıyoruz. Bölge 20 senenin öncesindeki bölge değil ama obölgedeki bütün belediyelere kayyım atamışşsınız. Oradaki vatandaş yönetime katılamıyor.
Gelir adaletsizliğini giderebilmek için iktisadi sistemin demokratikleştirilmesi gerekiyor. Vergi politikasını değiştireceğiz. Servet dağımı çok adaletsiz. Çok kazananda çok az kazananda az vergi alacağız.
Buldan: Taşeron sistemi hemen kaldıracağız. Mazot çok yüksek fiyatta. Aracı olan insan aracı kullanamaz hale geldi. Öncelikle şeker fabrikaları ile ilgili bir girişimimiz olacak çok sayıda mağdur insan var. Her ilin kendi alanına göre istihdam sağlayacağımız fabrikaları elbette kuracağız.
(Seçimin kaderini HDP belirleyecek söylemi ve İkinci turda HDP ne yapacak?) Buldan: HDP kime oy verirse o kazanır. İkinci tura Demirtaş kalacak bu kesin ve net.
(Akşener sizin için ne ifade ediyor?) Buldan: Ben eşimi bir faili meçhul cinayette kaybettim. 90'lı yıllar çok karanlık bir dönemdi. Akşener de o dönemde kabine de yer aldı. Akşener ikinci tura kalırsa biz halkımıza sorarız. Halkımız ne derse onu yaparız.
Ben "Hiçbir Kürt Akşener'i desteklemez" açıklamasını birinci tur için söyledim.
Demirtaş'ın cevabı:
"İkinci tura ben kalacağım. Bunun için çalışıyoruz. Hiçbir adaya ön yargım yok. Ben ikinci tura kalırsam bütün muhalafet partilerini ziyaret edeceğim. Onlarla asgari demokratikleşme adımlarını içeren bir protokol imzalayarak ikinci turda beni desteklemelerini isteyeceğim. Başkan yardımcılıkları için önerilerini alacağım. Asıl olan diğer partilerin alacağı tavrı görmektir"
(KHK ile görevine son verilenler) Sezai Temelli: KHK’ların ne denli adaletsiz olduğu ortada. On binlerce insan ihraç edildi. Hiçbir yasal dayanağı yok. Adaletsizlik her yerden fışkırıyor. OHAL yaşıyoruz bizim olağanlaşmaya ihtiyacımız var. Demokrasi anlamında bir çözüm sürecine ihtiyacımız var. Ben Artvin’e Yeşil Yol’a baktığımda da aynı şeyi görüyorum; Cizre’ye baktığımda da aynı şeyi görüyorum. Sorunlarımız ortaksa beraber çözebiliriz
(İnce'nin Başkan Yardımcılarından birini HDP'den alacağız söylemi) Temelli: Birinci turda bütün adayların programı vardır. İkinci turda seçmenin oy tercihini belirleyecek olan bu programlardır. Buluşmaları yapacak olan seçmendir. Demirtaş programına güveniyor.
Erdoğan'ın programına baktığımda sanki bu 16 yıl yaşanmamış gibi. Bir deja-vu ile 2002'ye götürüyor, 3 yıl öncesine görütüyor. Öteki tarafta da Demirtaş'ın programını ne kadar sahiplenirse ona göre bakarız. Başkan Yardımcılığı konusunda da programı görmemiz lazım. Birlikte bir çözüm üretebilmek açısından söylüyorum.
Pervin Buldan: Ben AKP'nin yeniden bir çözüm sürecine bakacağını düşünmüyorum. AKP diye bir parti kalmadı artık. Barış isteyen insanları cezaevine koydular. Akademisyenleri sanatçıları aydınları gazetecileri. Büyük bir mağduriyet var ortada. Bu kadar mağduriyet yaşanmışken AKP'nin bir vaadi bile olmaması gerektiğine inanıyorum.
(Listeler oluşturulurken Demirtaş ile görüşüldü mü? İmralı'nın bir etkisi var mı listelerde?) Pervin Buldan: Öcalan soyadını listelerimize Urfa'daki durumdan dolayı listelerimize almak zorundayız. Ufra'da bir Öcalan soyadı var. Her kesimden adaylarımız var. Demirtaş'ın önerilerini aldık. Birlikte ortak hazırladığımız bir liste.
Sırrı Süreyya Önder'i çok istedik. Sırrı Süreyya Önder iki dönem kuralına takıldı. Partimizin ilkesel olarak aldığı bir karar var. Bu kuralı bozan tek insan benim bir dönem İmralı heyetinde olduğum için zorunlu bir devamlılık oldu. Bu dönem de eş genel başkan olduğum için listelerde yer aldım.
Ekonomi programı
Sezai Temelli: AKP dönemi boyunca Türkiye'nin hem geçmişi hem geleceği satıldı. Türkiye aşırı derecede borçlandırıldı. 510 milyar dolarlık harcamadan sonra Türkiye 16 yıl önce neredeyse hala aynı noktada. Ve bugün AKP hala kaynak arayışında. Politik riskin yüksek olduğu ülkeler sermaye için risklidir. Faiz artışının nedeni bu. Daha da artacak. Halkın üzerinden bu yükü almamız lazım. Sadece sıcak para girişiyle bu iş olmaz. Sosyal bir programımız var.
Atanamayan çğretmenler var. Eğitime yatırım yapıyoruz diyorlar bina yapmışlar anca eğitimde nitelik o kadar düşmüş ki...
HDP'nin eğitim programı
Sezai Temelli: Türkiye'de eğitimi 4+4+4 gibi sistemden kurtarmak gerekiyor. Eşitliği sağlamak gerekiyor. Bütün aileler çocvuklarının geleceğinden kaygılı. Eğitimde o kladar çok sistem değişmiş ki artık her şey içinden çıkılamaz bir eğitim sorunları yumağına dönüşimüş. Eşitikçi bir sistem kuracağız.
Çok dilli bir eğitim sistemi getireceğiz. Resmi dil Türkçe'dir. Elbette herkes Türkçe'yi bilecek ancak çok dilli eğitim olacak.
"Çocuk Bakanlığı kuracağız"
Sezai Temelli: Çocuk meselesi çok önemli. Çocuk Bakanlığı kurmayı öneriyoruz. Çocuklara yönelik taciz ve şiddete yönelik bir yasa geldi. Onda bile yaş sınırı konuldu. Gençlik var. Üniversitelere yönelik yaklaşım üniversiteleri bölmeye yönelik rantçı bir yaklaşım var. Üniversiteleri çölleştirdiler. kim üretecek bu teknolojiyi? Üniversiteler bu olanaklardan yoksun.
"Kadın Bakanlığı kuracağız"
Pervin Buldan: Bir de kadın bakanlığı konumuz var. Çocuk bakanlığının yanında bir de kadın bakanlığı gibi bir projemiz var. Kadınların sorunlarını çözecek bir makanizma yok Türkiye'de. Önceden kadın bakanlığı vardı ismi değiştirildi. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi var. Kadınlar konusunda yapılacak çok çalışma var.
Yapılan yol, köprü, şehir hastaneleri gibi projelere nasıl bakıyorsunuz?
Sezai Temelli: Türkiye'nin kaynaklarını çarçur etmektedir. Şehir hastaneleri hasta garantili verildi. Önleyici tedavi önemlidir. Bunlar varken şehir hastanaleri projelerinden konuşuluyor. Gereksiz yol köprü yapılıyor. Çanakkale Köprüsü yapılıyor bunun fizibilitesi yapılmamış. Neden yapılıyor. Kaynağı çevirmek. Yolsuzluk ekonomisi bu. Bütçeden israfı kaldırabileceğimiz bir politika izleyeceğiz. 100 milyar lira israfı kaldırabiliriz. Kaynağı nasıl kullanmak önemli.
Türkiye'ye barış gelirse israf da azalacaktır. Savunma harcamalarını keseceğiz. Bir tane S-400 2,5 milyar dolar. Aslolan jeopolitiği yönetmektir. Barışçı bir politika izlemelisiniz. Aşırı abartılmış bir silahlanma yarışı içinde Türkiye.
Afrin ve Suriye konusu
Sezai Temelli: Afrin Afrinlilerindir. Suriye'de savaş başladığından beri bölgenin en huzurlu bölgesiydi. 150 bin Afrinli Afrin'den çıkmak zorunda kaldı. Türkiye çok uzun süre Yurtta Sulh Cihanda Sulh'u savundu. Barışı savunabilecekken silahlanma yarışı içindeyiz.
Esad ile görüşecek misiniz?
Sezai Temelli: Esad iktidardadır. Suriye halkı kendi geleceğini kendi belirleyecektir. İktidarı belirlemek bizim işimiz değildir.
Devletin tezlerinin ne kadar boş tezler olduğunu görmek için son 5 yıla bakın. 5 yıl boyunca tezlerin bir derinliği olmadığını gördük. Mesela Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik tezleri. O tezlerin bir karşılığı olmadığını gördük.
Diğer partilerle görüşmede olmazsa olmazınız nedir?
Sezai Temelli: Eşit yurttaşlık temelinde bir anayasa yapım süreci.
Cemaat yapılanmalarına nasıl bakıyorsunuz?
Sezai Temelli: Alışılagelmiş laiklik anlayışı bir baskı mekanizmaya dönüşüyor. Bu baskı kaldırılmalı ancak bunu yaparken bir eşitsizlik ya da Fethullahçı yapılanma gibi şeylerin ortaya çıkmaması devletin görevidir. Özgürlükçü laiklik bütün vatandaşların garantisi olacaktır.
YSK'nın sandık taşıma kararı
Pervin Buldan: Biz seçmenlerimizi taşıyacağız. Nerede olursa olsun. Bir araçla alınacak oy kullanacakları yerlere görütülecek. Sandık güvenliği meselesi sadece HDP'nin sahip çıkması gereken bir mesele değil. Biz tedbirleimizi aldık.
Af çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Pervin Buldan: Af meselesi ikiye ayrılmalı. Çocuk istismarı meselesini affedemeyiz. Toplum vicdanını rahatsız edecek bir düzenlemeyi biz bunu affediyoruz diyemeyiz. Fikir ve düşünce özgürlüğü öenmli. Bir yasal düzenleme ile insanlar özgürlüklerine kavuşturulmalı.
Bir gün mutlaka herkes HDP'li olacak.