Gündem

Demirtaş, Erdoğan'ın diplomasını YSK'ya soracak

Demirtaş'tan Erdoğan'a: Diplomayı sen mi aldın, rektör mü aldı? Niye rektöre çağrı yapıyorsun?

06 Haziran 2016 14:58

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın üniversite diplomasının olup olmadığına dair Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvuracak. Milletvekili adayı olurken de Cumhurbaşkanı adayı olurken de Yüksek Seçim Kurulu’na diplomanın da aralarında yer aldığı bir dosya verildiğini söyleyen Demirtaş, Cumhurbaşkanı olmak için üniversite mezunu olma zorunluluğunu hatırlattı. Demirtaş “Yüksek Seçim Kurulu’na başvuracağız. Çıkarın belgeyi diyeceğiz. Sen nasıl yargıya talimat verdin, ‘millet bunları istemiyor, yargılayın’ dedin. Milletin yarısı da senin diplomanı soruyor. Var mı, yok mu?” dedi.

Cumhuriyet yazarı Ayşe Yıldırım, Demirtaş'ın katılımıyla dün İstanbul'da Bakırköy'de gerçekleşen mitingi "Demirtaş, Erdoğan'ın diplomasını YSK'ye soracak" başlığıyla bugün (06.06.2016) köşesine taşıdı. 

Bakırköy Pazar Meydanı yavaş yavaş doluyor. HDP, DBP, HDK’nin “Darbeye karşı demokratik siyaset buluşmaları”nın izin verilen mitinglerinden birine sahne olacak. Ellerinde parti bayraklarıyla insanlar büyük bir coşkuyla geliyorlar meydana. Ama gelişleri o kadar da kolay olmuyordu. Mitingin yapılacağı Bakırköy’de 1 Mayıs’ı aratmayan bir güvenlik önlemi göze çarpıyordu. Polisler milletvekillerinin alana girişinde bile zorluk çıkartıyordu. Alanın üzerinde durmadan uçan polis helikopteri büyük tepki ve yuhalamalara neden oluyordu.

 

Mevsimlik işçi

 

Gözüm Yargıtay, Danıştaş ve Sayıştay başkanlarını arıyor. Ne de olsa davetini kırmayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rize’ye çay toplamaya gitmişlerdi. Bunun üzerine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da yüksek yargı başkanlarını “Buyurun 5 Haziran’daki mitingimize katılın” diyerek İstanbul’a davet etmişti. Gözlerim boşuna aramış, DBP Eş Genel Başkanı Sabahat Tuncel, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP milletvekilleri geldi, parti meclisi üyeleri geldi, hatta DİSK Başkanı Kani Beko ile KESK Başkanı Lami Özgen bile geldi. Ama onlar gelmedi.

Gelmedikleri için de Demirtaş’ın onlar hakkında söylediklerini de duyamadılar.

Demirtaş, “Mevsimlik işçi gibi Cumhurbaşkanı ile çay toplamaya giden Yargıtay başkanı”nı anımsatıp “Yargı bugün sesini çıkarmayacaksa bir daha hiç çıkarmasın” diyordu. Kendilerini yargılayacak gerçek yargı mekanizmalarını beklemenin hakları olduğunu söylüyor ve “Ama var mı böyle bir yargı? Yok” diye devam ediyordu. Bir çağrısı da “bazı savcılar”aydı Demirtaş’ın:

“Bizi yargılayıp, Saray’a nasıl yaranırım diye bekleyen bazı savcılar varmış. O savcılara sesleniyorum. Biz sizden daha hasretle bekliyoruz. Bakalım kim kimi yargılayacak. AKP’li hukuk komisyonu üyeleri haline gelmişsiniz. Asıl biz sizi yargılayacağız. Sanık sandalyesine Saray’daki zatı oturtacağız.”

 

Var mı, yok mu?

 

Erdoğan’ın süren “diploma bilmecesi” de Demirtaş’ın gündemindeydi. Erdoğan’ın, Marmara Üniversitesi rektörüne, arşivden çıkar diplomayı dediğini anımsatan Demirtaş, “Diplomayı sen mi aldın, rektör mü aldı? Niye rektöre çağrı yapıyorsun? Rektörden değil, senden istiyoruz diplomayı. Bir kâğıt parçası alt tarafı, göstermek bu kadar zor mu? Ama anlaşılan canlı yayında göstereceğin bir diploma yok. Olsaydı o diploma büyütülür tüm ülkeye asılırdı” diyordu.

Milletvekili adayı olurken de Cumhurbaşkanı adayı olurken de Yüksek Seçim Kurulu’na diplomanın da aralarında yer aldığı bir dosya verildiğini söyleyen Demirtaş, Cumhurbaşkanı olmak için üniversite mezunu olma zorunluluğunu anımsatıyordu. Erdoğan’ın söyleminin “şüphe yarattığını” bu nedenle de hukuki başvurularla konunun peşini bırakmayacaklarını vurguluyordu Demirtaş: “Yüksek Seçim Kurulu’na başvuracağız. Çıkarın belgeyi diyeceğiz. Sen nasıl yargıya talimat verdin, ‘millet bunları istemiyor, yargılayın’ dedin. Milletin yarısı da senin diplomanı soruyor. Var mı, yok mu?”

 

HDP kâbusu oldu

 

Tam bir yıl önce 7 Haziran’da HDP’nin devrimsel bir sürecin tetiksel hamlesini yaptığını, AKP’nin ve Erdoğan’ın da bunun için kızgın olduğunu söylüyordu Demirtaş. “Onlarca yıldır gizli ajandalarıyla Saray’daki zatın sinsice hazırlık yaptığını”, 7 Haziran’da da bu hazırlıklarını finale taşımayı planladıklarını anlatıyordu.

“Devleti ele geçirip medyayı, üniversiteleri, Milli Güvenlik Kurulu’nu kendine bağlı hale getirmiş, sivil toplum örgütlerini, kendilerine ait sendikaları kurdurmuş, binlerce evi olan Ensar vakfı gibi yapılarla devlet içinde ayrı devlet kurmuş bir yapıdan söz ediyorum. Sadece din devleti kurmak istiyorlar demek eksik olur. AKP dini diye bir şey var. Kendine has bir din yarattı, haşa kendine has peygamberlik yarattı. Sapkın bir tarikattan söz ediyoruz. Sadece dinci değil, milliyetçi ve ırkçı bir yapı. İşte bu dikta rejimini durdurduğumuz için çok kızgın, tedirgin. HDP olduğu için anayasayı değiştirip kendini güvence altına alamıyor. Onun için kâbus görüyor. HDP kâbusu oldu. Bu kadar acımasızlığının nedeni budur. Yüreğinde o kadar korku var ki, halk yürümeye başlarsa diye. Çünkü o zaman durduramayacağını biliyor. Onun için HDP’yi tasfiye etmeye çalışıyor.”

Tam bir yıl önce, 7 Haziran seçimleri öncesi HDP’nin Diyarbakır’daki 5 Haziran mitingine yapılan saldırının dün yıl dönümüydü ve yitirilen canlar da anıldı. Bu kez bombalar patlamadı ama her HDP mitinginde olduğu gibi polis, miting sonrası onlarca kişiyi gözaltına aldı.