Gündem

Demirtaş 2 yıldır cezaevinde: Teke tek dövüşten korkanların bugüne kadarki en namertçe icadıdır hapishane

"HDP ile aramda en küçük ideolojik sorun yok"

03 Kasım 2018 11:00

İki yıldır tutuklu olan Selahattin Demirtaş hapishaneyi, “Teke tek dövüşten korkanların bugüne kadarki en namertçe icadıdır hapishane" sözleriyle tanımladı. "Ama yine de tarih boyunca hapse atanlar değil, hapisten başı dik çıkanlar yazılmıştır yiğitlik defterine" diyen Demirtaş, "Bu yönüyle nafile bir icattır hapishane" ifadesini kullandı.

Demirtaş’ın partisiyle arasında sorunlar yaşadığına ilişkin olarak iddialara yanıtı, “HDP ile aramda en küçük bir ideolojik, siyasi, çizgisel sorun yoktur. Böyle bir şey olsa, bunu açıkça ifade etmekten çekinmeyeceğimi herkes bilir zaten" oldu.

Duvar'dan İrfan Aktan'ın sorularını yanıtlayan Demirtaş avukatı aracılığıyla şunları söyledi:

Dört duvar arasındaki son iki yılınızla ilgili nasıl bir muhasebe yaparsınız? Kişisel olarak mahpusluğun üzerinizdeki etkisi ne oldu?

Egemenlerin siyasi tutsaklıkla elde etmek istedikleri tek sonuç bedensel özgürlüğün kısıtlanması ve bu yolla eza çektirmek değildir. Aynı zamanda iradesini kırmak, mümkünse teslim almak, halktan ve siyasi mücadele çizgisinden koparmak, hiçleştirmek gibi sonuçlar elde ederek iktidarlarını süreklileştirmek isterler. Biz de bunların tek birinin bile gerçekleşmeyeceğini duruşumuzla, çabamızla ortaya koyduk, koyuyoruz. Nihayetinde hapishane kavramı bize yabancı değil maalesef. Yüz yıldır halkımızın her kesiminden milyonlarca insanın “ziyaretgahına” döndü bu mekânlar. Biz hapisliği normalleştirip olağanlaştırmayacağız ama birer iradi direniş mekânına dönüştürmekten de geri durmayacağız. İki yıldır biz de burada kararlı, iradi tutumumuzu korumaya, güçlendirmeye, temsil ettiğimiz halk iradesine ve mücadelesine layık olmaya çalışıyoruz. Buradaki bütün muhasebem de, yoğunlaşmam da bu yönlüdür. Başka türlü ayakta kalamazsınız zaten. İki yıldır hücre arkadaşım, Gever’in onurlu evladı, yoldaşım Abdullah Zeydan’la birlikte bütün tartışmalarımız, okumalarımız bu yönlüdür.

Sizce hapishane nedir?

Teke tek dövüşten korkanların bugüne kadarki en namertçe icadıdır hapishane. Ama yine de tarih boyunca hapse atanlar değil, hapisten başı dik çıkanlar yazılmıştır yiğitlik defterine. Bu yönüyle nafile bir icattır hapishane.

"Eksiklerimiz de, yetmezliklerimiz de, yanılgılı yaklaşımlarımız da oldu tabii ki"

Tutuklanmanızdan hemen önce, Ekim 2016’da sizinle Express dergisi için yaptığımız söyleşide şöyle demiştiniz: “Bize yönelik tutuklamalar da olabilir. Fakat biz tabanımızı buna karşı tepki gösterebileceği, elindeki bütün olanaklarla protesto edebileceği, iradesine sahip çıktığını ispatlayabileceği bir örgütlülük düzeyinde tutmaya çalışıyoruz. Diplomatik alandaki bütün çalışmalarımız bu başlığın bir parçası. Tutuklama gerçekleştiğinde önemli bir uluslararası dayanışma bekliyoruz –bu konuda belli hazırlıklarımız var. Güçlü konumdayız… Bir yandan bu çılgınlığı yapmamaları için uğraşıyoruz, ama yaparlarsa, postumuzun ucuz olmadığını göstermek istiyoruz. Böyle bir şey yapılırsa, bu HDP’nin durdurulmasına değil, sıçrayışına dönüşebilir. Bundan da herkesin emin olarak, özgüvenli hareket etmesi gerekiyor.” Üzerinden tam iki yıl geçen bu sözlerinizi, tutuklu bulunduğunuz iki yılın muhasebesi için bir dayanak yaparsak, neler söylersiniz? “Postunuzun” ucuz olmadığını gösterebildiğinizi, bu sürecin HDP’nin sıçrayışına dönüştüğünü düşünüyor musunuz?

Biz burada imkânlarımız ölçüsünde elimizden geleni yaptık. Eksiklerimiz de, yetmezliklerimiz de, yanılgılı yaklaşımlarımız da oldu tabii ki. Dışarıda ise hem partimiz, hem de halk üzerinde çok fazla baskı var. En küçük bir tepkiye bile çok sert yönelimler oldu. Ama biz biliyor ve hissediyoruz ki, halkımız bizimledir.

"Partide bazı yetmezlikler yaşanıyor olduğunu görmek üzüyor beni"

Geçtiğimiz günlerde HDP’nin kuruluşunun 6’ncı yıl dönümü vesilesiyle hazırlanan bir videoda sizin fotoğrafınıza yer verilmemesi epey tartışma yarattı. Her ne kadar görüştüğümüz bazı HDP’liler “bu tür küçük şeylerin” altında herhangi bir mesaj olmadığını söyleseler de, zaman zaman bu tür “küçük şeylerle” karşılaşıyoruz. Partinizle aranızda belli bazı gerilim noktaları olduğu, fakat karşılıklı olarak bunun üstünün sürekli örtüldüğü hissediliyor. Partinizle aranızda fikir ayrılıkları yaşıyor musunuz? Bu fikir ayrılıklarının temelinde ne yatıyor? Siz hapse girmeden öncesine dayanan sorunlar mı var?

HDP ile aramda en küçük bir ideolojik, siyasi, çizgisel sorun yoktur. Bunun herkes tarafından net olarak bilinmesini istiyorum. Böyle bir şey olsa, bunu açıkça ifade etmekten çekinmeyeceğimi herkes bilir zaten. Partide yönetim anlayışı, taktik ve siyasi hamleler konusunda bazı yetmezlikler yaşanıyor olduğunu görmek üzüyor beni sadece. Bundan kendimi de sorumlu tutarak hem özeleştiri yapıyor hem de eleştiri ve önerilerle dışarıdaki arkadaşlarıma güç vermeye çalışıyorum. Beni başka bir yerde, başka şekilde değerlendirmeye çalışanlar sadece vefasızlık yapmıyorlar, çok da ayıp ediyorlar. Fakat pire için yorganı yakacak kadar da alçalmayacağım hiçbir zaman. Ben, benden beklenen olgunlukla siyasi görevlerime layık olmaya çalışıyorum sadece. Gerisini zamana bıraktım artık. Benim bu mücadelede 28 yılım geride kaldı. Ömrümün kalanında da içinde doğup büyüdüğüm demokrasi ve özgürlük hareketinin bir evladı, yoldaşı olmaya devam edeceğim. Bu benim için bir onurdur. Kimse boş laflara kulak asıp da ciddiye almasın. Büyük bir moralle görevlerimize sarılalım hep birlikte.

"Halkımız ne zaman bu gidişata 'êdî bes e' derse, siyasi tutsaklar o zaman çıkar"

Ankara’dan İstanbul’a, Diyarbakır’dan Hakkâri’ye kadar, karşılaştığımız herkes “Demirtaş ne olacak, daha ne kadar hapiste kalacak” diye soruyor. Sizin buna dair bir öngörünüz var mı? Sizce ne zaman hapisten çıkarsınız?

Halkımız ne zaman bu gidişata “êdî bes e” derse, siyasi tutsaklar o zaman çıkar. Mesela önümüzdeki yerel seçimler, Newroz, 8 Mart hep “yeter artık” demenin fırsatlarıdır.

(...)

AKP-MHP ittifakının sonlanması, AKP’yi tekrar Kürt hareketine yanaşmaya iter mi? Böyle bir noktaya gelinirse, Kürt hareketi nasıl bir tutum alır, almalı?

AKP’nin böyle bir pozisyon değişikliğine gitmesi çok zor olsa da imkânsız değil. Nihayetinde biz bu partinin olağandışı, pragmatik dönüşlerine çok tanıklık ettik. Böyle bir durumda Kürt hareketi ne yapar, bunu ben bilemem. Ama kanımca demokrasi güçleri, demokrasi mücadelesine zarar vermeyecek, yeni faşizan dalgalara zemin olmayacak her türlü ciddi barış girişimine, ahlaken olumlu yaklaşmalıdır.

Söyleşinin tamamı için tıklayın