Gündem

'Demirören ailesine kızmadım, 25-30 yıllık medya patronları boyun eğiyor'

Gazeteci Can Ataklı, yollarını ayırdığı Vatan gazetesinin İmtiyaz Sahibi Demirören ailesine kızgın olmadığını belirterek, '25-30 yıllık medya patronları bile boyun eğiyor, ceket ilikliyor' dedi

24 Temmuz 2013 19:39

Vatan gazetesi ile kısa süre önce yollarını ayıran ve siyasete yeşil ışık yakan gazeteci Can Ataklı, “Kötü yazdığım, beceremediğim ya da gazeteye zarar verdiğim için işimden olmadım değil mi? Bugün Başbakan’ın bir bu konuda arzusu ya da dayatması olmasa, bunu bir şekilde hissettirmese beni neden göndersinler. Neden patronlarla savaşayım, sorumlu onlar değil. Demirörenler medyaya en son girmiş. 25-30 yıl medyada olanlar boyun eğip, bel büküp, ceket ilikliyorsa benim patronuma en son kızılması gerekmiyor mu?”” dedi.

 

'İzin uzayınca anladım'

 

Medyaradar’dan, Alev Gürsoy Cimin’e verdiği röportajda, Gezi Parkı olayları ve basın özgürlüğüne değinen Can Ataklı, bu yıl içinde ikinci kez zorunlu yıllık izne ayrılınca, gazeteyle ilişkisinin kesileceğini anladığını ifade etti. Can Ataklı, “Birinci ayın sonunda veya Gezi olayları başladığında bana "Dön" deselerdi tamam ama demediler. Ben zaten farkındaydım. Çok fazla sesimi çıkarmıyordum, belki şartlar düzelir diye ama olmadı” şeklinde konuştu.

Gezi Parkı olaylarıyla birlikte gündeme gelen sosyal medya kullanımıyla ilgili de konuşan Ataklı, “Twitter’da çok iyi işler yaptım. Bir tane tweetimi korkup da kaldırmadım. Ayrıca doğru tespitler ve iyi analizler yaptığıma da inanıyorum. Gezi süresi boyunca 120 binin üzerinde ek takipçim arttı. Demek ki başarılı ve iyi bir süreç geçmiş ki insanlar da beni izleyip haberleri benden almaya gerek duymuş. Bu da beni umutlandırıyor” ifadelerini kullandı.

 

'Başbakan böyle istedi'

 

‘Gezi’ süresince işini kaybeden gazetecilerin, kendilerini “hükümet mağduru gazeteciler” olarak nitelendirdiğinin hatırlatılması üzerine Ataklı, “Ben kötü yazdığım, beceremediğim ya da gazeteye zarar verdiğim için işimden olmadım değil mi? Ben durumu biliyorum, izan sahibi adamım. Bugün Başbakan’ın bir arzusu olmasa bu konuda ya da dayatması olmasa, bunu bir şekilde hissettirmese beni neden göndersinler. Bu gazeteyi alan işadamı beni tanımıyor mu, bu gazete neden satıyor bilmiyor mu? Buna rağmen, tiraj kaygısına rağmen sonuç bu oluyorsa ben daha ne yapayım. Neden patronlarla savaşayım sorumlu onlar değil ki. Demirörenler medyaya en son girmiş. 25-30 yıl medyada olanlar boyun eğip, bel büküp, ceket ilikliyorsa benim patronuma en son kızılması gerekmiyor mu?” diye konuştu.

 

‘AKP yıkılsın istiyorum’

 

Can Ataklı, röportajda AKP hükümetine yönelik eleştirilerde de bulunarak, “Ben şuna inanıyorum AKP iktidarı İstanbul’da yıkılırsa genel iktidar da bundan yara alır ve yıkılır. AKP iktidarının yıkılmasını istiyorum. Başbakan’ın kimyası 2 aydır düzelmedi. Hala gergin, hala sert. ‘Tencere tava çalanları ihbar et’ diyor. ‘3-4 kişi öldü kıyameti koparıyorsunuz’ diyor. Sanki böcekten bahsediyor. Mısır’da 300 kişi ölmüş kimse ağzını açmıyormuş. Tüm bunlara bir son demek için bu nedenle İstanbul’u almak lazım.  İstanbul’u almak için de AKP’den rahatsız olanların gönül rahatlığıyla oy verebilecekleri biri olmalı. Bunlardan biri de ben olabilirim diyorum. Benim demiyorum. O halde diyorum ki CHP’ye; sor halka. Senin düşündüğün isimleri de koy ankete. Ben önde çıkarsam buradayım aslanlar gibi de hazırım. Önde çıkmama rağmen koymazsan da yine senin takdirindir diyorum” dedi.