Gündem

DEM Partili Çandar'dan önemli iddia: Dışişleri Bakanlığı’nda ByLock benzeri uygulama var, Chat-In diye biliniyor

“Eminim bir çoğunuz bilmiyorsunuzdur”

30 Mayıs 2024 00:36
Namık Durukan

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, Dışişleri Bakanlığı’nın mensuplarına casus muamelesi yapan bir teşkilat haline geldiğini ileri sürerek, bakanlıkta bylock uygulamasına benzer bir sistem kullanıldığını söyledi. Çandar, “Bu uygulama, bu uygulamayı bulan kişinin adıyla Chat-In diye biliniyor. Bu uygulamaya göre, Bakan ve birkaç kişi hariç tüm Dışişleri mensuplarının bütün yazışma, bütün iletişimi, silinen mesajlar da dâhil olmak üzere kontrol altında; yurt dışında çalışanlar da buna dâhil” dedi.

TBMM’de görüşülmekte olan Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanun Teklifi üzerine konuşan Çandar, önemli bir iddiaya dikkat çekti. “Hukuka aykırılık bu iktidarın düsturu” diyerek konuşmasına başlayan Çandar, söz konusu teklifin TBMM İç Tüzüğü’nün 23. ve 38. maddeleri göz ardı edilerek Genel Kurul’a getirildiğini vurguladı. Çandar, “Bu kanun, bu haliyle iktidar grubunun parmak kaldırmasıyla geçse bile çok muhtemeldir ki Anayasa Mahkemesi’nden geri dönecektir” dedi.

“Dışişleri’nde dönen dolaplardan, kimin kim olduğundan ve hangi işleri çevirdiğinden haberimiz var” diyen Çandar, kariyer diplomatı olmayan Dışişleri Bakan Yardımcılarından birinin vize şirketleri ile ilişkisi olduğunu ve teklifin 6. maddesinin bu açıdan, bu teklifin “püf noktası” olduğunu ifade etti.

“Burası bu kanun teklifinin püf noktası”

“Mensuplarına potansiyel casus muamelesi yapan bir teşkilat hâline gelmiş bir Dışişleri’nden bahsediyoruz” ifadelerini kullanan Çandar, “Bakan ve birkaç kişi hariç, tüm Dışişleri mensuplarının bütün yazışma, bütün iletişimi, silinen mesajlar da dâhil olmak üzere kontrol altında; yurt dışında çalışanlar da buna dâhil” diye konuştu.

Çandar, bakanlığa yönelik şu iddiaları öne sürdü:

“Teklifin 6. maddesini okumak, Dışişleri’nin nasıl bir ticarethaneye çevrilmek istendiğini ortaya koyuyor. 6. maddenin (ğ) bendini okuyorum: 'Vize aracılık hizmet gelirlerinden genel bütçeye aktarılacak pay düşüldükten sonra kalan kısımdan Vakfa aktarılacak tutarlar' diye bir ibare var. Burası, bu kanun teklifinin püf noktası.

“Bakan yardımcılarından birinin vize şirketleri ile ilişkisi biliniyor”

Son günlerde Dışişleri Bakan Yardımcısı sayısı 5’e çıkarıldı. Bunların 3’ü kariyer diplomatı değil. Kariyer diplomatı olmayan bu dışişleri bakan yardımcılarından birinin vize şirketleri ile ilişkisi biliniyor. Bütün Dışişleri Bakanlığı mensupları bunu biliyor. Biz nereden biliyoruz? Dışişleri mensupları bunu bize bildirdiği için biliyoruz. Bize bunu aktaranlar, bizzat Dışişleri Bakanlığı mensupları. Yani Dışişleri’nde dönen dolaplardan, kimin kim olduğundan ve hangi işleri çevirdiğinden haberimiz var. Bunları yakında isim isim, olay olay ortaya koyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

“Chat-In diye biliniyor”

Dışişleri meslek memurları, olan bitenden büyük infial duyuyor, birçoğu Bakanlık’tan ayrılmayı düşünüyor. Özel sektöre geçmeyi düşünen çok sayıda Dışişleri meslek memuru var. Bilgi kaynaklarımız da Dışişleri Bakanlığı’nın namuslu unsurları. Bütün bu bilgiler, Dışişleri mensupları üzerinde kurulan akıl almaz kontrol mekanizmalarına rağmen bizlere akıyor. Nedir o mekanizmalar? Eminim bu söyleyeceğimi bir çoğunuz bilmiyorsunuzdur: Dışişleri Bakanı ve birkaç kişi hariç; tüm Dışişleri mensupları, genel müdürler, daire başkanları, büyükelçi, konsoloslar ve tüm personelin bir tür Whatsapp uygulaması yüklemesi zorunluluğu var. Bu uygulama, bu uygulamayı bulan kişinin adıyla Chat-In diye biliniyor. Tıpkı bir cemaatin bir dönem byLock kullanılması gibi. Bu uygulamaya göre, Bakan ve birkaç kişi hariç tüm Dışişleri mensuplarının bütün yazışma, bütün iletişimi, silinen mesajlar da dâhil olmak üzere kontrol altında; yurt dışında çalışanlar da buna dâhil.

Mensuplarına potansiyel casus muamelesi yapan bir teşkilat hâline gelmiş bir Dışişleri’nden bahsediyoruz. Diyeceksiniz ki 'Güvenlik uygulaması.' Güvensizlik gerekçesiyle muazzam, görülmemiş bir güvenlik uygulaması var. E, hâl böyle olunca, 'Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı' adı altında koca ve köklü bir devlet kuruluşunu ticarethaneye çevirme gayretinizi de anlamak gayet mümkün. Devleti ortadan kaldırıyorsunuz zaten. Pekâlâ, böyle bir Dışişleri, ticarethaneye de dönüşebilir. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun haddi hesabı yok, bunlara bir tane daha eklemeyin diyorum. Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu'nu bir an önce geri çekin."