Diyarbakır'da düzenlenen "Yerel yönetimlerde engelli politikaları ve uygulamaları" çalıştayında engellilerin sorunlarına değinen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, ülkede 10 milyon engelli olduğunu nacak bütçeden yüzde 1,2 pay ayrıldığını söyleyerek tepki gösterdi. Bakırhan, "Garantili geçiş yolları, havaalanları ve köprülerine dolarla verdikleri paralar onların aklına gelmiyor, 5 yıldızlı lüks otomobillerden tasarruf etmek akıllarına gelmiyor. Sıra engelliye gelince tasarruf tedbirleri var. Sıra belediyelerimizin engelliler hakkında bir hizmet yapmasına geldiği zaman tasarruf tedbirleri akıllarına geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Mercedesini yenileme biraz oradan tasarruf et. Ama maalesef işçi, emekçiye engelliye, ezilene gelince tasarruf tedbiri oluyor" diyerek iktidara seslendi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Yerel Yönetimler Kurulu ile Engelliler Komisyonu tarafından hazırlanan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı Yönetmeliği kapsamında 'Yerel yönetimlerde engelli politikaları ve uygulamaları çalıştayı düzenlendi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen programa DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Ayşe Serra Bucak Küçük ve Doğan Hatun, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal ile çok sayıda DEM Partili belediye eş başkanları katıldı.
Programda engellilerin sorunlarına yönelik konuşma yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Türkiye'de 10 milyona aşkın engellinin olduğuna dikkat çekerek, engellilere yeterli bir bütçenin ayrılmamasına tepki gösterdi. Savaşın kendisi sadece katliam değil, aynı zamanda engelli nüfusun artması ve onlara ayrılan kaynakların ortadan kaldırılarak iyi olmayan şartlarda yaşamlarını devam ettirmelerini sağladığını söyleyen Bakırhan, şunları söyledi:
"Onun için savaşa karşı olmalıyız. Onun için savaş yerine diyalog ve müzakere ile sorunların çözümü savunmalıyız. Savaş sadece yaşanılan ülkeyi, orada yaşayan halkları, inançları ve farklılıkları etkilemiyor; bir bütün aslında dünyanın kendisini, coğrafyasını, havasını, suyunu, kaynaklarını etkiliyor. Umarım Diyarbakır'da yaptığımız bu kıymetli ve değerli çalıştayın sonuçlarında yine bu yok edici savaş ve çatışmalara karşı güçlü ortak bir irade ortaya koyarak sonuçlarını yansıtırız. Bir ülke düşünün 10 milyona yakın engelli var. Bu, nüfusun yüzde 12’sini oluşturuyor. Fakat toplumun yüzde 12’sini oluşturan engelliler ile onların yaşamlarını kolaylaştıracak onları eşit yurttaşlar olarak yaşamlarını rahatlatacak onlara bir gelecek vadedecek maalesef açılımlar, yasalar yok. 10 milyon engelli var, toplumun yüzde 12’sini oluşturuyor. Bütçeden engellilere yüzde 1,2 pay ayrılıyor. Onun da nerede nasıl kullanıldığı sanırım bilen yok. Bütçeden başta Diyanet İşleri Başkanlığı, savunma ve güvenlik olmak üzere devasa devasa rakamlar ortaya konulurken maalesef toplumun yüzde 12’sine neredeyse her birimizin ailesinden bulunan akrabamız olan siz değerli kıymetli yurttaşlara yönelik maalesef ciddi bir yaklaşım yok."
"Türkiye engelli hakları sözleşmesini de tanımıyor ya da gereklerini yapmıyor"
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesi’nin altına imza atmış ama gerekleri diğer meselelerde olduğu gibi yerine getirilmediğini aktaran Bakırhan, şöyle konuştu:
"DEM Parti’yi klasik bir paranteze sıkıştırarak, sadece kimi meselelerle ilgilenen bir parti olarak gösterenlere de engelliler konusunda yaptığımız çalışma, atılım bugün burada gerçekleştirdiğimiz bu kıymetli önemli çalışma çok değerlidir. Bundan sonra da sizlere söz veriyoruz; Kürt’ün, kadının, Alevi’nin, ötekinin, mültecinin yanında olduğumuz kadar hatta ondan daha fazla sizinle birlikte sizinle eşit yurttaşlar olarak, erişebilir hizmetler sahip olduğunuz bir Türkiye mücadelesini birlikte yürüteceğimizin sözünü vermek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti, Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesi’nin altına imza atmış ama gerekleri diğer meselelerde olduğu gibi yerine getirilmiyor. Nasıl ki AİHM kararlarının altına imza atıyor ama tanımıyorsa; engelli hakları sözleşmesini de tanımıyor ya da gereklerini yapmıyor. Engelli yurttaşlarımızı işsiz, erişebilir hizmetlerden mahrum bırakacaksın, utanmadan 3 Aralık’ta da maşallah herkes sıraya giriyor engelli gününü kutlamak için. Ama 365 günde acaba engelliler ne yapıyor, nasıl yaşıyor, bir gelişme sağlandı mı? Bu bütçenin bir bölümünü bu yurttaşlarımızın hizmetine nasıl sunarız nasıl onların yaşamlarını kolaylaştırırız gibi bir çalışma maalesef yok. Bu konuda da duyarlı olacağız. Sürekli engellilerin durumunu onlara hatırlatacağız. Türkiye’yi, BM Engelliler Sözleşmesi’nin altındaki imzaya uyması çağrısı yapıyoruz. Hiç olmazsa buna uysunlar."
"Atama bekleyen engellilere gelince tasarruf tedbirleri akıllarına geliyor"
"Biz anadili savunan, hangi etkin grup olursa olsun kendi anadilinde eğitim görmesini, anadilinin yasal bir zemine kavuşturulmasının mücadelesini veriyoruz" diyen Bakırhan, iktidarın harcamalarını eleştirdi. Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz arkadaşlarımızla birlikte işaret dilinin de yasal bir statüye kavuşmasını savunacağız. 12 milyon insanı ilgilendiren bir grup insanın iletişim kurduğu ve onun üzerinden yaşamını idame ettirdiği işaret dili konusunda da iktidara da çağrı yapıyorum. Duyarlı olunmalı, bu bir statüye kavuşturulmalıdır. Atama bekleyen engellileri biliyoruz. Atama bekleyen engellilere gelince tasarruf tedbirleri akıllarına geliyor. Suriye’de maaşlı askerlere akan paralar kimsenin aklına gelmiyor. Garantili geçiş yolları, havaalanları ve köprülerine dolarla verdikleri paralar onların aklına gelmiyor, 5 yıldızlı lüks otomobillerden tasarruf etmek akıllarına gelmiyor. Sıra engelliye gelince tasarruf tedbirleri var. Sıra belediyelerimizin engelliler hakkında bir hizmet yapmasına geldiği zaman tasarruf tedbirleri akıllarına geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Mercedesini yenileme biraz oradan tasarruf et. Ama maalesef işçi, emekçiye engelliye, ezilene gelince tasarruf tedbiri oluyor. Atama bekleyen engellilerin sorunları bir an önce çözülmelidir. Hatta eğer atama yapılacaksa en pozitif ayrımcılığın yapılacağı alan bence burasıdır. Engellilerin emekli olmaları da zorlaştırılıyor. Sizinle ne sorunları var bilmiyorum ama Allah onlara göstermesin diyelim. Emekli meselesinde de tam tersine ayrı bir parantezin açılması gerekiyor. Daha rahat ve çabuk emekli olmalarını sağlayacak, yaşamlarını idame ettirecekleri bir çalışmaya ihtiyaç var. Bir ÖTV muafiyeti var, AKP iktidarının temel gündemi odur. Ya bir araç hakkı tanımışsın oradan da vergi alma, ÖTV alma ne olacak kıyamet mi kopacak? Şimdi onunla uğraşıyorlar. Özel bakım merkezleriyle ilgili doğru dürüst bir denetim yok. Buradaki yurttaşlarımız ne yaşıyor mutlular mı? Bunun da bir denetime kavuşturulması gerekiyor. Orada engelli yurttaşlarımızın rahat bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri için onlara da devlet destek sunmalıdır. Onların da iyi hizmet sunması için onların alt yapılarını oluşturacak bir çalışmanın yapılması gerekiyor."
"Sizin bağımsız bir yaşam sürmeniz için elimizden gelen her şeyi yapacağız"
Engellilerin bağımsız bir yaşam sürmeleri için çalışma yürüteceklerini belirten Bakırhan, "Biz ihale belediyeciliği, rant belediyeciliği yapmıyoruz. Biz engelliler nasıl rahat yaşar, nasıl yaşamını rahatlatırız belediyeciliği yapıyoruz. Biz belediye kaynaklarını yerelde yaşayan bütün sınıflar, kimlikler için nasıl adil ve eşit bir şekilde hizmete dönüştürürüzün mücadelesini veriyoruz. Engellilerin bağımsız yaşam hakkı bizim boynumuzun borcudur. Sizin bağımsız bir yaşam sürmeniz için elimizden gelen her şeyi belediyelerimizle yapacağız. Bakın Türkiye’de büyük partiler var. Ağızlarını açtıkları zaman bir sürü geçmişe göndermeler yapıyorlar. Şu ana kadar engelli manifestosu açıklayan tek parti bizim partimizdir. Bir engelli manifestoları yok. İktidarın bile yok. Ama DEM Parti’nin var. Engellilerin partisi DEM Parti olacak. Birlikte daha iyi çalışmalar çıkaracağız, daha güzel çalıştaylar ve çalışmalar yapacağız. Birlikte mücadele edeceğiz" şeklinde konuştu. (ANKA)