5 Mayıs 2016'da İstanbul Beyoğlu'ndaki evinde işkence edilerek öldürülen müzisyen Değer Deniz'in katiline verilen 45 yıl hapis cezasına ilişkin kardeşi Orhan Deniz "45 yıl hapis cezası ders gibi, artık katiller, sapıklar kafasına göre yalan söyleyemeyecek" dedi. Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman'a konuşan kardeş Deniz, "Hak yerini buldu! Biz başından beri adalet dışında hiçbir yolu düşünmedik. Katil ya da hırsız değiliz çünkü. Adalet üzerinden sonuç bekledik. Başımıza neler gelirdi bilmiyorduk. Malum, bu ülkede insanlar tecavüzcüleriyle evlendirilmek bile isteniyor. Biri de çıkıp bizi suçlayabilirdi. Ama şaşırtıcı bir şekilde inanılmaz modern ve açık fikirli insanlara denk geldik ve bu güzel sonuç doğdu. Emeği geçen herkese teşekkür ederim" ifadesini kullandı.
Arman'ın Hürriyet gazetesinde Değer Deniz'in sapık katili hak ettiği cezayı aldı! başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Değer Deniz cinayetini hatırlıyor musunuz?
Hepimizin tüylerini ürperten korkunç bir vahşetti.
Tinerci sapık, gecenin bir yarısı Değer Deniz’in evine tırmandı ve genç kadına işkence yaptı, tecavüz etti, sonra da boğarak öldürdü.
Değerli bir müzisyendi Değer.
Evinde uyuyordu.
Bu vahşetin herhangi bir sebebi de yoktu, önceden tanışıklıkları da yoktu.
Gerçi iğrenç mahluk, “O benim sevgilimdi!” gibi klişe yalanlara sığınmaya çalıştı.
Ama mahkeme heyeti itibar etmedi.
Gerekçeli kararı geçen hafta, 14 Aralık’ta açıkladı.
Tam da Değer Deniz’in doğum gününde...
Şahane bir şey oldu...
Şa-ha-neeeeeeeee...
Ders niteliğinde bir karar.
Ne indirim...
Ne iyi hal.
Ne de Değer’i kötü bir duruma ya da şaibeye düşürecek bir tek kelime. Tam 38 sayfalık, üzerinde çok düşünülmüş, çok çalışılmış bir karar! Emsal bir karar!
Genellikle şikâyet ediyoruz, isyan ediyoruz, “Suçlular hak ettikleri cezayı almıyor!” diyoruz, “Kravat takıp iyi halden yırttılar!” diyoruz...
Ama bu sefer öyle olmadı, tecavüzcü sapık katil, hak ettiği cezayı aldı!
Bu meseleler üzerine yazan bir gazeteci olarak, bu ülkede yaşayan bir kadın olarak, bir kız çocuğu annesi olarak, mahkeme heyetine ve heyet başkanı kadın yargıcımıza teşekkürü borç bilirim. Yürekten bir teşekkür bu. Kalabalık avukat heyetini de kutlarım. Evet, çok fena şeyler oluyor bu ülkede ama bakın adaletin yerini bulduğu da oluyor.
Bugün teybimi Değer Deniz’in erkek kardeşi Orhan Deniz’e uzattım...
Gördük ki adalet varmış
Hiçbir şey Değer Deniz’i geri getirmez... Ama mahkeme sonuçlandı! Ne indirim ne iyi hal ne de ablanız Değer Deniz’i kötü bir duruma düşürecek bir tek kelime. Ders niteliğinde bir karar... Biz havalara uçtuk! Siz neler hissettiniz?
Tabii ki çok mutlu oldum! Ama aynı zamanda gurur duydum. Kendi adıma ya da birlikte çalıştığım muhteşem insanlar adına değil de Değer adına çok gurur duydum! İnsan bu hayatta birçok şey yaşar, yaşatır, yaratır. Fakat öldükten sonra, binlerce insanın sesi olabilmek herkese nasip olmaz! Değer oldu...
Haklısınız! Davanın sonucunu alınca, “Hak yerini buldu!” dediniz mi?
Elbette, hak yerini buldu! Biz başından beri adalet dışında hiçbir yolu düşünmedik. Katil ya da hırsız değiliz çünkü. Adalet üzerinden sonuç bekledik. Başımıza neler gelirdi bilmiyorduk. Malum, bu ülkede insanlar tecavüzcüleriyle evlendirilmek bile isteniyor. Biri de çıkıp bizi suçlayabilirdi. Ama şaşırtıcı bir şekilde inanılmaz modern ve açık fikirli insanlara denk geldik ve bu güzel sonuç doğdu. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Emsal bir karar
Bu verilen, emsal bir karar! Bütün kadın cinayetlerine örnek olacağını düşünüyor musunuz?
Elbette. Artık katiller, sapıklar kafasına göre yalan söyleyemeyecek! 38 sayfalık gerekçeli kararımız bunun önüne geçecek. Bu dava, şu anda Amerika’da hukuk okuyan birinin tez konusu. Arayıp izin aldılar bizden. Bu kadar önemli, bu kadar ciddi bir karar bu. Avukatlarımız Hülya Gülbahar ve Selin Nakipoğlu’nun deyimiyle, “Ders niteliğinde bir karar”! Amacımız katilin indirim almaması ve kararın emsal olmasıydı. İkisi de oldu. Biz yaşadıkça bu karar ile yolumuza devam edeceğiz...
Peki sizce bir gariplik yok mu? Biz bu ülkede kadın cinayetlerinde, verilmesi gereken cezalar verilmediği için, isabetli bir kararda sevindirik oluyoruz. Oysa olması gereken zaten buydu!
Doğru. Ama işte, bu ülkenin de gerçeği bu. Zaten değiştirmek istediğimiz de bu. Ablamın katilinin indirim almamasına seviniyorum. Ne kadar zavallı bir durum aslında! Bu ülkede bir şeyler olması gerektiği gibi olunca seviniyoruz. Halbuki evinde uyuyan bir insana tecavüz edip, boğup, işkence ederek öldürüyorsun.
Yetmiyor, az hapis yatıyım diye, “Sevgilimdi!” deyip ikinci kez tecavüze kalkışıyorsun. Ve biz bu tecavüzcü katil hapse girsin diye Türkiye’nin konularında en iyi avukatları ile çalışıp, günlerce uyumadan mücadele veriyoruz, sadece adalet olduğuna inandığımız için. Ama bazen gerçekten de adalet varmış, bunu gördük! Tamam, biraz şanslıydık ama onun haricinde pırlanta gibi değerli avukatlarla çalıştık. Bu, onların ve kadın mücadelesi veren tüm dostların başarısıdır...