Gündem

Davutoğlu: Türk vatandaşları en geç Haziran sonunda Avrupa'ya vizesiz seyahat edebilecek

AB: Türkiye bütün yasa dışı yollardan Yunanistan'a varmış göçmenleri geri alacak

08 Mart 2016 04:25

Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu "Türk vatandaşları en geç Haziran sonunda vizesiz seyahat edebilecek" dedi.  Davutoğlu, Türkiye'den Yunanistan'a geçen bütün göçmenlerin kabul edileceğini söyledi.

Zaman gazetesine kayyum atanması konusundaki soruyu cevaplayan Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Dündar ve Erdem Gül hakkında  verdiği 'hak ihlali' kararını hatırlatarak "Gazete hakkında kararı veren mahkeme de bağımsızdır. Bağımsız mahkeme bu gazetenin gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil de bireysel hak ve hürriyetlere zarar verdiğine karar vermiştir" diye konuştu.

 

Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle: 

"Suriye'de durumun daha kötü gelmesi nedeniyle Türkiye üzerinden Ege denizi üzerinden mülteci akını devam etti. Bizim sağlam kararlar almamız lazım. Konuyu çok dikkatli bir şekilde etüt ettik, teklifler getirdik. Yaratıcı ve yapıcı tekliflerdi bunlar. Bizler aldığımız kararları uygulamaya devam edeceğiz ama cesur bir karar aldık. Bütün düzensiz göçmenlerin Türkiye'den gidiyorlarsa onları geri almayı kabul ettik ırkları ne olursa olsun. Türkiye tarafından Yunanistan adalarından alınacak olan her bir Suriyeli mülteci yerine Avrupa'ya bir mülteci gönderilmesine karar verdik. İnsan kaçakçılarının önünü alacaktır bu. İnsani bir amaçtır bu. Ege denizinde artık insanların ölmelerini istemiyoruz.

"Suriyeli mülteciler kabul etmekle yasadışı göçü minimize etmek amacındayız. Bizden planlanandan önce vize serbestliğinin Türkiye'ye tanınmasını istiyoruz. Vize serbestleştirilmesini en geç Haziran'ın sonunda kararlaştırılmasından dolayı çok mutluyuz.En geç Haziran sonunda vizesiz seyahat edebilecek Türk vatandaşları.

"5 tane yeni faslın açılmasını istiyoruz. 29 Kasım'dan sonra söylemişti bunları bana, hızlıca açılmasını istiyoruz bunları.
3 milyar Euro'luk bir yardım vardı, Suriyeli mültecilere. Tek bir kuruşu bile Türkiye vatandaşlarına harcanmayacak. Türkiye kendisi için bir para istemiyor. Her bir kuruş Suriyeli mülteciler için harcanacak. Biz bu sürecin önümüzdeki günlerde başlamasını istiyoruz. Okullar, hastaneler kuracağız. Ek fonlamada olacaktır çünkü bizim 29 Kasım'daki bildirgemizdeki 3 milyar Euro, başlangıç için ortaya konmuştu. Ek fona ihtiyaç duyduğumuz zaman, bazı başlıklar gördüm, Türkiye daha fazla para istiyor diye başlık çıktı. Türkiye kendi bütçesinden para harcıyor mültecilere. Biz adil bir yük paylaşımı istiyoruz. Türkiye bu insani trajedinin sorumlusu değildir, AB de değildir. Bu trajediden sorumlu olan ateşkesi yapmak zorundadır.

"İnanıyorum 18 Mart't yapılacak olan zirvede bir belge yayınlanacaktır. Bizim belgemize dayalı çıkacak bu belge. Bu amaçları sahada gerçeklik halin nasıl getiririz onu tartışacağız. Tek bir takım ortak bir şekilde insanlık onurunun geleceği için hareket ediyor.

"Tabii ki AB platformu bir ailedir. Ortak değerler üzerine kurulmuş. Her şeyi burada tartışıyoruz. İfade özgürlüğü bizim de temel değerimizdir. Türk demokrasisinin temel değeridir. Medyamızı takip edenler görecektir birçok gazete var hükümet karşıtı olabilirler, bizi eleştiriyor olabilirler. Ben de eski bir köşe yazarıyım, ben de yazı yazdım, ifade özgürlüğüyle alakalı bir sıkıntıyla karşılaşmadım. Çok dinamik bir medya var. Çok ağır eleştiriler de var. Geçtiğimiz yıl iki seçim yaptık, çok dinamik bir atmosfer vardı, her şey çok özgür tartışılabildi, marjinal görüşler dile getirilebilmektedir. Şu andaki vaka adlidir, siyasi değildir. Savcıların ortaya koyduğu iddianamelere baktığımız zaman konu kara para aklamayla alakalı bir konu. Suç şebekesinin adli unsurları, polisi kullanmak suretiyle işledikleri suçlarla alakalıdır. Bireysel kişilere karşı komplolor kuruluyor. İki gazeteci AYM kararı sonucu serbest bırakıldı. Bu gazetecilere devletin gizli belgelerini ifşa etmek suçundan tutuklanmıştı. Bağımsız mahkemedir karar veren. Aynı bağımsızlık bu gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil de bireysel hak ve hürriyetlere zarar verdiğine karar vermiştir. Kararlar hiçbirinde ben veya hükümetimin etkisi yoktur, adli bir süreçtir. 

"Başka adımlar da vardır bunun adil olmadığını düşünüyorlarsa yüksek mahkemelere gidebilir. Hiç kimse Türkiye'yi ifade özgürlüğüne sahip olmamakla suçlayamaz. Eğer şüpheleri varsa Türkiye'ye gelip görebilirler.

"Ben de verilen sözlerin yerine geleceğine inanıyorum. Sıradan bir söz değildir, sayın konsey başkanı var, Tusk hepimizin ortak bir dostu. Juncker de yakın bir dostumuz. Yardımcı oldu kendisi çok katılım sürecine. Eğer konsey ve komisyon bu davaya kendilerini adıyorsa şüphe duyamam. "
 

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker konuşmasından satırbaşları şöyle:


"İlke olarak anlaşmaya vardık. Bütün yasa dışı göçmenleri Yunanistan'a varmış olanları geri alacak. Ve alınan Suriyeliler karşılığında da Türkiye'den yasal olarak Avrupa'ya geri alınacak. Birçok açıdan oyunu değiştirecek bir şeydir bu. Suriyelilerin Ege denizindeki kaçakçıları ellerinde ne varsa önüne geçeceğiz. Bu da tabii ki Yunanistan'ın üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Bunlar ilke olarak anlaştığımız şeylerdir, uygulanabilir olmalarını bekliyoruz ilerleyen dönemde. İlke olarak bu noktada bunu kabul ettik, 10 gün içinde AP çalışmalarına devam edecek.

"Vize kolaylaştırmasıyla alakalı. Bu süreci hızlandırmak istiyoruz ancak tabii ki standartlar değişmeyecek. Daha önce üzerinde kaldığımız standartlar uyarınca yapılacak. Normal işlevinin devam ettirilmesi için bütün çalışmalar yapılacak. Liderler olarak zorlu zamanlardan geçiyoruz. Mültecilerin ilk giriş yaptığı ülkeleri yalnız bırakamayız tabii ki. Yunanistan'a 700 milyon Euro'luk yardım yapmayı kabul etmiştik zaten. 

Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Nihai başarıya ulaşacağız. Bunun da sebebi hepimiz, şunu biliyoruz ki şu anda gerçekten bir atılım yapmamız gerekiyor. Türk dostlarımızın ortaya koydukları teklif gerçek bir ilerleme kaydetmek için ortak eylem planımızın bütün yönlerini kapsayan bir şanstır. Bazı ayrtınlıar konusunda ihtiyatlı olmamız gerekiyor. Hepimiz şunun farkındayız ki şu anda en ümit eden dönemdir.