Ulusal Kurtuluş Savaşı döneminden 95 yıl sonra İzmir’de ağırlanan ilk Yunanistan Başbakanı olan Alexis Çipras’ın Türkiye ziyareti iki ülke arasında yakın diyaloglara sahne oldu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, kendisine “Dostum Ahmet” diye hitap eden Çipras’a, iki ülkenin karşılıklı olarak “Casus belli/Savaş nedeni” angajmanına neden olan yaklaşımlarına son vermeyi teklif ettiğini açıkladı. Davutoğlu, 22 Türk ve Yunan bakanın "ortak bir hükümet gibi" toplantı yaptığına işaret etti ve İzmir'deki Başbakanlık ofisinde ağırlanan ilk liderin Çipras olduğununun altını çizdi. Çipras da Türkiye'nin AB üyeliğine destek verdiklerini belirtirken Davutoğlu'nu mülteci krizi sürecindeki "cesur tavrından dolayı" kutladı.
Yunan parlamentosu Mayıs 1995’te Ege’deki karasularını Türkiye’nin egemenliğindeki bazı adaları da kapsayacak şekilde 6 milden 12 mile çıkaracağını ilan ettikten bir hafta sonra TBMM, bu kararın uygulanmasını “savaş nedeni” (Latince: Casus belli) sayacağını duyuran bir karar almıştı.
Yunan mevkidaşı Çipras ile İzmir'deki görüşmeden sonra yapılan ortak basın toplantısında konuşan Başbakan Davutoğlu tarihe önem taşıyan bir çağrı yaptığını açıkladı. Davutoğlu, bir Yunan gazetecinin "Burada yakın işbirliğinden söz ediliyor ancak Türkiye hükümetinin Yunanistan'a karşı 'casus belli' angajmanı var, bu çelişkili değil mi? Türkiye'nin, 'casus belli' tutumu değişmeyecek mi" sorusu üzerine özetle şunları söyledi:
"Doğrusu Türkiye-Yunanistan ilişkileri zaten değişti. Bugün İzmir'de 22 bakanının katılımıyla ortak bir hükümet gibi toplandık. İki ülkenin ilişkilerinde önemli sorun psikolojik eşikti. Psikolojik eşiği aşktık. İhtilaflı hava sahası alanları sorunlarını çözeceğiz. Ege'de, afedersiniz, 'it dalaşı' olarak tabir edilen uçuşlarda her an bir kaza olabilir. Genelkurmay başkanlarımıza karşılıklı olarak görüşmeleri için talimat vereceğiz. İkisi de NATO'da birlikte çalışmış, birbirlerini tanıyan Genelkurmay başkanları. Bizim, 'casus belli' için tutumumuz açıktır.Türkiye bu kararı yanlış hatırlamıyorsam Haziran 1996'da Yunanistan parlamentosunun aldığı (karasularını 12 mile çıkarma kararı/T24) karar karşılık olarak bir hafta sonra almıştır. Sayın Çipras'a da görüşmemizde söyledim; gelin iki kararı birden karşılıklı olarak kaldıralım. Ne Türkiye'nin, ne Yunanistan'ın birbirine karşı savaş isteği, hırsı var. Çatışmadan yarar gelmiyor. Atatürk ve Venizelos'un verdiği dostluk mesajının devamıdır bu. İskandinav kuşağı niye barış ve refah bölgesi olarak anılıyor da... Avrupa medeniyetinin doğduğu bu kuşak tekrar refah, medeniyet kuşağı olmalı. İhtilaf ve savaş gibi kavramları ilişkilerimizden tümüyle çıkarmaya tamamen hazırız."
Davutoğlu'nun bu sözleri üzerine Çipras da "Sizinle hemfikirim. Savaş, çatışma kelimeleri, 'casus belli' 1960'ların anlayışını yansıtıyor, bugünkü işbirliği anlayışımıza uygun değil" dedi.
Davutoğlu ortak basın toplantısında ayrıca "AB ile vize muafiyeti haziran ayında başlayacak. Vize muafiyetinin gerektiği yasaları gerçekleştireceğiz. İlgili 9 kanun çıkarılması lazım, muhalefet liderlerine çağrıda bulunuyorum" ifadelerini kullandı.
Atina-Ankara arası uçak seferi
Davutoğlu, iki ülkenin başkenti arasında uçak seferlerinin olmadığını fark ettiklerini ve bunu değiştirmek için çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. "THY ile temas kurduk, Ankara ile Atina arasında uçuşlar başlayacak" diyen Davutoğlu, iki ülke arasındaki ortak çalışmalardan bahsederken "Türk ve Yunan ders kitaplarının gözden geçirilmesi için ortak bir çalışma yürütüyoruz" dedi.
Kilis'e düşen roket
Kilis'te iki vatandaşın ölmesine sebep olan roket atışıyla ilgili soruyu cevaplarken Davutoğlu, "Bugün Kilis’te üzücü bir olay yaşadık, DAEŞ tarafından roket atışı söz konusu oldu. Angajman kuralları çerçevesinde misliyle karşılık verildi. İlgili güvenlik birimlerinden gerekli bilgiyi aldık, saldırının her türlüsüne karşı TSK’ya verilmiş talimatlar var. Tedbirler gözden geçirilmiştir, hazırlıklarımız zaten vardı. Suriye’deki ateşkesin ne kadar kırılgan olduğu gözler önüne seriliyor" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Aldığımız bütün tedbirlere rağmen, 29 Kasım’dan bu yana Türkiye’yi transit olarak kullanmak isteyen insan kaçakçıları var, sahilimize vuran çocuk bedenleri var. Kayıtsız kalmamız mümkün değil.
"Uzun müzakereler sonrası AB tarafından kabul gören, düzensiz göçü düzenli kılmak için mutabık kaldık. Yakalanan göçmenler, Türkiye tarafından alınacak. Bu göçmenlerin sayısı kadar göçmen de, böyle bir maceraya yürümememiş, aynı sayıda göçmen Avrupa’ya gönderilecek. Herhangi bir artış olmayacak, ne kadar alıyorsak, o kadar göçmeni düzenli olarak göndereceğiz.
"Bunu yapmamamız durumunda düzensiz göçü teşvik ediyor. Düzenli göçün kuralları koyup, AB’nin kabul edeceği göçmenleri tespit edip normal yollardan göndereceğiz. Maliyetine bakıldığında, yeni kabul dolasıyıla bunu öne almış olduk. AB ile vize muafiyeti haziran ayında başlayacak. Vize muafiyetinin gerektiği yasaları gerçekleştireceğiz. İlgili 9 kanun çıkarılması lazım, muhalefet liderlerine çağrıda bulunuyorum.
"Maliyete gelince yeni kabul dolasıyıla Ege’den aldığımız her mülteciyi Avrupa karşılayacak.
"Bugün ele aldığımız konular ilişkilerimizin derinliğini gösteren boyutlara sahip. 11 bakanın katıldığı toplantıda iş birliği alanlarımızı tanımladık. Dün AB zirvesinden buraya geldik birlikte. Dolasıyıla son gelişmeleri, Suriye krizi ve sonuçlarını ele alma imkanı bulduk. Öncelikle eş başkanlığını yaptığımız konsey toplantısındaki memnuniyetimi ifade etmek istiyorum. Çok büyük iş imkanları var Yunanistan’la aramızda. İki taraf arasındaki dostluk ilişkisi en önemlisidir.
"İzmir Selanik arasında feribot seferleri için altyapı çalışmaları tamamlanıyor.
"Çipras’la birlikte görüşürken iki başkent arasında doğrudan hava iletişiminin olmadığını fark ettik. THY ile temas kurduk, Ankara ile Atina arasında uçuşlar başlayacak.
"Yunanistan’la aramızdaki turizm alanındaki geniş potansiyeli geliştirmeye kararlıyız.
"10 milyar dolar olan ticaret hacminin hızla artmasını istiyoruz. Özellikle yatırımlar bağlamında Yunanlı yatırımcıları ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.
"Ders kitaplarımızın gözden geçirilmesi dahil ortak bir çalışma yürütüyoruz.
"Dün Brüksel’de önemli zirveye birlikte katıldık. 3 ay içinde 2. ziyaret bu yaptığı Türkiye’ye Sayın Çipras’ın. AB-Türkiye ilişkileri dolasıyıla kendilerine teşekkür ediyorum. Suriye’den kaynaklanan göçmen krizi dolasıyıla Türkiye Yunanistan aynı perspektifi paylaşmaktadır. Türkiye, Suriyeli masumlara kapılarını açtı. Yunanistan da doğrudan etkilenen ülkeler arasında.
"Sayın Çipras’ın gösterdiği anlayışlı yaklaşım için teşekkür ediyorum. Kıbrıs ve Ege sorunun çözümüne çok yakınız. Doğu Akdeniz’in krizlerle anılan bir yer değil, ortak gelecek perspektifiyle anılan bir bölge olmasını arzu ediyoruz."
Yunanistan Başbakanı Çipras'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’a, Ahmet’e teşekkür etmek istiyorum. Oldukça sık karşılaşıyoruz. Misafirperverlik için teşekkür etmek istiyorum. İzmir’de ağırlanmaktan çok memnunuz. Biz bugün burada İzmir’de Ege denizini gören bir balkonda tarihi bir sorumluluk hissetmekteyiz, biliyoruz ki bu şehir insanları bir kültür kavşağını oluşturmaktadır. Bu şehir savaşları, göçmenleri, göçü hatırlatan bir tarafı da var. Bütün bu hususlar, hepimize tanıdık olan şeyler. Bugün de benzer olumsuz koşullarla karşı karşıyayız. Belirtmek durumdayız, göz ardı etmemek gerekir ki İzmir aynı zamanda kozmopolit bir şehir, halkların huzur içinde yaşadıkları bir şehir. Ege bölgesinde son derece önemli bir şehir. Biz bunun için toplantıyı burada gerçekleştirmeye karar verdik. Sembolik bir anlamı vardı bunun.
"Bugün son derece önemli bir anlaşmaya imza attık. Türkiye ve Yunanistan arasındaki protoklü güncelledik, Sayın Davutoğlu’na teşekkür etmek istiyorum. Ortak sorunların birlikte üstesinden gelmek için kararlı bir sorumluluk izliyor. Bu sorunun sebebi, kaynağı değil, Türkiye ve Yunanistan. Esasında Türkiye ve Yunanistan onbinlerce insani misafir eden ülke.
"Düzensiz göçmen geçmiş durumda. Yunanistan ve Türkiye bu insanları misafir etmeye devam edeceklerdir. AB çerçevesinde biz ortak bir tavır sergileyerek bu düzensiz göçmenlerin yasal göç aracılığıyla, uluslararası hukuk çerçevesinde Avrupa’ya gitmelerinin yolunu açmak istiyoruz. Bu çerçevede yasa dışı yollara karşı verdiğimiz çabaları yoğunlaştırarak devam ettireceğiz. Şunu da belirtmek istiyorum, geri kabul anlaşmasının uygulanması göçmenlere, diğer ülkelerden gelenlere, savaşın olduğu yerlerden değil, şu mesajı veriyor; kesinlikle Avrupa’ya geçmeleri söz konusu olmayacaktır. Biz bu gerçeği samimiyetle söylüyoruz. Bu insanların Avrupa’ya geçişlerine izin verilmeyecektir. Bu çerçevede yetkili bakanlarımızla çeşitli anlaşmar yaptılar.
"Bizi yıllardan ayıran konulara da değinme fırsatı bulduk. Aramızdaki sorunları ele aldık, bir tanesi Kıbrıs konusu. Adil ve kalıcı bir şekilde çözülmesi konusunda hem fikiriz. Mutlaka BM kararlarına dayanmalı ve AB çerçevesinde gerçekleşmesi gereken bir çözüm olması gerekir. Adada yaşayan Türkler, Rumlar ve diğer azınlıklar çağdaş koşullarda olmalı. Ege'deki durumu da ele aldık, şunu söyledim: Yunanistan hava sahası ihlaliyle ilgili kaygılarımızı ilettik, son bir yılda bu hikayelerde artış olmasıyla alakalı kaygılı olduğumuzu ilettim. Bu ihlallerin dostluğumuza katkı yapmadığını söyledim. Bu konuyla ilgileneceklerini söyledi Başbakan da. "