Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Çankaya’da görüşen Barış Heyet’ine Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un davetiyle görüşmeye katılan ekipten bir ismin “Davutoğlu’nun çözüm masasına dönülmesi noktasında istekli” dediği öğrenildi.
Cumhuriyet’ten Murat Sabuncu’nun haberi şöyle:
Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen toplantıya Oya Baydar, Baskın Oran, Ayşe Erzan, Nesrin Nas, Raci Bilici, Selim Ölçer, Nurcan Baysal, Mebuse Tekay, Gülseren Onanç, Ali Bayramoğlu, Kezban Hatemi, Ahmet Faruk Ünsal ile Tarık Çelenk katıldı.
Toplantıda Davutoğlu’nun yanında İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Başbakan Başmüşavirleri Hatem Ete, Sevinç Özcan, Yılmaz Ensaroğlu ve Muhsin Kızılkaya vardı. Toplantı yaklaşık iki saat sürdü. Ensaroğlu ve Kızılkaya, Başbakan danışmanı sıfatıyla ilk defa bir toplantıya katıldılar.
Peki toplantıda neler konuşuldu? Dün Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un davetiyle süren görüşmeye de katılan ekipten bir ismin aktardıklarını madde madde yazacağım:
* Öncelikle çok sıkı “Burada konuşulanlar burada kalsın” diye ricada bulunuldu. O yüzden kaynak “tüm detayları” söyleyemedi. Ancak özellikle Başbakan Davutoğlu’nun yeniden “çözüm masasına dönülmesi noktasında” istekli olduğu konusunu birkaç kez altını çizerek aktardı. Heyetteki bir diğer isimle yaptığım görüşmede bu “isteği” teyit ettim.
Hangi masa?
* Tabii burada “Hangi masa” sorusu anlam kazanıyor. Çünkü İmralı’dan, Öcalan’dan aylardır haber alınamıyor. Nerdeyse bir yıl olacak Dolmabahçe mutabakatı da Tayyip Erdoğan tarafından bozulduğuna göre...Dün HDP İmralı Heyeti’nin, İmralı’da Abdullah Öcalan’ın sekretaryasında yer alan iki hükümlünün Silivri’ye sevk edilmesine ilişkin basın toplantısı vardı. Heyet adına açıklama yapan Sırrı Süreyya Önder, iki hükümlünün Silivri’ye sevk edilmesine ilişkin olarak, “Öcalan’a bu yaklaşım Marmara Denizi kadar hendek kazmak demektir” dedi. HDP Meclis Başkanvekili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan’ın Adalet Bakanı’yla ısrarla görüşmeye çalıştığını, ancak Bakan’ın birinci gün telefonlara çıkmadığını, ikincide verdiği yanıtın da “Rutin işlem olduğu” yönünde olduğunu bildirdi.
Tekrar kaynağa dönelim. Dönülmek istenen masada “İmralı da var mı?”... Yanıt; “En azından başlangıçta değil”.
* Peki ilk masada kimler olacak? Kaynağın yanıtı şu: AKP’ye yakın Kürt kesimi (ne kadar kaldıysa! M.S.) üzerinden çözüm sürecini başlatmak ve bir süre yürütmek istediği yönünde izlenimler var. Davutoğlu’nun HDP’yi de kapsayacak daha ileri adımlar atmak istediği ancak Erdoğan ile mevcut hükümet içinden kimi isimlerin güvenlikçi politikaların sürmesi yolunda “irade koyduğu” bilgisi de paylaşılıyor. (HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Erdoğan için de Davutoğlu için de “ikisi de kötü polis” dediğini hatırlatmak istiyorum. M.S.)
Erdoğan’ın komiserleri
* Davutoğlu’nun başkanlığındaki toplantıya katılan diğer isimlerin tavrı ne oldu? Kaynağım, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve AKP sözcüsü Ömer Çelik için kendi aralarında “Erdoğan’ın komiserleri” esprisini yaptıklarını söyledi. Toplantı boyunca çok konuşmayan ikilinin “Şahin” tarafta yer aldığını aktardı. Davutoğlu ile birlikte “masaya dönülmeli” konusunun altını çizenin ise yeni danışmanlar; yazar Muhsin Kızılkaya ile bir dönem Mazlum-Der Başkanlığı yapmış Yılmaz Ensaroğlu olduğunu anlattı.
* Masaya dönme Erdoğan’a rağmen mümkün olabilir mi? Kaynağım bu soruya “İktidar da ve iktidarı yönlendiren Erdoğan da bu durumun sürdürülebilir olmadığının farkında” diyor... O yüzden masa çok geçmeden kurulacak.
* Ya HDP ile ilişkiler? Eşbaşkanların “hapse gönderilme” tehditleri? Kaynak şu yanıtı veriyor: Özellikle Numan Kurtulmuş Meclis’te ve diyalogla çözme isteklerinin o kadar altını çizdi ki sanırım bu sözler “siyaseten söylenmiş” olarak kalacak.
‘Sivil çözüm’ isteği
* HDP ile AKP arasındaki ilişkiyi ise kaynak şöyle tarif etti: İki taraf birbirine güvenini o kadar kaybetmiş ki tamiri zor. Ama iki tarafta da “sivil çözüm” isteği var.
Bitirirken “Bu kadar şiddetin, ölümün ortasında umut gördünüz mü” soruma şu yanıtı aldım: “Adını söylemeyeceğim önemli bir isim şunu hatırlattı. 2012 sonunda cezaevlerinde 600’ün üstünde PKK’li ölüm orucuna başlamıştı. Çok gerilmiş bir ortam vardı. Ama bu zor günlerin ardından beklenmedik bir anda İmralı görüşmeleri başladı.”
Kaynağın aktardıkları bunlar. Erdoğan’ın yönettiği ülkede barış için umut olur mu? Türkiye’nin dört bir yanı “barış” diye haykırırsa neden olmasın?