Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye ve Irak'a yapacağı ziyaretler ve bölgesel konular ile ilgili ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile telefon görüşmesi yaptı.
Davutoğlu, sırasıyla Irak, Suriye, KKTC, Mısır ve İsveç'i kapsayacak gezisine çıkmadan önce Esenboğa Havalimanında açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Bugün ilk olarak Bağdat ve Şam'da temaslarda bulunacağını belirten Davutoğlu, "Bu temaslarımın odak noktası, son dönemde iki çok değerli komşumuz, Türkiye ile çok yakın ilişkileri olan iki kardeş ülke Irak ile Suriye'nin arasındaki tansiyonu düşürmeye dönük bir çabadır" dedi.
Davutoğlu, Türkiye'nin hem Irak, hem Suriye ile çok kapsamlı bir işbirliğinin olduğuna dikkati çekerek, geçen yıl Irak ile başlattıkları Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantılarının hazırlık çalışması için iki hafta kadar önce yine Bağdat'a gittiğini hatırlattı.
Bu toplantının eylülde bakanlar düzeyinde, ekimde de başbakanlar düzeyinde yapılmasını planladıklarını ifade eden Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da kısa süre önce Halep'te Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile bir görüşme yapıp, benzer bir Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin Suriye ile de kurulması kararını aldıklarını anımsattı.
Davutoğlu, Esad'ın önümüzdeki günlerde Başbakan Erdoğan ile bu yakın temaslarını sürdüreceğini belirtti.
Davutoğlu, "Biz bu kadar kapsamlı stratejik işbirliğine yöneldiğimiz bir dönemde çok uzun sınırları birlikte paylaştığımız iki kardeş ülkenin daha yakın ilişkiler içinde olmasına büyük önem veriyoruz" ifadesini kullandı.
İki ülke arasında güçlü bir stratejik işbirliğinin ortaya çıkmasının, ortak bölge olan Mezopotamya Havzası ve Orta Doğu'yu refah ve istikrar alanı haline dönüştüreceğini kaydeden Davutoğlu, "Bu bizim vizyonumuzdur. Bu vizyonu etkileyecek olan her türlü olumsuz gelişmeyi daha ortaya çıkmadan engellemek de Türkiye'nin diplomatik önceliklerinin başında gelir. Zaten son dönemde Türk diplomasisinin en önemli prensiplerinden birisi krizler ortaya çıkmadan önce önlemeye dönük çabalardır. Proaktif barış diplomasisi dediğimiz bu diplomasi anlayışı, krizler tırmandıktan, gerilim yükseldikten sonra bu gerilime müdahale etmek yerine, daha krizin ilk aşamasında, ilk işaretleri göründüğünde müdahale etme ilkesine dayanmaktadır" dedi.
Bu çerçevede "dost ve kardeş ülkeler" Irak ve Suriye'ye ziyaretlerde bulunacağını kaydeden Davutoğlu, önce Bağdat'a giderek, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Başbakan Nuri El Maliki ve Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile görüşeceğini bildirdi.
Davutoğlu, geçen günlerde hayatını kaybeden Iraklı Şii lider Abdülaziz El Hekim'in taziyesi için Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil Abdülmehdi'ye ve ailelerden orada bulunanlara ziyarette bulunacağını da kaydetti.
Daha sonra Şam'a geçip, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ve Devlet Başkanı Esad ile kapsamlı görüşmeler yapacağını ifade eden Davutoğlu, bu konuda Türkiye'nin yapabileceklerini, ilişkilerin düzeltilmesi için atacakları adımları birlikte değerlendireceklerini söyledi.
Davutoğlu, son dönemde Suriye ile Irak arasında önemli ve olumlu gelişmeler yaşandığını, 26 yıl aradan sonra 2006'da diplomatik ilişkilerin tekrar kurulduğunu, büyükelçiliklerin açıldığını, yakın dönemde de Maliki'nin Suriye'yi ziyaret ettiğini hatırlatarak, "Tekrar ilişkilerin o düzeye gelmesi için Türkiye elinden gelen her türlü çabayı gösterecektir" dedi.
Irak ve Suriye ziyaretlerinin ardından KKTC'ye hareket edeceklerini ve yarın KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile kapsamlı müzakereleri değerlendireceklerini bildiren Davutoğlu, KKTC ile Kıbrıs Rum kesimi arasında yürütülen müzakerelerde ilk turun tamamlandığını ve 3 Eylül'de ikinci aşamaya geçileceğini anımsatarak, "Bu aşamaya geçilmeden önce Türkiye'nin KKTC'ye ve müzakere sürecine olan desteğini vurgulamak ve müzakere süreci konusunda detaylı görüşmelerde bulunmak üzere yarın KKTC'de olacağım" diye konuştu.
Davutoğlu, yarın akşam itibarıyla da KKTC'den Mısır'a geçeceklerini, orada da Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt ve İstihbarat Şefi Ömer Süleyman ile görüşeceklerini belirtti.
Bu görüşmelerin odak noktasının da başta Filistinliler arası uzlaşma faaliyetleri olmak üzere Orta Doğu barış sürecinde gelinen son aşama olacağını bildiren Davutoğlu, Türkiye-Mısır ilişkilerinin de son derece gelişmiş ilişkiler olduğuna dikkati çekerek, dolayısıyla sadece bölgedeki gelişmeleri değil, ikili ilişkilerin geldiği düzeyi de birlikte değerlendireceklerini söyledi.
Davutoğlu, Mısır'dan da İsveç'e geçerek, AB dışişleri bakanlarının gayri resmi toplantısına katılacaklarını bildirdi.
İsveç'teki temaslarında Türkiye'nin AB sürecini ele alacaklarını, son dönemde Türkiye'nin ortaya koyduğu reform çabalarını muhataplarına anlatacağını ve Türkiye'nin AB entegrasyon sürecinin nasıl daha büyük ivme kazanması gerektiği konusunda görüşmelerde bulunacağını belirten Davutoğlu, 5 Eylülde Türkiye'ye döneceğini söyledi. Davutoğlu, açıklamalarının başında, dün şehit olan 4 asker için başta aileleri olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk halkına baş sağlığı diledi.
Davutoğlu, Suriye-Irak krizinin giderilmesi için Türkiye'nin taraflara ne söyleyeceğine, bir formül sunup sunmayacağına dair bir soru üzerine, "Kriz çıktığı anda, patlamaların olduğu gün Zebari ile görüşme yapmıştım. Daha sonra tekrar Irak ile Suriye arasında bu yanlış anlaşılmaların ortaya çıktığı gün de gerek Zebari, gerek Muallim ile uzun telefon görüşmelerimiz olmuştu. Tarafları dinleme imkanına sahip oldum. Daha sonra Sayın Başbakanımız, Sayın Maliki ve Sayın Esad ile telefon görüşmeleri yaptı. Aslında o zeminde ben Bağdat ve Şam'a gidiyorum. Yani olayın ilk aşamasında değiliz" dedi.
"Biz iki taraf arasında öncelikle güven ortamının tekrar ortaya çıkmasına çaba göstereceğiz. Eğer taraflar arasında iyi niyet ve güven ortamı oluşmuşsa, bu tür krizlerin aşılması çok kolay olur" diyen Davutoğlu, "Önemli olan şu anda ortaya çıkan durumun, Irak ve Suriye arasında bir güven bunalımına yol açmamasıdır. Biz bu güven bunalımını ortadan kaldıracak görüşmeler yapacağız. Ayrıca krizin aşılması için, bu güven bunalımının aşılması sonrasında atılacak adımlar konusunda bazı düşüncelerimiz var. Bu düşünceleri muhataplarımızla paylaşacağım. Tabii bu düşünceleri şu anda kamuoyuyla paylaşmamız mümkün değil. Daha sonra, bu adımlar atılma aşamasına geldiğinde doğrudan bilgilendirme yaparız" diye konuştu.
Bakan Davutoğlu, bir başka soru üzerine, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile dün akşam Slovenya'da uzun bir telefon görüşmesi yaptığını bildirdi.
Görüşmede Suriye ve Irak ziyaretleri etrafında kapsamlı istişarelerde bulunduklarını söyleyen Davutoğlu, ayrıca Kıbrıs'ta yürüyen müzakereler, Ortadoğu barış süreci, Kafkasya, Balkanlar ve diğer tüm bölgesel konuları ele aldıklarını kaydetti. Davutoğlu, "Bunun tabii bugünlerde yapılmış olması, biraz da çevremizde gelişen önemli olaylarla ilgilidir. Bundan sonra da devamlı temas halinde olmaya karar verdik. Çünkü bildiğiniz gibi, Suriye ile ABD arasındaki ilişkilerde son dönemde gelişen, bizim de teşvik ettiğimiz son derece olumlu gelişmeler var. Biz Suriye ile Irak arasındaki bu bunalımın, Suriye-ABD, ABD-Irak ve bölgedeki diğer ikili ilişkileri etkilememesine büyük önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.
Clinton'ın Davutoğlu'nu aramasıyla gerçekleşti ve yaklaşık 35 dakika sürdü.
Görüşmede, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalizasyon sürecinin de gündeme geldiği öğrenildi.
Şam-Bağdat gerginliğinin sebebi
Bu arada, hafta sonunda Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ve Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile telefonda görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, ortamın gergin olduğunu söyledi.
30 Ağustos resepsiyonunda konuşan Erdoğan, "Dışişleri Bakanı Davutoğlu görüşmelerini yaptıktan sonra ne yapabiliriz konuşacağız" dedi.
Şam ve Bağdat arasındaki gerilimi yükselten, Bağdat'ta 100'den fazla kişinin öldüğü saldırılar olmuştu.
Irak, saldırıların faillerinin Suriye'de olduğunu ve Şam'ın failleri teslim etmediğini iddia ederek Suriye Büyükelçisi'ni geri çağırmıştı.