Fenerbahçe'nin ilk yarıda başarılı bir performans gösterdiğini söyleyen Dilmen'in Milliyet gazetesinde bugün (25.12.2009) yayımlanan yazısı:
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, o kadar iddialı bir açıklama yaptı ki, sadece kendisini bu yıla bağlamadı, gelecek üç sezon için şampiyonluk garantisi verdi.
Önce işe Teknik Direktör Christoph Daum ve Sportif Direktör Aykut Kocaman ile başladı. Ardından sözünün arkasında durmak adına Bilica, Bekir, Cristian, Dos Santos, Özer Hurmacı ve Mehmet Topuz gibi flaş transferlere imza attı.
Takımın omurgasına baktığımızda savunmada Gökhan, Bilica, Lugano ve Roberto Carlos; öndeki ikili Cristian ve Emre; sol önde Santos, sağ önde Kazım; ileride de Alex ve Güiza şeklindeydi. Bu yıl geçtiğimiz sezonlara göre en önemli artı kulübe kuvvetliydi; Semih, Deivid, Uğur Boral, Vederson, Selçuk, Deniz, Bekir, Önder... Geçen yıl bunun sıkıntısını çok yaşamışlardı. Açıkcası Aragones dönemindeki kadroda da orta sahanın ortası hocanın Maldonado - Josico ısrarı yüzünden çok zayıftı.
İnişi de çıkışı da abartılı
Bu yıla geniş bir kadro ile girildi. Ligde 8’de 8 yaptı, Avrupa Ligi’nde de Twente yenilgisi sonrası toparlanıp, seri galibiyetler aldı. Ne olduysa Galatasaray maçında oldu. İlk yarıda en iyi oynadıkları birkaç maçtan biriydi aslında bu derbi. Müthiş efor sarfederek kazandılar. Sonra sekiz maçtaki o takım bir anda gitti. Beklenmedik bir düşüş yaşandı. Yani çıkışı da abartılıydı, inişi de. Dört maçta bir puan toplayabildi.
Uzun süre sessiz kalan yönetim ve Aykut Kocaman, ağır eleştirilerden sonra çıkışlar yaptılar, en azından oyuncuları tekrar olaya konsantre edebilmek için takıma yaklaştılar. Ve ligin son haftalarına girilirken üst üste galibiyetler geldi.
İlk yarıda bende iz bırakan en önemli olay iniş çıkışların mesafesi çok uzundu. İlginçtir Fenerbahçe takımı mücadele ettiği maçları tek farklı da olsa kazanmayı hep bildi. Mücadeleye iyi oyun da eklenince sonuca zaten rahat gittiler. Gençlerbirliği, Sivas ve Galatasaray maçları gibi. Düşüşe geçtikleri o dört haftalık dönemde nasıl olsa idare ederiz havasına kapıldılar. Ne mücadele ettiler, ne iyi oynadılar. Cevabını da hemen aldılar. Son bölümde iyi futbol yine olmasa da mücadele geri döndü. Kaliteli ayaklar da devreye girince tek farklı da kritik iki galibiyetle ligi noktaladılar.
İlk yarıda Fenerbahçe adına en kötü şey, kenardan gelen oyuncuların hiç etkili olamamasıydı. Hepsi küskündü. Dos Santos gibi iyi başlayıp, kötü bitirenler, Deivid gibi uzun aradan sonra geri dönüp de tekrar formdan düşenler, aynı şekilde Önder gibi sezona istekli girip, ardından kaybolan birçok isim vardı. Hatta kulübeden her gelişinde maçların sonucuna etki eden Semih bile ortalıkta gözükmedi.
Kale sağlammış
Teknik Direktör Daum’un transfer çalışmalarına yönelik yaptığı açıklama da çok doğru. Alman hoca, ofansif bir oyuncu düşündüklerini söyledi. Elinde Semih, Güiza ve onların bölgesinde oynatabileceği Kazım ve Deivid olmasına rağmen. Çünkü Kazım ve Deivid’e saha dışı faktörleri, Semih ile Güiza’ya da saha içi faktörleri yüzünden güvenemiyor. Niye kaleci almayı düşünmüyorlar diye kendi kendime soruyordum. Biraz araştırdığımda Volkan Demirel’in arkasındaki Volkan Babacan ile Mert çok yetenekli olduğu için teknik kadronun böyle bir isteği bulunmadığını öğrendim.
En etkili isim yine Alex
İlk yarıda Gökhan Gönül ilk 10 hafta inanılmaz oynadı. Son haftalarda iyi olmasa da mücadeleyi bırakmadı. Lugano ve Bilica geç buluştu ancak iyi bir ikili oluşturdu. Emre’nin performansı hep iyiydi. Tabii ki kaptan Alex, 3-4 maç dışında (Bu maçlarda takım halinde kötüydüler) Fenerbahçe’nin en etkili oyuncusuydu.
Ben Fenerbahçe’nin Avrupa’da başarılı olacağını düşünüyorum. Belki de Avrupa’nın en formda 3-4 takımından biri olan Lille ile eşleştiler. Rakip çok formda ama geniş alan bırakmadan oynarlarsa tur için şansları çok yüksek.
Carlos gittikten sonra Andre Santos gerçek yerine döndü. İlk yarıda fazla ön plana çıkamasa da, yaklaşan Dünya Kupası nedeniyle kendine ikinci yarıda çok iyi bakacaktır. Sürekli sol bek oynayacağı için de daha etkili olacaktır.
Bu arada ikinci yarı çoğu maçını içeride oynayacak Fenerbahçe zemini de acilen düzeltmeli.
İsabetli pas: Cristian (855)
İsabetli Orta: Vederson (15)
İsabetli şut: Alex (20)
Top kazanma: Bilica (276)
Top kaybetme: Gökhan Gönül (252)
En çok gol atan: Alex ve Güiza (7)
En çok pozisyona giren: Güiza (25)
En çok asist yapan: Güiza, Alex (4)
En çok topla buluşma: Cristian (1085)
En çok ofsaytta kalan: Güiza (17)
En çok faul yapan: Kazım (29)
En çok faul yapılan: Emre (34)
En çok kart gören: Kazım (5 sarı, 1 kırmızı)
En çok süre alan: Cristian, Volkan Demirel (1440 Dk.)
NOT: Ali Bilgin, Volkan Babacan, Mert, Abdülkadir, Furkan ve Onur ilk devre oynanan 16 maçta hiç forma giyemedi.
Fenerbahçe'nin gol raporu
Dakikalar Attığı Yediği
0-15 5 1
16-30 3 2
31-45 3 1
46-60 4 5
61-75 3 2
76-90 10 6
Aman Özer
Özer Hurmacı ile ilgili şunu söylemek istiyorum... Herkes onu Alex’e benzetmeye çalışıyor. Birincisi Alex’in ceza sahası dışındaki etkinliğine, ofansif yeteneklerine ulaşması mümkün değil. Ama ne Cristian, ne Alex tipinde.
Günümüzde arayıp da kolay kolay bulamayacağınız yetenekte gerçek bir orta saha oyuncu. Orta sahada oyunun iki yönünü oynayabilecek olması farklılığını gösteriyor. Özer’in en büyük artısı, oyun oynamayı çok seviyor. Sürekli iyi oynamak istiyor. Sezon sonuna doğru formayı kapınca form tutmaya başladı.
Benim gözümde yeteneklerinin yüzde 50’sini ortaya koyuyor. Özer’e tavsiyem aman Alexleşme... Çünkü senin savunma yönün de var.
Rıdvan Dilmen'in ideal kadrosu