Gündem
Darmstädter Echo: Trump'ın sığınmacı politikası bile daha samimi
Sea-Watch kurtarma gemisinin kaptanının İtalya'da gözaltına alınması, ABD Başkanı Trump'ın Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim ile görüşmesi ve Avrupa Komisyonu Başkanlığı seçimleri Alman basınında öne çıkan konular arasında.
01 Temmuz 2019 10:42
Sea-Watch kurtarma gemisinin kaptanının İtalya'da gözaltına alınması, ABD Başkanı Trump'ın Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim ile görüşmesi ve Avrupa Komisyonu Başkanlığı seçimleri Alman basınında öne çıkan konular arasında.İtalya açıklarında boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalan 53 sığınmacıyı gemisine alarak Lampedusa Limanı'na izinsiz yanaşan Sea-Watch 3 gemisinin kaptanı Carola Rackete yasa dışı göçe yardımcı olma ve İtalya karasularını ihlal etme suçlamalarıyla gözaltında tutuluyor. İtalya'nın Rackete ile ilgili tutumu Darmstädter Echo gazetesinde yer alan yorumda eleştiriliyor:
"Nasıl olur da Carola Rackete gibi insanlar birer oyuncak figürleri haline getirilebilir? Yanıt çok acı: Çünkü Avrupa ülkeleri Akdeniz'de yaşananları halen görmezden geliyor. Afrika'da bu korkunç göçe sebebiyet veren ve önlenmesi çok da kolay olmayan nedenlerin üzerine gidilmeyince zorda kalan insanlara yardımcı olmayı görev edinen Rackete'ye iş düşüyor ve İtalya gibi sınır ülkeleri için gerekenler bir türlü yapılmıyor. Bu konuda ABD bile daha ileride. Donald Trump'ın sığınmacı politikası tüm noksanlara rağmen, en azından samimi ve gayri ahlaki değil."
Zeit gazetesi Avrupa ülkelerinin sığınmacı sorununun çözümünde daha etkin rol alması gerektiğini savunuyor. Gazetenin konu ile ilgili yorumu şöyle:
"Almanya ve diğer ülkeler gönüllülük esasına dayalı bir koalisyona öncülük ederek, İtalya, İspanya ve Yunanistan'daki sığınmacıları kabul edebilirler. Gerçi bunun da bedeli, ilgili ülkelerdeki sağcı popütlistlerin halkı sığınmacılara karşı daha çok kışkırtmaları olacaktır. Bu durumda da Avrupa'nın mülteci sorunu karşısında ortak bir görüş belirlemesi mümkün olmayacak, her ülke kendi mülteci politikasını kendisi saptayacaktır. Ancak buna razı olmak gerekir. Eğer Avrupa, insanların sahillerde boğulmalarını istemiyorsa bunun bedeline de katlanacaktır. Sığınmacıların güvenli bir şekilde Avrupa'ya ulaşmaları ve Avrupa içinde dağılımları açıklığa kavuşturulmadıkça Salvini, denizde kurtarma operasyonları yapan gönüllülüleri engellemek için her yolu deneyecektir. Ve Avrupa, belirlediği değerler birliği olma hedefini gözden geçirmelidir. Şayet Avrupa Birliği bu konuda somut yasalar çıkarmazsa, bundan öfke ve duraksama doğar."
ABD Başkanı Donald Trump, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile Kuzey ve Güney Kore arasında bulunan silahsızlandırılmış bölgede buluştu ve Trump sınırın Kuzey Kore tarafına geçerek bu ülke topraklarına adım atan ilk ABD başkanı oldu. Allgemeine Zeitung ziyaretin sembolik bir olay olarak tarihe geçmemesi gerektiğine işaret ediyor:
"Bunlar insanların hatıralarında yaşayacak ve gerçek anlamda dünyayı değiştiren sembolik jestler.... Ancak fotoğraflar yetmez. ABD Başkanı artık harekete geçmeli. Batı'nın Kuzey Kore'den talebi nükleer silahlardan tamamen arınması. Yani birkaç nükleer tesisin kapatılması değil, hepsinin kapısına kilit vurulması. Bunun karşılığında da ABD yaptırımlarını kaldırabilir. Böylece Twitter'da külhanbeyliği yapan Trump başarılı bir diplomata dönüşebilir."
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Avrupa Halk Partisi'nin (EPP) Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partili liste başı adayı Manfred Weber'in Avrupa Komisyonu başkanlığını desteklememe yönündeki tavrı Mittelbayerische Zeitung'un yorum köşesinde şu sözlerle sorgulanıyor:
"Başbakan Angela Merkel bu pokerde kartlarını kapalı oynuyor. Zaten Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce bir Almanın Avrupa Merkez Bankası Başkanı seçilmesi karşılığında Manfred Weber'i feda edeceği yönünde söylentiler dolaşıyordu. Kan bağı her şeyin üzerinde mi gelir? Kesinlikle değil. Angela Merkel için kardeş partiye sadakat tartışılabilir, Horst Seehofer ile yaşanan çetin tartışmaların öncesinde de bu böyleydi.”
dpa/TY,JD
©Deutsche Welle Türkçe