Danıştay, yerel mahkemenin Zeytinburnu'daki gökdelenlerin "tarihi silüeti bozan kısmının yıkılması" kararına yapılan itirazı reddetti. Danıştay'ın, yerel mahkemenin yıkım kararını onamasının ardından konuşan davacı Avukat Cihat Gökdemir şu anda belediyenin yıkım kararını almaktan başka herhangi bir hukuki yolu kalmadığını belirtti.
Danıştay, Zeytinburnu'daki gökdelenlerle ilgili İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nin verdiği, "tarihi silüeti bozan kısmın yıkımı" kararına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi'nce yapılan itirazı değerlendirdi.
Zeytinburnu sahil yolunda tartışmalara neden olan gökdelenlerin, kentin tarihi silüetini bozan kısmının yıkılması kararına yapılan itirazların reddine karar verilerek, yerel mahkemenin verdiği karar onandı.
Talebi değerlendiren Danıştay 14. Dairesi'nce verilen kararda, şu ifadeler yer aldı:
"İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yoluyla incelenererek bozulabilmeleri 2577 sayılı idari yargılama usulü kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen mahkeme kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 28.05.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi."
Davacı avukat: Yıkım kararı vermek zorundalar
Davacı Avukat Cihat Gökdemir, Danıştay'ın verdiği kararı değerlendirdi.
İstanbul'daki idare mahkemenin konuyla ilgili yıkım kararı vermesinin ardından belediyenin son gün kararı temyiz ettiğini ifade eden Gökdemir, "Kararı temyiz etti ama idare mahkemesi kararlarının 30 gün içerisinde uygulanma zorunluluğu var. Bu yüzden de temyiz etmekle kalmadı aynı zamanda Danıştay'dan yürütmeyi durdurmayı da talep etti" dedi.
Gökdemir, Danıştay'ın o dönemde esas hakkında karar vermeden önce yürütmeyi durdurmayı reddettiğinin altını çizerek, "Şimdi esas hakkında kararını verdi ve yerel mahkemenin verdiği yıkım kararını onadı. Şu anda belediyenin yıkım kararını almaktan başka hukuki anlamda herhangi bir yolu kalmadı. Bu yüzden yıkım kararı vermek zorundalar" diye konuştu.
Belediye görevlileri hakkında suç duyurusu
Avukat Gökdemir, aynı zamanda ilgili belediyelerin görevlileri hakkında, "mahkeme kararını süresinde yerine getirmediği" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulduğunu söyledi.
Suç duyurusu üzerine, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı'nın, belediye başkanları hakkında İçişleri Bakanlığı'na izin alınması için başvurduğunu ve soruşturmanın bakanlıkta devam ettiğini dile getiren Gökdemir, şunları kaydetti:
"Hem suç duyurumuz devam ediyor hem de Danıştay'ın verdiği bu onama kararından sonra artık belediyenin yetkili birimlerinin mutlaka bu karara uyarak yıkım kararını vermeleri ve yıkım için ihaleye çıkmaları lazım. Danıştay'ın verdiği karar bağlayıcıdır ve kesin uygulanmalıdır. Şimdilik tashih-i karar yoluna başvurmak için de gerekli hukuki şartlar bulunmadığından, hukuki yollar tüketilmiştir. Belediyenin bu mahkeme kararına uyarak, kararın gereğinin biran önce yerine getirmesini bekliyoruz."