Cumhuriyet yazarı Mine Söğüt, Yeni Şafak gazetesi yazarı Prof. Hayrettin Karaman, sigara içmenin 'caiz' olmadığını belirterek söylediği "Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaa kapılıyorum: Sanki farklı olanlara şunu diyor: 'Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var" sözlerine, "Ulu orta nefes alan kadınlar kim bilir hangi sapkın intibaya kurban gidecek" diyerek tepki gösterdi.
Cumhuriyet'te Mine Söğüt'ün "Kadınların erkeklere edepsiz vaatleri" balığıyla (4 Ağustos 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
“Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaa kapılıyorum:
Sanki farklı olanlara şunu diyor:
‘Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var’...”
Bunu yazan bir İslam Hukuku Profesörü gazeteci.
İktidar partisinin “fetvacısı” olarak namlı.
Daha önce de “Yolsuzluk hırsızlık değildir” demişti.
Referandumdan sonra Hayır’cılara da yaşam hakkı tanınacağını müjdelemişti.
“Bir Müslüman ateiste ve eşcinsele kötü bakar” gibi fikirleri savunmasıyla tanınıyor.
Şimdi de sıra, sigara içen kadınların ahlakını sorgulamaya gelmiş.
Başı örtülü olup da sigara içen ve içmeyen kadınlar bu meseleye nasıl bir tepki verirler bilinmez.
Ama;
Tehlikenin farkına varmamakta hâlâ ısrarlı olan bu toplumun son yıllarda birbiri ardına elinden kayıp giden değerlerini ve özgürlüklerini kayda geçirmek adına...
Böyle bir toplumda bir kadının kapanmasının gerçekte ne anlama geldiğini doğru saptamak adına...
Çağdaş hukuka açık açık sızmakta olan İslam hukukunun iradesini hangi değerlere dayandırdığının altını ısrarla çizmek adına...
Ve bu kadar rahat dile getirilen bir küstahlığı meşrulaştıran altyapıyı alelacele hazırlayan sisteme sonuna kadar kafa tutmak adına...
Herhangi bir yeri kapalı olmayan ve sigara içmeyen bir insan olarak, bu tür çıkışların karşısında suskun kalmamak gerektiğini biliyorum.
Çünkü iktidarı çevreleyen kara akıl şunları bilmiyor.
Sigara içmek bir kadının erkeklere vaatleri olduğunun işareti değildir.
Kısa etek giymek de bir vaat belirtisi değildir.
Ya da topukluyla dolaşmak.
Ya da dar pantolon, etek, elbise giymek.
Ya da göğsünün, kolunun, bacağının açık olması.
Sokaklarda kahkaha atması.
Erkeklerle dostluk kurması.
Sevgilisiyle el ele dolaşması.
Öpüşmesi, koklaşması.
İstediği saatte istediği yerde dolanması.
Bunların hiçbiri kadınların erkeklere bir vaadin işareti değildir.
Sadece kadının irade sahibi özgür bir insan olduğunun işaretidir.
Başı kapalı bir kadının içtiği sigaradan pornografik bir vaat okuyan zihinlerin ele geçirdiği iktidar saldırgan diliyle herkesi boşuna tehdit etmiyor.
Kadının toplumdaki yeri aşama aşama yeniden belirleniyor.
O yüzden onların kafasının dışını kapatmakla yetinmiyorlar.
Şimdi o kafaların içini de oyup tamamen boşaltmak niyetindeler.
Her hareketi erkeği kışkırtan bir vaat gibi algılanarak kısıtlanan kadını toplumsal hayatta işlevsizleştirmeye yelteniyorlar.
Bir kadının kapanmasının onu özgür kıldığı safsatasına kananlar, bundan sonra ne işe yarar emin değilim ama umarım anlamışlardır.
İslami referanslarla iktidara gelenler demokrat ya da liberal değerleri eninde sonunda alaşağı ederler.
Ve haklı olarak kendi dini değerlerine göre her şeyi yeniden inşa ederler.
Bu inşaat sırasında bugün uluorta sigara içen başı kapalı kadınlar güme gittiler.
Yarın uluorta evden dışarı çıkanlar ve hatta uluorta nefes alanlar kim bilir hangi sapkın intibalara kurban gidecekler.
Şimdi başa dönün ve bu ilahiyat profesörü yazarın bu konudaki fikrini tekrar okuyun.
Ve içiniz kaldırırsa bir de çağdaş kıyafetli ve çağdaş tavırlı kadınların onda nasıl bir intiba bıraktığını hayal edin.
Mesela atkuyruğu yaptığı saçını sallaya sallaya sokaklarda gezenlerin ve uluorta dondurma yiyenlerin...