Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Söğüt, "Yeni yıla ilk kez, zorlama bile olsa, neşeyle değil, endişeyle girdik.Ortada kendimizi yatıştırabileceğimiz ya da kandırabileceğimiz kolektif bir iyimserlik furyası da yok. Seyrettiğimiz dizilerin, eğlence programlarının, filmlerin, tartışmaların oyalayıcı gücü artık cılız.Yüzleştiğimiz ağır gerçekliğe dayanmak için kafamızı dağıtabileceğimiz ve olanları ve olacakları unutabileceğimiz alternatif kaçış yolları da kalmadı." görüşünü savundu.
Söğüt yazısında, "Oysa geçmiş yıla lanet edilip yeni yıla umut bağlanan bir iklimde biçimlenen reflekslerimiz, bugüne kadar hep bize kendimizi kandırmayı ne de güzel öğretmişti. Şimdi öğrendiklerimizin hepsini unutma zamanı. Eski alışkanlıklarımızın, inançlarımızın ve hayallerimizin gücü kendimize bir gelecek inşa etmemiz için yeterli değil. Savunduğumuz ideolojiler, taptığımız tanrılar ve güvendiğimiz iktidarlar... Şu anda hiçbir işe yaramıyorlar. Takvimlerde 2020 yerini 2021’e bıraktı ama yaşadığımız hayat zerre değişmedi, yaşayacaklarımız da değişmeyecek. Dünyanın güneşin etrafındaki turunu bir kez daha tamamlaması kaderimizi zerre değiştirmeyecek." düşüncesini dile getirdi.
Söğüt, "Kaderimizin değişebilmesi için yılların değil, bizim değişmemiz ve artık gerçeklerle yüzleşmemiz gerek. Yılın ilk gününde gerçeklerle yüzleşmeye şuradan başlayabiliriz: Kötü yıl diye bir şey yoktur, kötü insanlık diye bir şey vardır. O yüzden kötü yıllar geçmişte kalmaz ve yeni yıllar da durduk yerde kendi kendine iyi olmaz. Bir de koca göbekli Noel Baba gerçekte yoktur ama kötü niyetli devlet baba maalesef vardır." ifadesini kullandı.