Gündem

Cumhuriyet: Davutoğlu'nun yürüyerek yaptığını biz dünya basınıyla dayanışma göstererek yaptık

Utku Çakırözer: Cumhuriyet, seçim sürecinde kampanya aracı yapılmak isteniyor

19 Ocak 2015 12:26

Charlie Hebdo mizah dergisinin katliamın ardından çıkardığı ilk sayıdan seçkileri yayımlaması nedeniyle hükümet kanadının tepkisini çeken Cumhuriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer, “Davutoğlu, Paris’teki yürüyüşe neden gitti? Kendisi bunu şöyle açıkladı: “Şahsen ve hükümet olarak Paris’e gittim. Çünkü her ne surette olursa olsun masum insanlara dönük bir eylemin ki orada polisler... birisi yine Müslüman olan Ahmet Merabet de öldürüldü. Terör olgusu, hepimizin karşı çıkması gereken bir olgudur. Her surette, orada dünya liderleriyle birlikte yürüyerek bu konudaki ilkeyi öne çıkardık. Ve benimsediğimizi gösterdik”  dedi.

Çakırözer, seçkilerin yayımlanmasını “Peki Cumhuriyet ne yaptı? Davutoğlu’nun, dünya liderleriyle kol kola yürüyerek yaptığını, aynı gün 5 milyon basılan derginin özel sayısı için dünya basını ile dayanışma göstererek yaptı. Silahlarla yok edilmek istenen düşünce özgürlüğünü savundu. Bir katliamı lanetlemek ve bunun karşısında dünyayla dayanışma göstermek istedi. Cumhuriyet, niyetinin altında, yanında, arkasında, sağında solunda başkaca anlam aranmayacak kadar net ve tamamen ilkesel hareket etti” sözleriyle savundu.

Utku Çakırözer’in Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (19 Ocak 2015) nüshasında yayımlanan, “Cumhuriyet Ne Yaptı...” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘Cumhuriyet Ne Yaptı...’

 

Paris’te 12 kişinin vahşice katledildiği kanlı dergi baskınına tüm dünya gibi Türkiye de büyük tepki gösterdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Paris’teki dayanışma yürüyüşüne katılması da bu tepkinin önemli bir sonucuydu.

Davutoğlu, Paris’teki yürüyüşe neden gitti? Kendisi bunu şöyle açıkladı: “Şahsen ve hükümet olarak Paris’e gittim. Çünkü her ne surette olursa olsun masum insanlara dönük bir eylemin ki orada polisler... birisi yine Müslüman olan Ahmet Merabet de öldürüldü. Terör olgusu, hepimizin karşı çıkması gereken bir olgudur. Her surette, orada dünya liderleriyle birlikte yürüyerek bu konudaki ilkeyi öne çıkardık. Ve benimsediğimizi gösterdik.”

Peki Cumhuriyet ne yaptı? Davutoğlu’nun, dünya liderleriyle kol kola yürüyerek yaptığını, aynı gün 5 milyon basılan derginin özel sayısı için dünya basını ile dayanışma göstererek yaptı. Silahlarla yok edilmek istenen düşünce özgürlüğünü savundu. Bir katliamı lanetlemek ve bunun karşısında dünyayla dayanışma göstermek istedi. Cumhuriyet, niyetinin altında, yanında, arkasında, sağında solunda başkaca anlam aranmayacak kadar net ve tamamen ilkesel hareket etti.

***

Cumhuriyet’in katliama karşı gösterdiği bu dayanışma üzerine, Paris’teki yürüyüşten dönmüş olan Davutoğlu ise Cumhuriyet’i açıkça suçladı ve hedef gösterdi. Partisinin kongrelerinde üst üste yaptığı konuşmalarda Cumhuriyet ile “Peygambere hakaret” söylemlerini yan yana anarak açıkça bir algı oluşmasına katkıda bulundu. Bu ülkede yaşamayan biri Davutoğlu’nu dinlese, Cumhuriyet’in bu yayınıyla Paris’te yürürken onun yaptığı gibi değil; dine, peygambere ve insanların kutsallarına hakaret eden bir çizgide hareket ettiğini zanneder. Oysaki gerçek bu değil.

Paris’te saldırıya uğrayıp yazarları katledilen dergi bir basın kuruluşu. Bir gazete olarak Cumhuriyet için dayanışma da bir görev. Cumhuriyet, geçmişten bu yana katliam ve cinayetlerden hem kendisi hem de ülkesi çok büyük acılar çekmiş ve bedeller ödemiş bir gazetedir. Aynı zamanda Cumhuriyet, evrensel değerleri savunan, demokrasiye inanan, laikliği de demokrasinin vazgeçilmez koşulu sayan bir gazetedir. Cumhuriyet yine halka, onun değerlerine, haklarına, inançlarına da sonuna kadar saygılı bir gazetedir. Cumhuriyet asla halklara ve değerlerine hakaret etmeyi aklından geçirmez. Ve elbette ki Cumhuriyet insanı ve insana ait değer ve düşünceyi yok etme amacındaki terör ve şiddetin karşısındadır.

***

Günlerdir konu, dayanışma ve teröre karşı düşünce özgürlüğünü savunma bağlamından çıkartılıp, Cumhuriyet üzerinden yeni bir kutuplaştırma sahneye konmak isteniyor. Yaşananlar yaklaşan seçim sürecinde bunu bir kampanya aracı yapma çabalarının ipuçlarını da taşıyor. Cumhuriyet’in, ifade özgürlüğünü terör korkusuyla boğmak isteyenlere karşı çıkışının, başka noktalara çekilmesi ya da başka hesaplar için kullanılması büyük bir haksızlık ve onun da ötesinde tehlikeler içermektedir.

Bu noktada aynı zamanda bilim adamı kimliği de taşıyan Başbakan’dan, katliama karşı dayanışma görevini yapan gazetemiz için daha sağduyulu ve entelektüel bir çizgide tavır sergilemesini beklemek Cumhuriyet’in ve bu ülkenin hakkıdır.