Son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sayısı artan hakaret davalarıyla ilgili, Ankara’daki bir mahkemeden dikkati çeken karar çıktı. Mahkeme, cezayı 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan değil 'hakaret' suçundan ceza verdi.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre Ankara 46. Asliye Ceza Mahkemesi, Erdoğan’a, “Al seçim senin olsun iblis” diyen bir kişiye, Türk Ceza Yasası’nın 299. maddesinde düzenlenen “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan değil, 125. maddedeki “hakaret” suçundan ceza verdi. “16 Nisan 2017’deki referandumdan sonra cumhurbaşkanının tarafsızlığının hukuken ortadan kalktığına” işaret eden mahkeme yargıcı, kararın gerekçesinde, “sanığın Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı sıfatıyla yaptığı icraatlarından dolayı değil, siyasi bir kişilik, parti başkanı olarak gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle hakaret suçunu işlediğini” kaydetti.
K.D. adlı bir yurttaş, 2018 yılında, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Erdoğan’ın seçimleri usulsüz şekilde kazandığını ima ederek, “Atatürkçü en az yüzde 30’un, Erdoğan’ı ‘hırsızlıklarıyla’ anacağını” öne sürdü. K.D. paylaşımında, “Al, seçim senin olsun iblis” ifadesini kullandı. Savcılık K.D. hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan dava açtı. Ankara’da başlayan davanın duruşmasında sanık avukatı Doğan Erkan, “Resmiyette dahi olsa partiler üstü cumhurbaşkanı için düzenlenmiş TCK 299 maddesi, 16 Nisan referandumundan sonraki Cumhurbaşkanlığı’nın yeni statüsü karşısında uygulanamaz” dedi. Mahkemenin kıdemli yargıcı, 25 Şubat’taki duruşma sonunda sanığın “iblis” sözüyle hakaret suçunu işlediğine karar verdi. Ancak sanığı, savcının istediği “cumhurbaşkanına hakaret” maddesinden cezalandırmayan yargıç, bunun yerine sanığa TCK’nin 125. maddesindeki normal kişilere uygulanan “hakaret” suçundan 5 ay hapis cezası verdi.
"Tarafsızlık hukuken yok"
Kararın gerekçesinde, “Söz konusu suçun, katılanın Cumhurbaşkanlığı sıfatı ile ilgili değil, iktidar partisinin genel başkanı olması sıfatıyla, seçimde ‘hile’ yapıldığından söylendiğinden anayasa değişikliğinden sonra cumhurbaşkanının tarafsızlığı en azından hukuken ortadan kalktığından ve de cumhurbaşkanı aynı anda yürütmenin başı ve de iktidar partisinin lideri olduğundan, bu husus TCK 299. maddesinin kabul edildiği dönemde öngörülmediğinden, eylemine uyan TCK’nin 125. maddesinden 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi” denildi.