Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ankara Ticaret Odası Meclis Toplantısı'nda konuştu. Oktay, kur korumalı mevduata katılıma ilişkin olarak "Yılbaşından bu yana günlük ortalama yaklaşık 7 milyar lira giriş olmuş, toplam mevduat büyüklüğü 209 milyar lirayı bulmuştur" ifadelerini kullandı. Oktay, İstanbul'u etkisi altına alan kar yağışı sonrasında ulaşımda problemlerin yaşanmasına ilişkin olarak ise İBB ve muhalefete yüklenerek "Helalleşme kılıfında hesaplaşma turlarına çıkanlardan, karın örttüğü yollarda milleti kaderine terk eden zihniyetten iş insanımızın derdiyle dertlenmesini bekleyecek değiliz" dedi.
Oktay, konuşmasında “Türkiye, Covid-19 salgını gibi zorlu bir dönemde ayakta kalmayı başaran, hatta gücünü artıran az sayıda ülkeden biri olmuştur. Milletimizin sağlığını korumak için her türlü tedbiri alırken, işini, aşını, sermayesini muhafaza etmesini sağlamak amacıyla da tüm imkânlarımızı seferber ettik. Üretimin kesintisiz sürmesi, istihdamın korunması ve ekonomimizin ayakta kalması için toplumun her kesimine yönelik önlemleri devreye soktuk. İş gücü piyasasına sunduğumuz pek çok farklı destekle vatandaşlarımızın ve firmalarımızın yanında olduk. Vergi ve sosyal güvenlik primi ödemelerine ertelemeler getirdik. Kamuya olan borçların yapılandırılmasına imkân sağladık. Tüm bunlarla birlikte, toplumun en korumasız kesimlerini sosyal destek ödemeleriyle ayakta tuttuk. En hızlı şekilde uygulamaya alınan sosyo-ekonomik tedbirler sayesinde 2021 yılını da 2020 gibi ‘büyüme, sanayi ve hizmet üretimi, ihracat ve istihdam’ gibi birçok alanda akran ülkelere nazaran çok daha iyi makroekonomik göstergelerle kapattık” ifadelerini kullandı.
"Türkiye ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yine dış talebin güçlü katkısıyla yüzde 7,4 oranında büyüme kaydetmiştir"
Türkiye ekonomisinin pandeminin etkilerine rağmen büyümesini sürdürdüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, şunları kaydetti:
“2021 yılının ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 7,4 ve yüzde 22 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yine dış talebin güçlü katkısıyla yüzde 7,4 oranında büyüme kaydetmiştir. Böylece, Türkiye G-20 ülkeleri arasında salgının etkisinden en hızlı toparlanan ülkelerden birisi olmuştur. 2021 yılının ilk 3 çeyreklik döneminde reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesi yıllık yüzde 11,7 olmuştur. Bu performansta ihracatın katkısı belirleyicidir. 2021 yılının ilk 3 çeyreğinde sağlanan yüzde 11,7’lik büyüme performansının 5,1 puanı net ihracattan kaynaklanmıştır. 2021 yılında ihracatımız, bir önceki yıla kıyasla yüzde 32,85 artışla 225 milyar 368 milyon dolara ulaşmış ve kendi rekorunu kırmıştır. Bu değer ile 200 milyar dolar eşiği aşılmış ve tüm zamanların en yüksek yıllık ihracat rakamı gerçekleşmiştir. Bu başarılı performans ile ülkemizin küresel ihracattan aldığı pay yüzde 1 seviyesine ulaşmıştır. Yeterli mi? Değil. İhracat artışının büyümedeki yansımalarını, istihdam, sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı gibi göstergelerde de görmek mümkündür. Türkiye ekonomisi 2021 yılı Kasım ayı itibariyle pandemi öncesi döneme göre yaklaşık 2 milyon 255 bin ilave istihdam oluşturmuştur. Bu ilave istihdamın 821 bini sanayi sektörümüz tarafından sağlanmıştır. Sanayi üretiminde güçlü toparlanma sağlanmış ve kapasite kullanım oranımız yüzde 80 seviyelerine yükselmiştir. 2021’in son çeyreğinde Türkiye sanayiinde üretim, hız kesmeden sürmüştür. Takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi, 2021 yılı Kasım ayında yıllık yüzde 11,4 artış kaydetmiştir. 2022 yılında ekonomik ve mali anlamda kronik sorunlarını geride bırakan, üreten, ihraç eden, istihdam oluşturan, daha sürdürülebilir ve dengeli büyüyen bir ekonomik yapıyla, geleceğe sağlam ve emin adımlarla yürümeye devam edeceğiz.”
“Kur korumalı uygulamalarımız şu ana kadar yaklaşık 451 bini Hazine, 82 bini Merkez Bankası destekli olmak üzere toplam 533 bin kişiye ulaşmıştır”
Ekonomi Koordinasyon Kurulu çalışmaları kapsamında tüm ilgili kurumlarla eşgüdüm içinde çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Ülkemizin iç ve dış dinamiklerini, sahip olduğu jeo-stratejik fırsat ve imkanları göz önüne alarak Covid-19 sonrası hedeflerimizi belirlemiştik. Hedeflerimize ulaşmada finansal istikrar oldukça önemli bir konumdadır. Bu nedenle kurlarda yaşanan temelsiz hareketlenmeyi bertaraf edecek, Türk Lirası yatırımlarını özendirecek ve döviz piyasası başta olmak üzere piyasalarda istikrarı sağlayacak adımlar attık. Kur Korumalı uygulamalarımız şu ana kadar yaklaşık 451 bini Hazine, 82 bini Merkez Bankası destekli olmak üzere toplam 533 bin kişiye ulaşmıştır. Yılbaşından bu yana günlük ortalama yaklaşık 7 milyar lira giriş olmuş, toplam mevduat büyüklüğü yaklaşık 209 milyar lirayı bulmuştur ve sürekli de artmaya devam etmektedir. Döviz Tevdiat ve Altın Hesaplarından TL Vadeli Mevduata Dönüşümü Destekleyecek adımlar da atılmış, gerçek ve tüzel kişilerin bu yeni enstrümana gösterdiği ilgi bizleri memnun etmiştir” şeklinde konuştu.
“Bireysel Emeklilik Sistemi'nde katılımı daha güçlü teşvik etmek için devlet katkısı oranını yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkardık”
Devlet İç Borçlanma Senedi'ne olan talebin artırılması ve TL alternatifi enstrümanlara olan talebin azaltılması için stopaj oranını Eurobond faiz gelirlerinde olduğu gibi yüzde sıfıra indirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Yatırımcıların alternatif enstrümanlar yerine borsada yatırım yapmalarını cazip hale getirmek için şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 15’ten yüzde 10’a çektik. Bununla birlikte Bireysel Emeklilik Sistemi'nde katılımı daha güçlü teşvik etmek için devlet katkısı oranını yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkardık. Yatırım ve fon kazançları kurumlar vergisinden istisna olmasına karşılık diğer fon kar payları istisna dışındaydı. Bu farklılığı ortadan kaldırmak için yatırım fon ve ortaklıklarından elde edilen kar paylarını da istisna kapsamına aldık. Bununla birlikte ihracatçı ve ithalatçı firmalarımızın kur riskini yönetebilmeleri amacıyla Merkez Bankası nezdinde ihale yoluyla ve Borsa İstanbul Vadeli İşlem ve Opsiyon piyasasında lira uzlaşmalı vadeli döviz satışı gerçekleştirmeye başladık” diye konuştu.
“Kayıt dışı ekonominin azaltılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ihracatın özendirilmesi için Katma Değer Vergisi’ni (KDV) sadeleştireceğiz”
İmalatçı ve ihracatçı firmaların uluslararası rekabet gücünü artırmak için kurumlar vergisi oranını 1 puan indirdiklerini hatırlatan Oktay, şunları kaydetti:
“Kayıt dışı ekonominin azaltılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ihracatın özendirilmesi için Katma Değer Vergisi’ni (KDV) sadeleştireceğiz. Özellikle KDV’nin sadeleştirilmesiyle ilgili talebiniz olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili Bakanlığımızla iyileştirmeye yönelik konu üzerinde çalışmalarımız yoğunlaşmış durumda. Bunlara ek olarak, temel işletme harcamaları ile yatırımların teşviki, mevcut istihdam kapasitesinin korunması ve yeni istihdam imkanları oluşturulması için işletmelerimize Kredi Garanti Fonu desteğiyle uzun vadeli işletme ve yatırım kredileri vereceğiz. Yani istihdama finansmana erişim imkanlarınızı artırıyor olacağız. Bankaların kredi tahsisi ve izlemesine ilişkin uluslararası standartlara uygun sistemlerin kurulması, veriye, risk analizine ve bilgiye dayalı kredi kullandırmanın sağlanması amacıyla proje bankacılığını yıl içinde yaygınlaştıracağız. Öncelikli Sektör Kredilendirme Programı ile kamu bankalarının, toplam kredilerinin belli bir oranını ileri teknoloji ve yüksek toplam faktör verimliliğine sahip sektörlere kullandırmasını teşvik edeceğiz. Ayrıca Ticaret Bakanlığı tarafından piyasanın beklentilerine uyumlu şekilde ‘e-ticaret’, ‘hal kanunu’ ve ‘perakende kanunu’ çalışmaları devam etmektedir.”
“Bütünleşmiş yatırımlar için oluşturulan endüstri bölgelerinin daha işlevsel hale getirilmesi için de bir mevzuat taslağı üzerinde çalışmalarımız devam ediyor”
Orta vadede üretim kapasitesini artıracak yapısal adımların da sürdüğünün altını çizen Oktay, “İhracatımızı ve küresel rekabet gücümüzü artıracak orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin üretimini teşvik etmek üzere Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nın kapsamını açılacak yeni çağrılar ile yıl boyu genişleteceğiz. Yatırım süreçlerinde karşılaşılan bürokrasiyi en aza indirerek yatırımları ve üretimi artırmak için yeni ‘Mega Endüstri Bölgeleri’ kurma çalışmalarına öncelik vereceğiz. Bütünleşmiş yatırımlar için oluşturulan endüstri bölgelerinin daha işlevsel hale getirilmesi için de bir mevzuat taslağı üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Tüm bunları hayata geçirirken çevre hassasiyetimizi de en üst düzeyde tutmaktayız” açıklamasında bulundu.
“İç piyasa boyutunda da fahiş fiyat artışlarının önüne geçilmesi ve enflasyonla mücadelemizde daha güçlü desteğinizi bekliyoruz”
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurun istikrarlı, faizlerin düşük, enflasyonun aşağı yönlü, yatırımın, üretimin ve ihracatın ivmeli bir şekilde artış gösterdiği, bereketiyle iş aş üreten bir ekonomik işleyiş inşa ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, şunları kaydetti:
“2022 yılının bu ilk meclis toplantısında sizlerden yıl boyunca çok daha büyük adımlar, yenilikler ve Ankara’ya kazandıracağınız rekorların sözünü istiyoruz. İç piyasa boyutunda da fahiş fiyat artışlarının önüne geçilmesi ve enflasyonla mücadelemizde daha güçlü desteğinizi bekliyoruz. Biz denetim boyutunda gerekli hassasiyeti gösteririz. Artarken nasıl hızlı gittiyse düşüyorken de aynı hızı beklemek bizim hakkımızdır. Gemi tektir, hepimiz de aynı geminin içerisindeyiz. Sen ben yok, biz varız. Burada da herkes kazanacak ve ülke olarak Türkiye kazanacak. Ankara’nın ticaret hacmine baktığımızda, 2021 yılı ilk 11 aylık ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,15 artış göstererek 8,6 milyar dolar, ticaret hacminin ise yaklaşık yüzde 26 artışla 21,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini, yine aynı dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 64,1 olduğunu görüyoruz. Maalesef bu oran yüzde 83,1 olan Türkiye ortalamasından düşüktür ve ticaret hacmi de Ankara’nın sahip olduğu potansiyelden uzaktır. Şirket merkezlerinin başka şehirlerde bulunması sebebiyle bu rakamların tam olarak sizin çabalarınızı yansıtmadığının da farkındayız. Ancak bu göstergeleri dengeye getirecek ve hatta Ankara olarak dış ticaret fazlasına dönüştürecek olan sizlersiniz.”
“Cumhuriyetin 100’üncü yılına ilerlerken sizlerden Başkent’in şanına yakışır ticari atılımlar ve yeni işbirliği haberleri bekliyoruz"
Geçen yıl Ankara için 641 yatırımı teşvik belgesi düzenlendiğini, bu sayede 12 bin kişiye yakın ilave istihdam yolu açıldığını vurgulayan Oktay, “Ankara’da yerleşik ihracatçılara 2021 yılında verilen devlet teşvikleri 2018 yılına göre yüzde 108 artarak 168 milyon liraya ulaşmıştır. Ankara’nın dirayetli tüccarlarının, sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Cumhuriyetin 100’üncü yılına ilerlerken sizlerden Başkent’in şanına yakışır ticari atılımlar ve yeni işbirliği haberleri bekliyoruz. Ankara, sahip olduğu köklü üniversiteler, 10 teknopark, 12 OSB ve çok sayıda araştırma merkezi ile yüksek beşeri sermayeye ve güçlü bir altyapıya sahiptir. Bunun yanı sıra Ankara yerlileştirme ve ihracat odaklı üretim anlayışı ve yüksek kaliteli üretim sağlayan KOBİ ağırlıklı yapısı ile avantajlar sunmaktadır. Halihazırda Ankara’nın ticaret potansiyelinde önemli yer tutan iş makine sanayisi, savunma, havacılık, medikal-optik, bilişim ve sağlık sektörleri büyük gelişme potansiyeli taşımaktadır. Altyapı var, know-how var, lojistik imkanlar mevcut, bizlerin de desteği her zaman sizlerle ve kararlarımızı alırken de zaten sizlerle istişare halindeyiz. O zaman gelin 100’üncü yılına yaklaşan ATO, başarılarıyla tüm Anadolu’ya örnek olsun. ATO’nun göstereceği vizyonla Ankara, tasarımda, üretimde, dijital dönüşüm ve inovasyonda benzeri görülmemiş projelere imzasını atsın. Beşeri sermayesiyle, çeşitlenen ticari işbirlikleriyle, yerli-milli üretime vereceği destekle Ankara’yı hem milli teknoloji hamlemizin hem de yeşil kalkınma devriminin taşıyıcısı olarak görelim. Gelin evlatlarımızın geleceği için büyük ve güçlü Türkiye hedefimizin ekonomi ayağında yürüttüğümüz tarihi mücadeleye daha çok destek olun” ifadelerini kullandı.
“Karın örttüğü yollarda milleti kaderine terk eden zihniyetten iş insanımızın derdiyle dertlenmesini bekleyecek değiliz”
Ekonomi üzerinden hükümete yüklenen muhalefete de değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Ülkemizde kalıcı makroekonomik istikrar sağlayacak, yüksek katma değerli üretimi teşvik ederek ihracat ve istihdamı artıracak, oluşturulan katma değeri toplumun tüm kesimlerine yayacak olan yine bizleriz. Helalleşme kılıfında hesaplaşma turlarına çıkanlardan, karın örttüğü yollarda milleti kaderine terk eden zihniyetten iş insanımızın derdiyle dertlenmesini bekleyecek değiliz. 20 yıldır nasıl özel sektörümüzle omuz omuza ilerlediysek Cumhuriyetin 100’üncü yılına da yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme odaklı bir yaklaşımla, iş dünyamızla birlikte ilerleyeceğiz” dedi.
“Türkiye ve dünya ekonomisi açısından epeyce hareketli bir dönem yaşıyoruz”
Covid-19 pandemisinin etkilerinin küresel olarak devam ettiğini vurgulayan ATO Başkanı Gürsel Baran ise, “Türkiye ve dünya ekonomisi açısından epeyce hareketli bir dönem yaşıyoruz. Korona virüs pandemisi yeni mutasyonlarla devam ederken bir yandan da etkilerini hafifletmesi, gündemi yeni konulara açıyor. Dünya ekonomisi bir toparlanma eğilimine girdi ancak bu süreçte de emtia fiyatlarının artışı, navlun krizi, enerji krizi enflasyonda yükseliş gibi konular risk oluşturmaya başladı. Pandemiyle mücadelenin ağırlığına rağmen 2020 yılını yüzde 1,8’lik büyümeyle kapatan Türkiye ekonomisi, 2021 yılında da tüm olumsuzluklara rağmen başarılı bir performans sergiledi. Ancak, dünya ekonomisinde yaşanan sıkıntılardan da payını alıyor. Sanayimiz, büyümenin öncü gücü oldu. Ürettiği ürünleri dünyanın dört bir yanına satan reel sektörümüz, ihracatta tüm zamanların en güzel dönemini ülkemize yaşattı” şeklinde konuştu.
“Savunma sanayiinde dışa bağımlılık oranımız yüzde 80’lerden yüzde 20’lere geriledi, bu alanda da ihracat yapabilir hale geldik”
Türk savunma sanayiinin oldukça ciddi atılımlarda bulunduğuna dikkat çeken ATO Başkanı Baran, “Savunma sanayiinde dışa bağımlılık oranımız yüzde 80’lerden yüzde 20’lere geriledi, bu alanda da ihracat yapabilir hale geldik. Cumhurbaşkanımız Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde üretilecek Milli Muharip Uçağımızın Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında hangardan çıkartılıp kamuoyuyla paylaşılacağını açıkladı. Milli Muharip Uçağımız 2023 yılında göklerde süzülecek. İHA ve SİHA üretimiyle başlayan savunma sanayimizdeki gelişimin, ATAK helikopterinden sonra GÖKBEY ile devam edişini göğsümüz kabararak takip ediyoruz. Üretim başarımızı gösteren Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin içinde yer aldığı TOGG, dünyanın en büyük Tüketici Elektroniği Fuarı’nda sahneye çıktı” dedi.
“KDV sisteminin sadeleşmesi reel sektörün işlerini kolaylaştıracak”
Ankara Ticaret Odası olarak KDV konusunda da sadeleştirme çalışmalarının olumlu karşılandığını, bu yöndeki çalışmaları yakından takip ettiklerini vurgulayan Baran, “Ankara Ticaret Odası olarak bugüne kadar gündeme getirdiğimiz konular arasında KDV sisteminin sadeleştirilmesi ve tek oranlı KDV uygulanması vardı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın konuyla ilgili çalışma yaptığı bilgisi basında yer aldı. Buradan bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Üretimde ve tüketimde farklı oranlarda uygulanan, KDV oranlarının alışı ve satışında farklı oranlar nedeniyle işlem karmaşasına yol açan KDV sisteminin sadeleşmesi reel sektörün işlerini kolaylaştıracak, dinamizmini artıracaktır. Mevcut gelişmeler dikkate alınarak zorunlu ihtiyaçların tamamında en düşük düzeyde KDV uygulaması, fiyat artışlarının oluşturduğu yükün de hafiflemesine katkı sağlayacaktır. Bu çerçevede, özel eğitim kurumlarına uygulanan ve bir süre önce geçici olarak yüzde 1’e indirilen KDV oranlarının kalıcı olarak uygulanması da talep edilmektedir” açıklamasında bulundu. (İHA)