Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Suriye'de Güvenli Bölge oluşturulmadığı takdirde kapıları açmak zorunda kalabiliriz" sözlerinin ne bir tehdit ne de bir blöf olduğunu ifade ederek, "Bu bir gerçektir" dedi.
Oktay, "Türkiye hiçbir ülkenin bekçisi değildir. Onların göçmen deposu değildir. Oluşturdukları krizlerin de faturasını ödeyecek ülke değildir" ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in G7 önerisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Oktay, "Türkiye, olaya doğu-batı veya farklı bir blok boyutundan bakmaz, kendi çıkarları boyutundan bakar" diye konuştu.
Partisinin genişletilmiş il toplantısında konuşan Erdoğan, sınır kapılarıyla ilgili olarak şunları kaydetmişti:
"Biz diyoruz ki öyle bir güvenli bölge oluşturalım ki bunu sayın Trump'la da, Putin'le de, Merkel'le de, İngiltere ile de konuştuk. Gelin dedik iz burada adeta konut yapalım. Bu konutlara da bunları taşıyalım. Eğer böyle bir şey yaparsak biz de Türkiye olarak rahatlamış oluruz. Şimdi düşünün bizde konteyner kentler var. Ama buralarda insanca yaşama gibi bir durum söz konusu değil. Bir taraftan insanca yaşamak ve yaşatmaktan bahsedeceksiniz, bir taraftan güvenli bölge teklifimize 'çok güzel bir teklif' diyeceksiniz, tamam gelin bize lojistik ve mali destek verin, buralara süratle Trump’ın 30 km derinlik bölgede bu binaları yapalım. Böylece insanca yaşama imkânını onlara sağlayalım. Güzel bir teklifse hadi verin, başlayalım bu işe. Ama yok. Biz kovalamaya devam edeceğiz. Niçin? Ülkemizde 3 milyon 650 bin Suriyeli var. Çünkü İdlib tehdidi var. Bunu dışında Afganistan tehdidi var. Bir taraftan geliyor, diğer taraftan geri gönderiyoruz. Bu durum bizi farklı bir yere götürebilir. Böyle oldu oldu, olmadı kapıları açmak zorunda kalırız. Destek verecekseniz verin. Bir yere kadar bu işe katlandık, katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz? Kusura bakmayın bu tür zulme biz vesile olamayız. Siz de bakalım nasıl taşınırmış bir görün. "
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cernobbia'da
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İtalya'nın Cernobbio kentinde düzenlenen siyaset, iş, ekonomi, finans ve enerji sektöründen pek çok önemli ve üst düzey yetkilinin katıldığı 45. Ambrosetti Forumu'nda Türk basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.
Fuat Oktay, "İtalya'nın Davos'u" olarak nitelendirilen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da 2003 ve 2005 yıllarında katıldığı önemli bir foruma iştirak ettiklerini belirtti.
İtalya'nın finans ve sanayi alanında önemli bölgelerinden birinde olduklarını ifade eden Oktay, "Avrupa'daki önemli şirketlerin CEO'ları ve üst düzey yöneticileri ile bugünü ama bugünden çok geleceğe ilişkin sorunları görüştük. Özellikle geleceğe ilişkin sınamaları ele aldık. Türkiye olarak global terörizm, bölgesel krizler ve batıdan doğuya doğru gerçekleşen güç kayması konularında Türkiye'nin görüşlerini ilettik" ifadelerini kullandı.
Oktay, global terörizm boyutunda Türkiye'nin görüşünü zaten herkesin bildiğini, Türkiye'nin bölgesindeki terör örgütleriyle en etkili şekilde mücadelesini sürdürdüğünü aktardı.
Terörün dili, dini, ırkı ve coğrafyasının olamayacağını vurguladıklarını anlatan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terör ve teröristlerle iş birliği yaparak gelecek kuşaklara daha sağlıklı bir dünya, miras bırakılması mümkün değil. Dolayısıyla hangi gerekçeyle olursa olsun teröristler ve terörle iş birliği yaparak herhangi bir amacın gerçekleştirilmesinin mümkün olmayacağını söyledik. Türkiye'nin terörle mücadeledeki uluslararası iş birliğini, Suriye'nin kuzeyinde şu andaki halihazır konuları gündeme getirdik. Suriyeli göçmenler konusunda Türkiye'nin nasıl yalnız bırakıldığı noktasında tezlerimizi ilettik. Batıdan doğuya bir göç kaymasının yaşandığını bütün dünya konuşuyor ve bunu açıkça kabul ediyor. Ekonomik, siyasi, sosyal anlamda bir kayma var. Bu kayma yaşanırken genelde sorulan soru Türkiye'de bir eksen kayması mı var? Türkiye'nin özellikle Rusya, Avrupa Birliği, ABD ve Çin ile ilişkilerine bakıldığında 'Türkiye'de bir eksen kayması mı var' soruları yersiz. Türkiye, A, B, C ekseninde değil kendi eksenindedir. Türkiye'nin dünyaya bakışı kendi çıkarları çerçevesindedir. Türkiye 180 derecelik bir açıyla etrafındaki olaylara bakmak durumundadır. Batıdan doğuya kayan bu güç noktasında buradaki rekabetin artık gerek terörizm gerek bölgesel krizlere sebebiyet veren değil tam tersi bunları azaltan yaklaşımlarla iş birliğine, fırsata dönüşmesi lazım. Türkiye bunun için bir fırsattır."
"Türkiye, hiçbir ülkenin bekçisi değildir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'den gelebilecek yeni göç dalgasına ilişkin söylediği "kapılarımızı açarız" açıklamasının Avrupa'da yankı bulduğunun hatırlatılması üzerine Oktay, "Yankı bulması beklenen bir şeydir. Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması ne bir tehdittir ne de bir blöftür. Bu bir gerçektir. Suriye'de bir kriz vardır. Türkiye kapılarını sonuna kadar açmıştır. Komşuda bir yangın varsa bizim buna uzaktan bakma şansımız yok ve oradaki kardeşlerimizde bir sıkıntı varsa biz 'komşusu açken tok yatan' bir durumda olmayız dedik." şeklinde konuştu.
AB başta olmak üzere bütün dünyanın bu durumu bildiğini dile getiren Fuat Oktay, şunları kaydetti:
"Yeni bir göç akımı başlarsa Türkiye bunu göğüsleyecektir yaklaşımı ve rahatlığı kesinlikle yanlış bir rahatlık ve yaklaşımdır. Türkiye, hiçbir ülkenin bekçisi değildir. Onların göçmen deposu değildir. Oluşturdukları krizlerin de faturasını ödeyecek ülke değildir. Hiç kimse de kusura bakmasın. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği budur. Evet biz göçmenlerle ilgili sonuna kadar görevimizi yaptık, yapıyoruz, bundan sonra da yapacağız. Özellikle kapıların tutulmasıyla alakalı, eğer İdlib krizi devam ederse, bölgedeki kriz devam ederse, ilave göç krizi başlayacak olursa, Avrupa'nın bundan kaçma şansı yoktur, yüzde sıfırdır. Bununla yüzleşmek zorundadır. Dolayısıyla hiç kimsenin Türkiye'den daha fazla bu çerçevede bedel ödemesini bekleme hakkı da yoktur. Cumhurbaşkanımızın da söylediği budur. Bu mesaj da alınmıştır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD seyahati
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD seyahatine ilişkin bir soru üzerine Oktay, "Programda var. Diğer liderlerle de görüşüyor olacak. Suriye boyutunda devam edecek olursak, aslında gerek Astana süreciyle ilgili gerek Soçi'de alınan kararların özellikle Cenevre sürecine yansıtılması boyutunda anayasa ile alakalı bu komisyonun bir an önce oluşturulması çok önemli. Arzu ederiz ki, o tarihten önce ciddi bir ilerleme kaydedebiliyor olalım, yine arzu ederiz ki, o tarihten önce bölgedeki krizin özellikle İdlib temelindeki krizlerde bir çözüme doğru bir yoğunlaşma olsun ve New York'taki görüşmede de belki buna daha somut adım atılabilsin." ifadelerini kullandı.
"Kimsenin burada zamana oynamasına müsaade etmeyeceğiz"
"Türkiye için İdlib önemlidir. Krizdir. Türkiye'yi doğrudan etkiler. Bunun için hassasız. Münbiç de bizim için önemlidir." diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Fırat'ın doğusu bizim için önemlidir. Orada da Türkiye’nin mesajı son derece nettir. Buradaki güvenli bölgeyle ilgili yine Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması nettir. Yani Münbiç'teki gibi bir oyalama taktiğine bizim tahammülümüz olamaz. Eylül sonu itibarıyla bir tarih vermişlerdir Sayın Cumhurbaşkanımız. Bunu çok yakinen birlikte oluşturulan operasyon merkezi ve sonrasında gelecek olan güvenli bölgenin oluşturulması konusunda eylem bazında çok çok yakinen takip ediyoruz. Kimsenin burada zamana oynamasına müsaade etmeyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Putin'in G7 önerisi
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in aralarında Türkiye, Çin ve Hindistan'ın da yer alabileceği G7'ye benzer bir yapı oluşturulması yönündeki açıklamalarına ilişkin görüşleri sorulan Fuat Oktay, "Bu konuda olay somutlaştığında zaten Türkiye olarak biz gerekli hem girişimlerimizi hem cevabımızı veririz ama Türkiye olarak bizim için önemli olan şudur, biz G20'deyiz zaten. G7 ile alakalı bizim görüşlerimiz de alınmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız da liderler seviyesinde görüşülen konular boyutunda çok yakinen de olsa dolaylı da olsa bütün her şeyin içerisindedir. Türkiye, doğu batı veya farklı bir blok boyutundan bakmaz olaya, kendi çıkarları boyutundan bakar. Kendi çıkarlarına uygun olursa her şeyi değerlendirebilecek boyuttayız. Dar bakış açısına sahip değiliz." ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin önemi açısından, AB'ye de güzel bir mesaj olabilir"
Putin’in bu açıklamasının önemine dikkati çeken Oktay, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin dünyanın bugünü ve geleceğiyle alakalı da aslında ne kadar önemli bir konumda olduğu, yeni yapılanmalar, yeni çözüm önerileri düşünülürken, yeni birliktelikler düşünülürken, Türkiye'nin oyun kurucu rolünü de görmezden gelmemek gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın burada tüm taraflarla görüşebilen nadir liderlerden olduğunu unutmamak lazım. Bu aslında Türkiye'ye olduğu kadar, Türkiye'nin fiilen gireceği birlikteliklere de güç katacaktır. Ne yazık ki, AB bu gücü henüz fark edememiştir. AB kendi içindeki mücadelelere daldığı için küçük düşünmeye başlamıştır. Belki bu Türkiye'nin önemi açısından, AB’ye de güzel bir mesaj olabilir."