Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "10 büyükelçinin ortak açıklaması toplumun her kesiminde infial oluşturmuştur. Bağımsız ve tarafsız Türk yargısına baskı yapmaya niyetlenen bu hadsiz girişime karşı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere her düzeyde tepki gösterdik. Niyetimiz elbette kriz çıkarmak değil, ülkemizin egemenlik hakkına yöneltilen bu saygısızlığa gerekli cevabı vermekti. Tutumumuzu net bir şekilde ortaya koyduk ve yanlışı ortadan kaldırmayı hedefledik" dedi.
Oktay, ekonominin gidişatına da değinerek, "Dolar endeksi mayıs ayından bugüne bir yükseliş trendi içindedir. Euro/dolar paritesi de 1,16 seviyelerindedir. Bu durumdan pek çok ülke gibi bizim de etkilendiğimiz bir gerçektir." diye konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz başkanlığında, 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2020 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporlarını görüşmek üzere toplandı. Görüşmelerin ardından, hükümet adına komisyona katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, milletvekillerinin eleştiri ve sorularına yanıt verdi.
"Türkiye sapasağlam ayakta durmuştur"
Covid-19 salgını gibi öngörülemeyen ve dünyanın en büyük ekonomileri dahil tüm ülkeleri kökünden sarsan bir krizde dahi Türkiye'nin, 84 milyon milletiyle tek vücut, sapasağlam ayakta durduğunu kaydeden Fuat Oktay, "Olumsuz küresel ekonomik iklime rağmen 2020 yılını büyümeyle kapatan, 2021'in ikinci çeyreğinde ise yüzde 21,7 oranında büyüyen Türkiye'dir. Türkiye bu büyümeyle birlikte yüksek büyüme yüksek cari açık kısır döngüsünü kırmıştır. Düşük cari açıkla rekor büyüme gerçekleşmiştir" diye konuştu.
Oktay, muhalefetin, "Bugüne kadar ne yaptınız ki" şeklindeki söylemine şu şekilde yanıt verdi:
"Artan sanayi üretim ivmesiyle, tek merkezli üretim ağına, güçlü bir üretim ve lojistik merkezi alternatifi oluşturan Türkiye'dir. 6 bini aşkın kamu hizmetini 'türkiye.gov.tr' üzerinden sunan ve ocak ayından bu yana giriş sayısı 2 milyar 539 milyonu geride bırakan dijital kamu hizmeti alt yapısı Türkiye'nindir. Osmangazi Köprüsü'nün de yer aldığı Gebze-İzmir Otoyolu ile İstanbul-İzmir arası ulaşımı 8 buçuk saatten 3 saate indiren, BAKÜ-TİFLİS-KARS demiryolu hattı ile Çin ile Türkiye arasındaki yük taşıma süresini 1 aydan 12 güne kadar düşüren, ulaştırma altyapısı Türkiye'nindir. Hem yurt içinde hem de sınırlarımızın yanı başında teröre nefes aldırmayan ve terör eylemi sayısını bitme noktasına indirmiş kahraman güvenlik güçleri Türkiye'nindir."
"Öğrencimizin yurdunu da en iyi şartlarda biz yaptık ve yapıyoruz"
Oktay, öğrenci yurtlarının yetersiz olduğuna yönelik eleştirilere ilişkin, "Öğrencimizin yurdunu da en iyi şartlarda biz yaptık ve yapıyoruz. Öğrencilerimizin kredisini, bursunu da olabilecek en yüksek seviyede biz veriyoruz. Çalışanımızın yanındayız, engelli vatandaşımızın ve korunmaya muhtaç çocuklarımızın yanında da biz varız. Doğal afetlerde en hızlı şekilde vatandaşımızın imdadına koşan da biziz, afet sonrası yaraları en hızlı şekilde sararak şehirlerimizi yeniden ihya eden de biziz" açıklamasında bulundu.
"Tartışmalar Merkez Bankası'nın bağımsızlığını zedeleyecek bir zemine çekilmemeli"
Fuat Oktay, Merkez Bankası'na yönelik eleştirileri doğru bulmadıklarını belirterek, "Para politikası kararları, Para Politikası Kurulu üyeleri tarafından alınmaktadır. Bu sebeple tartışmaların Merkez Bankası'nın bağımsızlığını zedeleyecek bir zemine çekilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca politika faizi ve enflasyon denklemine sadece dar tek bir çerçeveden bakamayız" dedi.
"Türkiye güçlü bir ekonomiye sahiptir"
Kur fiyatlarındaki değişkenliklere ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Dolar endeksi mayıs ayından bugüne bir yükseliş trendi içindedir. Euro/dolar paritesi de 1,16 seviyelerindedir. Bu durumdan pek çok ülke gibi bizim de etkilendiğimiz bir gerçektir. Türkiye ılımlı bir borçluluk seviyesi, düşük bir bütçe açığı ve geniş gamda üretim kapasitesiyle güçlü bir ekonomiye sahiptir" dedi.
Oktay, Türkiye'de yaşanan son afetlerle ilgili alınan önlemleri anlatırken şu ifadeleri kullandı:
"Afet bölgelerine toplam 2,5 milyar liradan fazla kaynak aktarıldı"
"Ülkemizin bu yıl içinde maruz kaldığı orman yangını ve sel gibi doğal afetlerle mücadele kapasitemiz hakkında bazı eleştiriler olmuştu. Türkiye her türlü afetle mücadelede sağlam bir tecrübeye, müktesebata ve sisteme sahiptir. Bu yıl içinde afetler nedeniyle zor zamanlar geçirsek de zarar gören bölgeler için gerek ayni yardımlar, gerek nakdi yardımlar konusundaki çalışmalarımızı hızlı bir şekilde sonuçlandırdık. Meydana gelen sellerde devletimizin tüm imkanları seferber edilerek afet bölgelerine toplam 2,5 milyar liradan fazla kaynak aktarılmış durumdadır."
Oktay ayrıca, 2022 yılında 10 uçak ve 55 helikopter kiralaması yaparak orman yangınlarıyla mücadele kapasitesini artırmaya devam edeceklerini söyledi.
"Niyetimiz elbette kriz çıkarmak değildi"
Tutuklu olarak yargılaması devam eden Osman Kavala'nın tahliye edilmesi istemiyle ABD, Fransa ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu 10 ülkenin büyükelçisinin açıklamasına tepki gösteren Oktay, "10 büyükelçinin ortak açıklaması toplumun her kesiminde infial oluşturmuştur. Bağımsız ve tarafsız Türk yargısına baskı yapmaya niyetlenen bu hadsiz girişime karşı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere her düzeyde tepki gösterdik. Niyetimiz elbette kriz çıkarmak değil, ülkemizin egemenlik hakkına yöneltilen bu saygısızlığa gerekli cevabı vermekti” dedi.
10 büyükelçinin açıklamaları karşısında net bir şekilde tutum sergilendiğinin altını çizen Oktay, şöyle devam etti:
"Diplomatlar bulundukları ülkenin yasalarına ve yargısal süreçlerine saygı göstermek zorundadır"
"Tutumumuzu net bir şekilde ortaya koyduk ve yanlışı ortadan kaldırmayı hedefledik. Türkiye Cumhuriyeti, bağımsız ve egemen bir devlettir. Yargı yetkisini de bu bağımsızlık ve egemenliğinin gerektirdiği şekilde bağımsız ve tarafsız mahkemeleri eliyle kullanır. Devletin yargı yetkisini zaafa uğratacak hiçbir girişim kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre Türk mahkemelerinde yargılanan tüm sanıklarla ilgili kararları tereddütsüz Türk mahkemesi verecektir. Dışarıdan, başka yerlerden sonuç umanlar hüsrana uğramaya mahkumdur. Bu vesileyle uluslararası hukukun bir gereğini tekrar hatırlatmakta da fayda görüyorum. Diplomatlar bulundukları ülkenin yasalarına ve yargısal süreçlerine saygı göstermek zorundadır. Diplomatik bağışıklıklar, bulunulan ülkenin bağımsızlık ve egemenlik haklarına karşı kullanılamaz. Mahkemelerimizde görülmekte olan davalara hangi saikle olursa olsun dışarıdan hiçbir müdahale kabul edilemez. Müdahale olursa da uluslararası hukukun ülkemize tanıdığı haklar çerçevesinde karşılığını bulur. Büyükelçilikler de bu diplomatik teamüllere uymayan yanlışı düzeltmek için daha sonra bir açıklama yaparak, diplomatik ilişkiler hakkındaki Viyana Sözleşmesi'nin 41'inci maddesine riayet etmeyi teyit ettiler. Diğer bir deyişle, niyetlerinin içişlerine ve yargıya müdahale olmadığını ortaya koydular." (DHA)