Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, zaman zaman gündeme gelen Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında problem olduğu iddialarına ilişkin, "Cumhurbaşkanı ve Başbakan ilişkilerinde zaman zaman istenmeyen bazı pürüzler olmuş olabilir" dedi.
Milliyet'ten Abdullah Karakuş'un haberine göre, 30 Mart sonrası yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Atalay, "Başbakan da, Cumhrbaşkanı da Türkiye’nin işlerinin iyi yürümesi için gayret ediyor. Bazen teknik, anayasa uygunluk tartışmaları olabilir ama görüşmelerle çözülüyor. Cumhurbaşkanlığı sürecinde de en küçük pürüz olmaz bizde" ifadelerini kullandı.
Abdullah Karakuş'un sorularını yanıtlayan Beşir Atalay'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
17 Aralık’ın sürece etkisi ne oldu?
- 17 Aralık sonrası gelişmelerden çözüm süreci etkilenmiş değil. 17 Aralık sonrası oluşan koalisyonun çözüm sürecinden memnun olmadığını biliyoruz. Çözüm süreci de hedeflerinden birisidir. Biz bu konuda çok kararlıyız, herhangi bir aksama yok. Herkes olup bitenin farkında. 17 Aralık sonrasındaki gelişmeleri sadece bir yapı, bir grup olarak görmüyoruz. Burada bir koalisyon var. Yaklaşan seçimler var. Seçimlere doğru Ak Parti’yi zayıf, güçsüz düşürme çabası var. Bu koalisyonun dışarıdan da bazı destekleri olduğu tahminleri yüksek. CHP, MHP ve paralel yapı bir koalisyon içinde. Paralel yapı, şu anda alanda partilerden daha fazla çalışıyor.
Faaliyetler Köşk seçimini etkilemeye yönelik mi?
- Seçim dönemlerinde bu tür gelişmeler çok yaşanır. Her seçim öncesi bir şeyler olur. Yerel seçimler çok kritik ve önemli. Kendinden sonraki gelişmeleri çok etkileyecek bir seçim. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimini hem ondan sonra gelecek genel seçimi etkileyecek bir seçim. Giderek de bir referanduma dönüşüyor. Ak Parti ile diğerleri arasında bir referandum havasında. Vatandaşın da ilgisi buradan. Ak Parti ile diğerleri oylanacak.
‘Cemaatlere rahat ortam sağladık’
Fethullah Gülen hükümete çok yakındı. Böyle bir gelişme bekliyor muydunuz?
- Hepimiz için sürpriz oldu. Bütün gruplar rahat çalışsın diye en rahat ortamları sağladık. Hiç birinin çalışmalarına yasaklayıcı ve önleyici müdahalelerde bulunulmadı. Hepsi bu dönemde gelişti, genişledi. Sonradan görüldü ki bu yapı sadece bir dini hizmetler için çalışma yürüten grubun ötesinde devletin içinde yapılanan, örgütlenen, kurumlara talip, orada etkili olmaya çalışan bir yapı. Artık bu bir masum sivil toplum kuruluşu değildir. Telefon dinlemeler, vatandaşın günlük özel hayatına müdahaleler, tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanmalar.
‘Dinlemelerde gerekçe yok’
Başbakan’ı dinlemek için böcek koyanlar tespit edildi mi?
- Bizzat çalışan personel. Başbakanlık’ta çalışan görevi olan emniyet görevlileri. Hepsi tespit edildi. Bir ikisi yurtdışına gitmiş. Başka şehirler olanlar var. Onlar tespit edildi. Onlarla ilgili soruşturmalar sürüyor. Peşinden de yargıya gidecek. Dinlemelerle ilgili hâkim kararı var. İşin enteresan olan tarafı bu. Şimdi onlar inceleniyor. Dinleme kararının sayısı 1 milyonu aştı. Hem TİB’de hem adliyede hem de emniyet müdürlüğünde bunlar inceleniyor. Hangi hâkimler bu kadar kararı vermiş diye. Hiçbir gerekçe, delil yok. Yani önlerine gelen her şeyi imzalamışlar. Bir ülkede bu kadar adli dinleme olamaz. Bu dinlemeler casusluk suç türünü oluşturuyor. Allah bilir o bilgiler nereye servis edildi? Bütün bunların peşindeler. Sakin sakin araştırılıyor. Gerekçeler olgunlaştırıldığında bunlar yargıya intikal ettirilecek. İnsanlar dinlenme vehimlerinden kurtulsunlar. Bundan sonra adli dinleme için karar almak çok zor. Bir cümle ile alamayacaklar. Şu şu gerekçeler diye ayrıntılı yazılacak.
‘Demeçlerle yazılanlar çelişiyor’
Gülen’in demeçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu konuşmayı epey irdeleyen oluyordu. Dini kimliğin ötesinde bir siyasi figür var ortada. Konuşmalarında söyledikleri var ve bu konuşmaların yer aldığı gazetelerde her gün yayınlananlar var. Orada söylenenlerle bütün yayınlar çelişiyor. Doğrusu bu konuşmalarla yapının diğer unsurlarının üslubu çelişiyor.
‘Kimse süreci zehirlemesin’
- Çözüm süreci Türkiye için hükümetimizin önündeki en önemli konulardan bir tanesidir. Süreci biz başlattık, biz sürdürüyoruz. Bu konuda bütün dialoglar sağlıklı şekilde devam ediyor. Birazcık bir dağınıklık, biraz inişler çıkışlar bazen söylemlerde bu sürece zarar verecek unsurlar görülebilir. Bu süreci zehirleyecek üslup kullanmıyoruz. Herkesin buna dikkat etmesi lazım. Seçim ortamındayız. Hiç kimse çözüm sürecini olumsuz etkileyecek yanlış üsluplara girmesin. Çözüm süreci BDP için çok önemli. Bu süreci çok iyi yürütmesi ve bu sürece daha fazla asılması lazım. Aksi takdirde siyaset kesimi olarak kendileri de çok kaybederler.
AİHM’nin Öcalan’a yönelik kararını nasıl değerlendiriyorsunuz, hak ihlali olduğu vurgulanıyor?
- Eski yıllara ait bir dava. Adalet Bakanı’nın açıklamasını esas almak lazım. Orada Avrupa’dan da gelip incelemelerde de bulundular. Zaten son gidişlerindeki tespitlerle ilgili değilmiş o karar.
‘Nevruz da hassas davranılmalı’
Nevruz ile ilgili beklentiniz, bölgeye uyarılarınız olacak mı?
- Seçime 1 hafta kala Nevruz kutlayanların daha hassas olması lazım. Bu demokratik ortamı zedeleyecek tutumlardan kaçınılması gerekir. Devlet güvenlik olarak her tedbiri alır. Herkes istediği gibi Nevruz’u kutlasın. Eğlencelerle bayram gibi kutlasınlar, yardımcı oluruz. Provokatif şeylere dikkat etmek lazım.
‘Yedek müşahitlerimiz olacak’
Bölgede seçim güvenliğine yönelik nasıl tedbirler alınıyor?
- Vatandaşlarda hiç endişe olmasın. Her binada her sandıkta tedbirler çok iyi alınacak. Van’da olaylar oluyor. BDP’nin taraftarları Ak Parti’nin çalışmalarına müdahale ediyor. Militanlığa alışmış gençler saldırıyor. Bizim arkadaşlar da onlara karşılık verse çatışmalar olacak. BDP’lileri uyarıyorum karşılıklı şeyler başlarsa iyi olmaz. Jandarma, polis her yerde hazır olacak. Birden fazla müşahit bekleyecek.
‘15 büyükşehirde rahatız’
17 Aralık sürecinin partinize etkisi ne oldu? Seçime nasıl hazırlanıyorsunuz? Büyükşehir sonuçlarında beklenti nasıl?
- Araştırma sonuçlarına göre olumsuz bir etkisini, sonucunu görmüyoruz. Son araştırmalarda oylarımızda biraz yükselme oldu. Bizim yerel seçimde oylarımız biraz düşerdi. Ama son araştırmalarda ikisi birbirine çok yaklaştı. Yüzde 49 civarı. Oyumuzun yüzde 47 ile 50 arasında olacağını tahmin ediyoruz. 30 büyükşehir var. 15’in de biz rahatız. 8-10 büyükşehir kritik. Bazen muhalefet bir-iki puan önde bazen biz öndeyiz. Enteresan bir şey var araştırmalarda. Kararsız kesim şu anda eridi. Dağılım, saflar netleşti.