Gündem

Cumhurbaşkanı, “Güçlendirme yok, sıfırdan yapacağız” dedi, harita kırmızıya boyandı

20 Mart 2023 10:53
Gökçer Tahincioğlu

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası’nın deprem bölgesindeki hasar tespit çalışmalarına ilişkin raporunda, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 20 Şubat’ta hasarlı binalar için yaptığı, “Güçlendirme diye bir mantık yok, hepsini sıfırdan yapacağız” ifadelerinin çalışmaları olumsuz yönde etkilediği belirtildi. Raporda, bu açıklamanın, halkın, teknik personele karşı başlamış olan güven sorununu derinleştirdiği, yardımlardan yararlanmak isteyenlerle teknik personel arasında sıkıntılara yol açtığı ifade edildi. Raporda, açıklamanın etkisiyle, masa başında kararlar alındığı, Samandağ ve Defne’deki depremlerden sonra, daha önce hasar tespit çalışmalarında az hasarlı ve orta hasarlı olduğu saptanan binaların, yeni incelemeden yapılmadan “ağır hasarlı” olarak sisteme kaydedildiği ifade edildi. Raporda, eleştiriler üzerine daha sonra bu hatadan dönüleceği yönünde açıklama yapıldığı kaydedildi.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen hasar tespit çalışmalarına ilişkin hazırlanan raporda, çarpıcı saptamalara yer verildi.

“Süre baskısı yaratıldı”

Raporda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 13 Şubat’ta hasar tespit çalışmalarının bir hafta içinde bitirileceğini açıklamasının ardından sahadaki gönüllüler üzerinde baskı oluştuğu, açıklamaları “talimat” olarak nitelendiren kamu görevlilerinin gönüllü mühendislerle “amir-memur” ilişkisi kurmaya çalıştığı ifade edildi. Raporda, “Titizlikle yürütülmesi gereken hasar tespit çalışmalarında gerçeklikle ilgili olmayan bu tür süre baskıları yapılan çalışmaların güvenilirliğini de zedeler niteliktedir” denildi.

“İlgisiz kişilerden ekip kuruldu”

Raporda, teknik personel tercihleri de eleştirilerek, “Bölgede yapılan çalışmalarda teknik olarak yeterli olmadığı düşünülen meslek gruplarından, hasar tespit eğitimi almamış veya bireysel olarak koordinasyona başvuran birçok kişinin meslek grupları dahi sorgulanmadan ekipler oluşturulduğu gözlenmiştir” ifadesi kullanıldı.

“Güven zedelenmesi”

Raporda, sistemdeki adreslerle gerçek adreslerin kimi yerlerde uyumsuz olmasının “az hasarlı-hasarsız” bulunan yerlerin, sistemde “ağır hasarlı-acil yıkılacak” görülmesine yol açtığı, bunun da güven zedelenmesine neden olduğu vurgulandı.

“Cumhurbaşkanı konuştu, sorun derinleşti”

Raporda, şunlar kaydedildi:

“Saha çalışmalarındaki gönüllülerimiz vatandaşla yaptıkları görüşmelerde 'yapılacak tespitlerle birlikte orta ve ağır hasarlı binaların güçlendirilebileceğini ve bunun için yeniden yapım ile güçlendirme maliyetlerinin karşılaştırmalı analizlerinin yapılması gerektiği’ konusunda açıklamalarda bulunmuşlardır. Ancak 20 Şubat tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından 'Güçlendirme diye bir mantık yok, hepsini sıfırdan yapacağız' açıklaması teknik personele karşı başlamış olan güven sorununu da derinleştirmiştir. Hatta çalışma yapılan bazı bölgelerdeki vatandaşlar yıkımı önceleyen bu açıklamanın bölgenin demografik yapısını bozmaya yönelik olduğunu düşünmektedirler.” 

“Güven yerle bir oldu”

Raporda, sahada yapılan teknik incelemelerde kullanılan kriterlerle AFAD’ın dağıttığı broşürlerdeki hasar tanımlarının güven ilişkisini yerle bir ettiği vurgulandı. Raporda, “Özellikle betonarme binalarda vatandaşa günler boyu yapılan açıklamalarda sıva, boya ve duvar çatlaklarının hatta duvar göçmelerinin değerlendirmeye alınmadığı önemli olanın binanın yapısal elemanları olduğu ve bu elemanların değerlendirildiği anlatılmıştı. Hasar tespit eğitiminde belirlenen tarifler ile e-devlet ve AFAD arasındaki çelişkiler soruna yol açtı” denildi.

“Teknik ve vicdan arasında kaldık”

Bu nedenle depremzedelerin, yapılacak yardımları düşünerek, hasar tespit konusunda taleplerde bulunduğu, gönüllülerin belirledikleri hasar durumu sebebiyle vatandaşların bazı yardımlardan faydalanamamaları sebebiyle teknik ve vicdan arasında tercihe zorlandığı kaydedildi.

Hasar tespitine müdahale

Raporda, kamu binalarına yönelik hasar tespitine yapılan müdahaleye de yer verildi. Raporda, “Münferit olarak yaşanmasına rağmen kimi bölgelerde kamu binalarının hasar tespit sonuçlarının bölgedeki yetkililer tarafından uygun görülmeyerek pasife alındığı, daha sonra kendi ekipleri tarafından yapılan tespitlerle yeni hasar durumları belirlendiği gözlenmiştir” denildi.

Harita kırmızıya boyandı

Raporda, “masa başında yapılan müdahale” başlığı altında şunlara yer verildi:

Çalışma yapılan bazı bölgelerde siyasetçilerin yaptıkları açıklamalara paralel olarak yapıların hasar tiplerine dair müdahale ve yönlendirmeler yapılmaya çalışıldığı gözlenmiştir. (Orta hasarları, ağır hasara çevrilmesi gibi) Ayrıca bazı bölgelerde çalışmalar devam ederken yaşanan ve hasar durumlarını etkileyen kimi depremler yaşanmış olup bu depremler sonucu anlık kararlarla süreç içerisinde faaliyet gösteren bizlerin çalışmaları da baltalanmıştır. Konu hakkında görüşümüze başvurulması bir yana herhangi bir bilgilendirme dahi yapılmamıştır.

Örnek vermek gerekirse 20 Şubat akşamı 6,4 ve 5,8 büyüklüğünde iki deprem yaşamış olan Hatay’ın Samandağ İlçesinde bütünüyle İMO ekipleri bulunmaktadır. Yaşanan deprem sebebiyle ilk olarak sadece başvuru yapan vatandaşların hasar durumlarının inceleneceği belirtildi. (Bu durumda vatandaşın bu konuda yetkin olduğu kabul edilmiş oluyor.) Ardından masa başında alınan kararlarla bazı yerlerde az hasarlı ve orta hasarlı yapılar ağır hasarlıya, bazı yerlerde sadece orta hasarlılar ağır hasarlıya çevrilerek sorunu çözebileceklerine inanmışlardır. Ancak mühendislikten ve istişareden uzak bu kararlar daha sonra düzeltilmiştir. Samandağ, Defne ve Antakya’daki hasar tespitlerin geçerliliğini yitirdiği ve hasarsız, az hasarlı ve orta hasarlı binalar için tekrar yapılması gerektiği açıklanmıştır. Benzer bir durum 27 Şubat tarihinde Malatya’da gerçekleşen 5,6 büyüklüğündeki deprem sonrası da yaşanmış olup bu bölgede de hasar tespit çalışmalarının tekrarlanması kararı alınmıştır.”

Yönetmelik çıkarılsın

Raporda, sorunların aşılması için yönetmelik çıkarılması önerilerek, şöyle denildi:

“Yaşanan bu belirsizlikler ve sorunların giderilebilmesi için hasar tespit çalışmalarının bir yönetmeliğe bağlı olarak yapılması da hem karar alanların, hem sahada çalışma yürütenlerin işlerini kolaylaştıracağı gibi yapılan tespitlerde ve teknik personelde bir standardın oluşturulmasına katkı sağlayacaktır. Bu konuda odamız akademisyenlere, kamu kurumlarına ve ilgili meslek odalarına yapacağı bir çağrı ile hasar tespit çalıştayı düzenlemeyi görev edinecek ve ilerleyen zamanda gerçekleştirecektir.”