Türkiye'nin hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle TSK tarafından düşürülmesiyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye’nin önceden ilan ettiği angajman kuralları dahilinde gerçekleşmiştir. Düşmanlık asla söz konusu değildir. Suriye’de daha vahim olaylar yaşanmamasının sebebi, Türkiye’nin soğukkanlı tutumudur. Bu olayın da önüne geçmek için bütün çabayı gösterdik, sınırlarımızı koruma hakkımıza da herkes saygı göstermelidir" dedi.
Bayırbucak Türkmenlerinin de yaşadığı bölgeye yönelik operasyonları da sert bir dille eleştiren Erdoğan, "Bayırbucak Türkmenlerini hedef alan saldırıların gerisindeki amacı gayet iyi biliyoruz. Bu saldırılar Esed rejimini ayakta tutma amacına yöneliktir" diye konuştu. Yoğunlaşan saldırıları şiddetle kınadıklarını belirten Erdoğan, "Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu yerde DAİŞ yoktur. Bunlar, topraklarını savunmanın gayreti içindedir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "17-25 Aralık’tan sonra yaşanan MİT TIR’ları ihanetini hala utanmadan gazetelerine başlık yapanlar var. Bu TIR’lar Bayırbucak Türkmenlerine yardım yapan TIR'lardı. Yok ben, "silah değildi" demişim; olsa ne olacak, olmasa ne olacak. Biz oraya yardım götürüyoruz, biz bunu yaptık. Şahsımın aleyhine bu yardımları sabote edenleri milletimin asla affetmeyeceğine inanıyorum. Bu kardeşlerimize destek olmak için ülkemiz ve sınır diğer tarafından her türlü imkanı seferber edeceğiz" dedi.
Cerablus-Akdeniz hattında insani
güvenlik bölgesi uygulaması
Türkiye'nin "Çok yakında Cerablus-Akdeniz hattındaki insani güvenlik bölgesi uygulamasını müttefik ülkelerle birlikte hayata geçireceğini" belirten Erdoğan, bu uygulamayla bir yandan bölgede yeni insani dramlar ortaya çıkmasına engel olurken diğer yandan da kendi vatanlarında hayatlarını sürdürmek isteyen o muhacirlere imkan sağlamayı hedeflediklerini anlattı. Erdoğan, "Türkiye'nin bu çabasına destek vermeyen veya engel çıkarmaya çalışan herkes, Suriye'de hayatını kaybeden 380 bin masuma eklenecek her yeni canın sorumluluğuna ortak olacaktır" diye konuştu.
Ak Saray'da öğretmenler günü vesilesiyle düzenen etkinliğe katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Geçtiğimiz 200 yılda her alanda olduğu gibi, eğitim-öğretim alanında sancılı bir dönem geçirdik. Dilde sadeleştirme adı altında kültürümüzle, medeniyetimizle bağlar koparılmıştır. Eskiden öğretmen yoktu, muallim var.
Bütçede en büyük payı eğitime ayırdık. Sınıfları yaptık, kitapları verdik. Fakat burada çocuklarımızı nasıl eğitmemiz nasıl yetiştirmemiz konusunda yetişemedik. Yeni kabineyle birlikte inşallah bunlara yetişiriz.
Türkiye için en büyüt tehdit ve tehlike nesillerin çalınmasıdır. Kendi devletine kendi milletine yabancılaştırılmış hatta düşman kesilmiş nesiller; buna fırsat tanımayacak bir sistemi hep beraber kuracağız.
Türkiye uzun süredir 2.5 milyon göçmeni topraklarından misafir ederken Avrupa ülkeleri sadece birkaç yüz bin mülteci akınıyla endişeye kapıldı. Paris'teki saldırıyla yaşanan endişe paniğe dönüştü. Fransa'yı en iyi biz anlıyoruz acılarını paylaşıyoruz.
Nüfusu Müslümanlardan oluşan liderler olarak söylüyorum, biz sorumluluklarımızın farkındayız. Batılı liderlerden de ırkçı ve İslam düşmanı görüşlere karşı daha güçlü bir duruş sergilemelerini bekliyoruz. Suriye meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulmadan ne mülteci ne de terör sorununa çözüm bulunmayacağının görmemiz gerekiyor. Esed rejimi ve destekleyen ülkeler yeni saldırılara giriştiler. Bayırbucak Türkmenlerine yoğunlaşan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Orada bizim soydaşlarımız, akrabalarımız var, onlar sürekli uçaklarla, tanklarla, toplarla bombalanıyor. Şu anda bu soydaşlarımız sınıra doğru göç etmeye, kaçmaya başladılar. Bir kısmı şu anda Türkiye’deki kamplara yerleştirildi, bir kısmı Suriye’deki kamplarda. Cumadan beri gelişmeleri takip ediyorum, ilgili arkadaşlardan sürekli bilgi alıyorum. Az önce kapsamlı bir güvenlik toplantısı yaptık. Bugün sabah saatlerinde tüm uyarılara rağmen hava sahamızı ihlal eden aidiyeti belli olmayan savaş uçağına angajman kuralları gereği müdahale edilmiştir aidiyeti bilinmeyen uçak hava sahamıza girmeden uyarılmasına rağmen ihlalini devam ettirmekteki ısrarını sürdürmüştür. F16’larımız tarafından yapılan müdahale sonrası 2 uçaktan bir tanesi düşürülmüştür. Kardeşlerim, mesele aslında alkış meselesi değil. Biz buna şahit olmak istemeyiz. Böyle bir durumla karşı karşıya bırakılmanın ızdırabını yaşıyoruz. Türkiye’nin önceden ilan ettiği angajman kuralları dahilinde gerçekleşmiştir. Düşmanlık asla söz konusu değildir. Suriye’de daha vahim olaylar yaşanmamasının sebebi, Türkiye’nin soğukkanlı tutumudur. Bu olayın da önüne geçmek için bütün çabayı gösterdik, sınırlarımızı koruma hakkımıza da herkes saygı göstermelidir.
Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu yerde DAİŞ yoktur. Bunlar, topraklarını savunmanın gayreti içindedir. Orada sadece direnişçiler kalmıştır. Bayırbucak Türkmenleri, tıpkı Halep, Tunus ve Golan’daki Türkmenler gibi ayrı öneme sahiptir. Onları hedef alan saldırıların gerisindeki amacı gayet iyi biliyoruz. Bu saldırılar Esed rejimini ayakta tutma amacına yöneliktir. Türkiye Cerablus’tan Akdeniz’e uzanan hattı terör örgütlerinden kutarma kararındadır. 17-25 Aralık’tan sonra yaşanan MİT TIR’ları ihanetini hala utanmadan gazetelerine başlık yapanlar var. Bu TIR’lar Bayırbucak Türkmenlerine yardım yapan TIR'lardı. Yok ben, "silah değildi" demişim; olsa ne olacak, olmasa ne olacak. Biz oraya yardım götürüyoruz, biz bunu yaptık. Şahsımın aleyhine bu yardımları sabote edenleri milletimin asla affetmeyeceğine inanıyorum. Bu kardeşlerimize destek olmak için ülkemiz ve sınır diğer tarafından her türlü imkanı seferber edeceğiz.
İnşallah, Suriyeli kardeşlerimiz için aydınlık günler yakındır. Türkmen kardeşlerimize mücadelelerinde başarılar diliyorum. Duamız ve desteğimiz sonuna kadar onların yanında olacaktır."