15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'nin birçok şehrinde yanında yurttaşların meydanlara çıkmasıyla başlayan ‘Demokrasi Nöbetleri’, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde yaptığı konuşma ile son buldu. Erdoğan, Fethullah Gülen'e ilişkin "Er veya geç ABD bir tercih yapacaktır, ya Türkiye, ya darbeci terörist FETÖ. 85 koli dosya gitti. Böyle bir darbe yanlısını, böyle bir darbe organizatörünü 17 yıldır ülkesinde barınan bu zalimi bu alçağı bu şarlatanı artık ABD daha fazla saklamayacak ve gönderecektir" dedi.
Erdoğan, PKK’dan yapılan “Savaşlar artık şehirde sürecektir” açıklamasına ilişkin de “Kandil'den açıklama yapıyorlar, şehirlere ineceklermiş. Geleceğiniz varsa, göreceğiniz de var, bunu bilin. Bir taraftan PKK, bir taraftan DAİŞ bir taraftan FETO, bir taraftan PYD, topunuz gelin. Bu milleti aşamayacaksınız” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, halktan gelen idam talebinin Meclis'ten geçmesi durumunda onaylayacağını tekrarladı.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Sadece devletimizin değil, gönüllerin de başkenti olan Ankara. Hiç şüpheniz olmasın, bizler asla hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz. Sadece ve sadece rabbimizin huzurunda rükuda eğildik. 15 Temmuz'da tarihinde ilk defa, işgal girişimine maruz kalan Ankara, hainlerin emellerini tek yürek, tek bilek olarak engelleyen Ankara. Seni gönülden selamlıyorum Ankara.
Ankara'dan başkentimizden 80 vilayetimizin her birini selamlıyorum. Darbecilere karşı bilfiil direnişin gerçekleştirildiği yerlerden biri olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden 79 milyon vatandaşımı selamlıyorum. Ankara ülkemizde adeta kurtuluş günü olmayan ender şehirlerimizden biriydi. 15 Temmuz Türkiye'nin tamamiyle birlikte, Ankara'nın da kurtuluş günüdür. Milletimiz 15 Temmuz'da kendisini esarete, zillete, acıya, zulme, kaosa mahkûm etmek isteyenlerin hevesini kursaklarında bırakmıştır.
15 Temmuz gecesi bu millet darbe girişimcileriyle birlikte, kendisine düşmanlık eden herkesi esir alarak, asaletini bir kez daha gösterdi. Rabbim bu milletten razı olsun. 148 evlatı şehit olan Ankara o gece çok farklı bir destan yazdı. Gerçekten de o gece Kızılay'da TBMM'de Genelkurmay'da Gölbaşı'nda Kazan'da Yenimahalle'de Ankara Emniyeti önünde, Ankara'nın her köşesinde ayrı bir destan yazıldı. Ben tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına milletimize baş sağlığı diliyorum.
"Milletimiz meydanları bırakmak istemiyor"
Aziz milletim, pazar günü malum Yenikapı'da bu millet, farklı bir destan yazdı. Aslında 21. asrın Yenikapı'sını açtık. Demokrasinin yeni kapısını açtı. Adalete yönelik bir yeni kapı açtı. 5 milyon kişinin katılımıyla demokrasi ve şehitler mitingi yaptım. Orada birlik beraberlik kardeşlik vardı.
Aslında İstanbul'daki mitingle birlikte 'demokrasi mitinglerini devam ettirelim' dediler. Dedim ki, değerli kardeşlerim sizler zaten bunu gönlünüzde devam ettiriyorsunuz. Biliyorum ki, milletimiz ülkesine özgürlüğüne, geleceğine, öyle sımsıkı yapışmış durumda ki, bitti demeye gönlümüz razı olmadı. Finali burada Ankara'da yapalım istedik.
Milletimiz hâlâ meydanları bırakmak istemiyor. Gazi Mustafa Kemal'in İstiklal Harbi döneminde söylediği bir söz vardır, hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Biz de diyoruz ki, demokrasi nöbeti sadece belli saatlerde yapılmaz. Demokrasimize, özgürlüğümüze günün 24 saati, yılın 365 günü evlerimizde iş yerlerimizde her yerde sahip çıkacağız.
"FETO bırakıyor, PKK devralıyor"
Yani vatanın her köşesinde, günün her saatinde demokrasi nöbetinde olacağız. Çünkü tehlikenin tehdidin tuzağın ihanetin sabotajın nereden, ne zaman, kimden geleceği belli olmuyor. Şırnak'ta yine şehitlerimiz var. Mardin'de, Diyarbakır'da patlamalar var. İhanet nöbetini FETO bırakıyor, PKK devralıyor, o bırakıyor DAİŞ devralıyor. Hepsinin cibilliyetinin gereği bu.
Karakterlerinin gereğini yapıyorlar. Onlar ihanet nöbetlerinde birer ikişer geberecekler.
Biz hakkın yolundan, istiklalin yolundan, istikbale yönelik bu yoldan, milletin bu yolundan gidenlerden olmakla gurur duyuyoruz. Ruhunu şeytana satmış Pensilvanya'dakinin yolundan gidenlerin yolu hüsrandır. DAİŞ dediler, sadece Müslüman kanı dökenlerin yolundan gidenlerin de sonu hüsrandır.
Milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETO'ya değil her çevreye mesajını net olarak vermiştir. Malazgirt'i, İstanbul'un fethini yeniden yaşamayı göze almadan kimse bu vatanı parçalayamaz, bu milleti bölemez, bu devleti yıkamaz. Biz bunun için hangi bedelleri göze aldığımız en son 15 Temmuz'da cümle aleme gösterdik. 15 Temmuz gecesi bu ülkeyi ele geçireceğini sananlar, hesaplarında büyük bir hata yaptılar. Onların uçakları vardı, onları biz satın almıştık. Helikopterleri vardı, biz almıştık. Tankları vardı, bunları biz almıştık. Ellerinde silahları vardı, biz almıştık. Ama aldıklarımızı bu hainlere bu zalimlere teslim etmişiz.
"ABD bir tercih yapacaktır; ya Türkiye ya FETO"
Milletimiz tankların, uçakların karşısına çıkacak, bunu düşünemediler. Bak bugün Bulgaristan'da bunların finansörü olan bir tanesi yakalandı, irticası reddedildi ve Türkiye'ye teslim edildi. Kovalıyoruz, kovalayacağız. Onu da kovalıyoruz. Er ya da geç, ABD bir tercih yapacaktır. Ya Türkiye ya FETO.
ABD'ye 85 koli dosya gitti. Böyle bir darbe yanlısını, böyle bir darbe organizatörünü 17 yıldır ülkesinde barınan bu zalimi bu alçağı, bu şarlatanı artık ABD daha fazla saklamayacak ve gönderecektir.
Cumhurbaşkanıyla, başbakanıyla, siyasi parti liderleriyle, yargısıyla, emniyetiyle, bu devletin topyekûn karşı koyacağını bunlar hesap etmediler. TSK içindeki namussuz subayları, vatanseverlerin olacağını da bunlar akıllarına getirmediler.
"Bunlar Ömer Halisdemir'i hesap etmemiştir"
Bunlar Ömer Halisdemir gibi bir vatan evlatının çıkıp, kendilerini alınlarının ortasından vuracağını hesap etmemiştir.
Bu ordunun içinde neler var. Sen istediğin kadar tuğgeneral ol. O Ömer Halisdemir, darbe için geldiğinin haberini aldı ve görevini yaptı. Allah makamını peygambere komşu olan şehitlik eylesin. İnşallah tüm yakınlarına Rabbim sabırlar lütfetsin.
Üzerlerine bomba yağdırdıkları özel harekatçı polis kardeşlerimi diğer meslektaşlarıyla bir olup önlerine set çekeceğini düşünmemişlerdir. Özel harekatta da 53 kardeşimiz şehit oldu. Bu ne vicdan ya, bu ne alçaklık ya. Bizim polisimiz, özel harekatçımız, onları bile imha ettiler. Ama onların kardeşlerinin onların mücadele arkadaşlarının onlara nasıl bedel ödeteceğini düşünmediler, düşünemediler. Onları gözü vardı görmüyordu, kulağı vardı duymuyordu. Çünkü kalp mühürlenmişti. Bunları hesap edemediler.
“Şehitler tepesi boş değil”
Memlekette artık tankların altından girip, üstünden çıkacak kahramanların kalmadığını sandılar. Ama bakıyorsunuz, bir Sabri gencemiz çıkıyor, tankların paletleri arasına kendini atıyor, birinci paletten kurtuluyor, ikinci paletin altına giriyor, kolu yaralanıyor. Kendisini aradığımda bana, cumhurbaşkanım siz nasılsınız dedi. Sen beni bırak, sen nasılsın onu söyle dediğimde, bana doktor amcalarım bakıyor diyor. Yaş 34. Ne yapıyorsun dedim. Ben dedi imam hatip mezunuyum, fakat 6 yaşından beri hava savunma sistemleri üzerinde çalışıyorum dedi. Şu anda da özel sektörde hava savunma sistemleri üzerinde bilgisayar yazılımı yapıyorum dedi. İşte bunları hesap edemediler. Dolaştığım şehit evlerinden birinde, orda da bir Çetin kardeşim. Meğerse bana komşu oturuyormuş. Hanımına ben gidiyorum diyor, nereye köprüye. Şehadet namazını kılmış, eşine ben gidiyorum dua et, o demiş ben de geleceğim. Beraber köprüye gitmişler ve Çetin kardeşimiz köprüde şehit oluyor. İşte bunu hesap edemediler. Şehitler tepesi boş değil, bunu hesap edemediler.
Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Rabbimiz müjdesini veriyor, onlara ölüler demeyiniz, onlar diridirler, ama siz bilemezsiniz.
"Yenikapı'yı Erol Olçak organize edecekti..."
Bu FETO'cuların kadınıyla, genciyle yaşlısıyla insanların sokaklara çıkacağını bilmiyorlardı. Yol arkadaşız Erolumuz oğluyla birlikte gitti. O da başında omzundan aldığı kurşunlarla şehit oldu. Ve biz bu pazar yaptığımız o mitingi, eğer Erolumuz sağ olsaydı, yine organizasyonunu o yapacaktı. Çünkü yıllar yılı bunu böyle yürüttük.
Biz bunlara terör örgütü dedikçe, silahsız terör örgütü mü olur dediler. Bunlar silahsız terör örgütü olur mu ya, bunlar devletin silahlarıyla silahlanıyordu. 15 Temmuz'da bunlar, bunlar dünyanın el alçak terör örgütü olduklarını gösterdiler. Yıllardır mücadele ettiğimiz bu hain örgütün eline kan da bulaştı. Hem de milletin kanı bulaştı. Bu millet her şeyi affeder ama ihanet konusunda müsamahası olmaz. Bu hainlerin darbe girişimi görüntüsü altında gösterdikleri terör Türkiye'nin işgal provasıdır.
"Millete çektikleri silah suratlarına patladı"
Millete çektikleri silah, kendi suratlarında patladı. Peşkeş çekmek istedikleri ülke, tarihinde pek az rastlanır bir birlik beraberlikle hedefine yürüyor.
Buradan çıkarken hep şunu söyledim, bizim de bir Rabiamız var. Bu Rabiamızın birincisi neydi, tek millet. Biz tek milletiz, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkesiyle 79 milyon tek millet.
İki tek bayrak. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğrunda ölenler varsa topraktır.
"Topunuz gelin, bu milleti aşamayacaksınız"
Ve üç tek vatan. 780 bin kilometre karelik vatan toprağımız var. Bu vatan toprağımızın üzerinde kimse hesaba girmesin. Kandil'den açıklama yapıyorlar, şehirlere ineceklermiş. Geleceğiniz varsa, göreceğiniz de var, bunu bilin. Bir taraftan PKK, bir taraftan DAİŞ bir taraftan FETO, bir taraftan PYD, topunuz gelin. Bu milleti aşamayacaksınız.
Biz bir ölürüz, bir diriliriz. Bunu terör örgütleri de böyle bilsin. 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle yad ederken, dördüncüsü, tek devlet. Neymiş Paralel devlet. Bunların kökünü kazıyacağız. Şu anda inlerine girdik, bunların kökünü kazıyacağız. Biz bunları intikam hırsıyla yapmıyoruz, bu işgalcileri adaletle, hukukla temizliyoruz. Bize kimse de bir yerlerden akıl vermesin. Bizim anayasamızda, hukukumuzda ne varsa onu uyguluyoruz.
"İdam talebi önüme gelirse onarım"
İdam konusundaki kanaatlerimi sizle paylaştım. Halkımın bu talebini siyasiler bir kenara koymamalıdır, koyamaz. Yapmaları gereken nedir, parlamentoda bunu görüşmektir. Bu görüşülürken, hukuki boşluklarla kimse izaha uğraşmasın. Parlamento bu talebe evet diyorsa, cumhurbaşkanı olarak ben bunu onarım.
O gece darbecilerin karşısına imanla inançla dikilen tüm kardeşlerimizin gazalarının bir kez daha mübarek olmasını diliyorum. 240 şehidimiz var, hepsinden rabbim razı olsun. Demokrasi nöbetlerindeki coşkusuyla, ülkesine ve milletine bağlılık gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.
"Demokrasi nöbetine ara veriyoruz"
Şimdi artık virgülü atıyoruz ve bu demokrasi nöbetlerine artık ara veriyoruz. Gönül dünyamızdan bu nöbetleri çıkarmayacağız. Çok teşekkür ediyorum. Bu gösterdiğiniz gayretler unutulmaz, siz tarih yazdırız, tarih. Şehitlerimizle, gazilerimizle yazdınız, gece sabahlara kadar ayrım yapmaksızın, hiçbir siyasi ayrım yapmaksızın, tüm medya büyük bir çoğunluğuyla tarih yazdını. Şu birliğinize dünya hayran kalacak. Hep beraber dik olacağız, diri olacağız, iyi olacağız, kardeş olacağız ve Türkiye olacağız. Kalın sağlıcakla diyorum. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum."