Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Katar dönüşü sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, ekonomiyle ilgili mesajlar vererek "(Kur manipülasyonu) Devlet Denetleme Kurumu (DDK) bu işin arkasında kimlerin olduğu konusunda araştırma yapıyor, yapacak. Buralardan kimler çıkacak onları da görme fırsatımız olacak. Bu kur ataklarını da tersine çevireceğimize inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi, inşallah bu da bizi teğet geçecektir" dedi. Erdoğan faizlere ilişkin ise “Biz bir defa yüksek faize kesinlikle inanmıyoruz. Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz.” dedi.
Erdoğan, "Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak." diye konuştu.
Erdoğan Merkez Bankası rezervlerine de değinerek " Döviz rezervi 124 milyar dolar seviyesinde, daha da artacak" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bütçe görüşmeleri sırasında Meclis'te yaptığı "el hareketine" değinen Erdoğan "Bir taraftan 'helalleşmek' diyeceksin, öbür taraftan milletin meclisinde bu edepsiz el kol hareketini yapabilme cüreti göstereceksin. Kim öğrettiyse buna bunları" diye konuştu.
Avrupa Birliği'nin icra komitesi olarak adlandırılan Bakanlar Komitesi'nin, Osman Kavala ile ilgili Türkiye'ye ihlal cezası verdiği, Selahattin Demirtaş ile ilgili de benzer karar alabileceğini belirttiği hatırlatılan Erdoğan, "Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği'nin Kavala'yla, Demirtaş'la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz" dedi.
Terörle mücadeleden ödün vermeyeceklerini belirten Erdoğan ABD'ye de sitemde bulunarak "Biz Amerika'ya şunu söylüyoruz, 'Siz teröre karşı birleşelim derken, öbür taraftan teröristlere silah, mühimmat, her türlü yardımı veriyorsunuz. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl NATO'da beraberliktir? Bize, bunun cevabını verin?' Tabii bize bunun cevabını veremiyorlar" dedi.
"Her alanda stokçuluk yapanın tepesindeyiz"
Erdoğan'ın konuşmalarında öne çıkanlar şöyle:
" Bütçe müzakerelerinden sonra hemen bir yasal düzenleme yapacağız ve bu stokçuların üzerine ciddi manada gideceğiz. Bundan sonraki süreçte cezai müeyyidelerin çok daha yüksek olacağının sinyalini şimdiden veriyorum. Bunu bilsinler ve bu stokçuluğa tevessül etmesinler. Hem ellerindekine el koyacağız hem de cezai müeyyideleri yüksek tutacağız. Stokçuluk bizim dinimizde de haramdır. Bunun adı ihtikardır. Buna fırsat veremeyiz.
Kimse yaptığı işle vatandaşımıza zulüm edemez. Vatandaşımıza yaptıkları bu zulümle, oradan kazandıklarıyla helal lokma yediklerini zannetmesinler. Fakir fukaranın hakkını gasp ediyorlar, bunu yiyorlar, buna fırsat vermeyeceğiz. Bunu da bilmelerini istiyorum. Yeni ekonomik düzenin en önemli adımlarından bir tanesi de bu olacak. Çalışsın, kazansın. Şu anda Türkiye, imkanlarıyla buna çok büyük fırsatlar veren bir ülke. Niye helalinden çalışmıyorsun arkadaş? Niye haram yollara başvuruyorsun? Stokçuluğu bırakacaksın bir defa. Kim olursa olsun, her alanda stokçuluk yapanın tepesindeyiz
"Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek ve istihdamı artırmak"
Biz bir defa yüksek faize kesinlikle inanmıyoruz. Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Kesinlikle yüksek faizin, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir anlayış olduğuna inanıyorum. Buna asla müsaade edemeyiz. Dolayısıyla da bu işi bir defa bu güzergahta, bu düzlemde devam ettireceğiz. Bizim derdimiz düşük faizle yatırımı teşvik etmek suretiyle istihdamı artırmak; istihdamı artırmak suretiyle üretimi ve ihracatı artırmak. Bunu sağladığımız zaman bu bize büyümeyi getirecek. Kaldı ki bu zaten OECD içinde de görülüyor.
OECD'nin en yüksek oranda büyüyen ikinci ülkesiyiz. Türkiye’nin 2021 yılı büyüme tahminlerini yüzde 10 olarak ifade eden uluslararası kurumlar var. Biz de zaten şu anda o oranı yakalayacağımızı ifade ediyoruz. Şu anda üçüncü çeyrekte malum yüzde 7,4'ü hamdolsun yakaladık. Yıl sonunda da inşallah bunun fazlası olacak, azı olmayacak. Bu konuda da kendimizden eminiz.
"Türkiye Cumhuriyeti’nde ana muhalefetin başındaki bir adamın yaptığı hareketlere bakın"
Yatırımla, üretimle, istihdamla ve ihracatla ekonomiyi daha da güçlendireceklerini anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Ama tabii bunu anlamayan bir ana muhalefet var. İşte Meclisteki konuşmasında Meclisin kutlu diyebileceğim kürsüsünde ana muhalefetin başındaki adamın el kol hareketlerini izlediniz, gördünüz. Türkiye Cumhuriyeti’nde ana muhalefetin başındaki bir adamın yaptığı hareketlere bakın. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde böyle bir olay yaşandı mı? Bundan sonra da yaşanmaz herhalde. Bu, tam bir ibret vesikası. CHP'ye gönül veren tüm kardeşlerime de özellikle sesleniyorum, acaba böyle bir adama nereye kadar sabredeceksiniz? Yani ülkedeki iktidar partisine ve oraya gönül veren insanlara bu şekilde küfür eden bir ana muhalefetin başına nereye kadar sabredeceksiniz? Herhalde 2023'e kadar.
Bir taraftan 'helalleşmek' diyeceksin, öbür taraftan milletin meclisinde bu edepsiz el kol hareketini yapabilme cüreti göstereceksin. Kim öğrettiyse buna bunları... Sen zaten kasetle geldin. Kasetle gelen bir adam olarak şimdi yerini bu şekilde mi koruyacaksın? Bu millet bu tür ahlaksızlara, böyle bir yolu 'hadi yürü' demez. Ona başka türlü 'yürü' der. O ne kadar böyle yaparsa yapsın, biz aynı dille ona cevap vermeyiz. Çünkü biz iktidar olarak, onun gibi edepsiz, ahlaksız bir yapıya, bir karaktere sahip değiliz." değerlendirmesinde bulundu."
"Siirt'teki katılım Mersin'e göre daha yüksek"
Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden "Muhalefet birleşip bir miting yapmalı" sözleri üzerine CHP ve İYİ Parti'nin miting yapmaya karar verdikleri hatırlatılarak "Demirtaş'ın bu çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz de Siirt'teydiniz. Meydanların dili ne anlatıyor?" sorusuna Erdoğan, meydanların dilinin kendisine "AK iktidar, ak günlere yürüyüşünü aynen devam ettirsin." dediğini belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun çok rahatsız olduğunu anlatan Erdoğan, "Biz Siirt'te köprü, baraj, fabrika ve diğer projelerin toplu açılış törenini yaptık. Siirt'teki o meydan yıllar önce bana cezaevi yolunu göstermişti. Biz oradan cezaevine yürümüştük. Fakat o gün baktım ki Siirt'te o meydan neredeyse iki katı dolu. Aynı anda bu beyefendi de Mersin'deydi. Ama tabii Siirt, Mersin'den daha kalabalıktı. Oradan bize bir laf attı, 'Herhalde bu rakamı TÜİK'ten aldı.' dedi. Çok zavallı bu adam. TÜİK neyle uğraşır, emniyet neyle uğraşır, bundan da haberi yok. Emniyetten aldığımız rakamlarla Siirt'teki katılımın Mersin'e göre daha yüksek olduğunu öğrenmiş olduk. Kıskanma, çalış senin de olur." diye konuştu.
Kendilerinin çalıştıklarını, bunun neticesinde de Siirt'te meydanların dolu olduğunu dile getiren Erdoğan, "Halbuki ondan öncekileri de takip etmiş olsa, Mersin'e biz de gittik, Mersin'de nasıl bir katılım olduğunu öğrenirdi. Ama tabii takip edemiyor zavallı. Aynı şekilde Adana'yı bir takip et bakalım, neredeydik, nasıl oldu… Bundan sonraki süreçte de bunlar aynı şekilde evelallah devam ediyor, devam edecek. Hiç endişemiz yok. Meydanların dili şu anda çok çok olumlu bir şekilde gelişiyor. Bundan sonraki süreçte de böyle gelişecek. Yağmur, çamur demeden evelallah meydanlar bizimle hemhal oluyor, bizimle bütünleşiyor." değerlendirmesini yaptı.
"DDK'ya talimat verdik"
Kur manipülasyonuna ilişkin Erdoğan şunları kaydetti:
"Bu konuda Devlet Denetleme Kuruluna talimatımızı verdik. Devlet Denetleme Kurulu bu işin arkasında kimlerin olduğu konusunda araştırmalarını yapıyor, yapacak. Buralardan kimler çıkacak onları da görme fırsatımız olacak. Ayrıca tabii şunu yine çok açık, net söyleyeyim, bizim rezervler noktasında ciddi bir sıkıntımız söz konusu değil. İnşallah rezervlerimizi de yine tırmandırmaya devam edeceğiz. Rezervlerimiz inşallah daha da artacak. Rezervlerde son rakam 124 milyar dolar. Şu anda bu rezerv miktarı, herhangi bir korkuya yer olmadığının bir alametidir. Bu rezerv, bundan sonraki süreçte daha da artacak inşallah. Dolayısıyla bir rezerv sıkıntımız söz konusu değil. Yeter ki yatırımcı bulalım. Yeter ki bu konuda yatırımcılarla beraber geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyelim. Şu anda Merkez Bankamız birçok ülkenin merkez bankalarıyla da dayanışma içerisinde. Onlarla da birçok görüşmeler yapılıyor. Buralardan da tabii çok daha büyük güç kaynaklarını inşallah elde edecektir. Bizim bu noktada da herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil. Ben bu kur ataklarını da tersine çevireceğimize inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi, inşallah bu da bizi teğet geçecektir. Bunu herkes böyle bilsin."
"Terörle mücadeleye asla ara vermeyiz"
Biz Amerika'ya şunu söylüyoruz, 'Siz teröre karşı birleşelim derken, öbür taraftan teröristlere silah, mühimmat, her türlü yardımı veriyorsunuz. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl NATO'da beraberliktir? Bize, bunun cevabını verin?' Tabii bize bunun cevabını veremiyorlar. Daha yeni görüştük Biden'la. Dışişleri Bakanı'm muhatabıyla bunları konuşuyor. Onlara da bunlar söyleniyor. Ama bütün bunlara rağmen maalesef Amerika bölgede yanlış bir politika yürütüyor. Biz bunu kendilerine söylemeye yine devam edeceğiz. Çünkü ne Cudi'de ne Gabar'da ne Tendürek'te ne Bestler-Dereler'de, aklınıza neresi gelirse bütün buralarda biz terörle mücadeleye asla ara vermeyiz.
Diğer taraftan Edirne'de cezaevindeki zat bunlara diyor ki 'Bir araya gelin, birlikte mitingler yapın.' Bunu söyleyeceğine sen bir tane miting yap bakalım orada. Sen önce kendi tabanına bir sinyal ver bakalım. Senin tabanının şu anda miting yapacak mecali kaldı mı? Biz tabii bunlarla muhatap olacak durumda değiliz. Böyle bir derdimiz yok. Eğer hala bunlar oradan idare ediliyorsa, benim milletimin özellikle bu konudaki tavrı çok açık, net ortaya çıkacaktır ve ortadadır. Milletim teröristlere veya terörizme asla taviz vermeyecektir.
Bu mücadelelerde şehitler de veriyoruz ama ciddi manada da bunlardan binlerce teröristi gömdük, gömmeye de devam edeceğiz. Buradan geri dönüş olamaz." ifadelerini kullanan Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu illerindeki caddelere, sokaklara huzur geldiğini, bundan geri gidilmesine asla fırsat vermeyeceklerini söyledi. Erdoğan, "Bu kararlılığımızı böylece devam ettireceğiz ki Türkiye'nin huzur ülkesi olma konumunu daha da pekiştirelim.
"Yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde Avrupa Birliği kararı tanımıyoruz"
Avrupa Birliği'nin icra komitesi olarak adlandırılan Bakanlar Komitesi'nin, Osman Kavala ile ilgili Türkiye'ye ihlal cezası verdiği, Selahattin Demirtaş ile ilgili de benzer karar alabileceğini belirttiği hatırlatılan Erdoğan "Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği'nin Kavala'yla, Demirtaş'la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. 'Yok' farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok hükmündedir. Bunları kaç kez açıkladık. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Bizim yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde biz, Avrupa Birliği kararı tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar." dedi.
Seçim yasasında seçim barajı da dahil olmak üzere birçok konuda İttifak ortağınız MHP ile anlaştığınız söylenmişti. Ne zaman kamuoyuna açıklanacak noktaya gelir?" sorusuna ise "Bununla ilgili Cumhur İttifakı olarak yapılmış bir çalışma var. Bu çalışmaya bizim taraftan Hayati Bey riyasetinde bir ekip, MHP tarafından da Feti Bey riyasetinde bir ekip katıldı. Bu çalışmaların neticesini paylaşıp adımı atacağız. Mevcut durumu inşallah daha adil bir konuma getireceğiz
Rusya ve Ukrayna'nın gerginliğinin bölgesel, küresel dengelere etkisinin ne olacağına ilişkin görüşleri sorulan Erdoğan, Ukrayna ve yakın çevresindeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek "Temennimiz, gerilimin daha fazla artmaması ve bölgede istikrarın korunmasıdır. Rusya ile Ukrayna arasında son haftalarda yükselen gerilimi düşürmek ve bir diyalog kanalı tesis etmek amacıyla elimizden gelen desteği vermeye hazırız. İki tarafın rızasıyla kolaylaştırıcılık, arabuluculuk veya arzu edilecek herhangi bir formatta destek sunabiliriz. Elbette bölgenin barışı için üzerimize düşeni çekinmeden yaparız." dedi.
"Böyle bir süreç İsrail'le ilgili de niye olmasın"
Erdoğan'a, Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında Abu Dabi Veliaht Prensi'nin Türkiye'ye gelişiyle bir dizi önemli anlaşma imzalandığı hatırlatılarak "Buna benzer bir süreç İsrail ve Mısır'la da devam ettirebilir mi, başlatılabilir mi?" sorusu yöneltildi.
Abu Dabi yönetimiyle, böyle bir talep, teklif geldiği için bu işi memnuniyetle kabullendiklerini ve görüşmeleri istihbarat ve Dışişleri Bakanlığını göndermek suretiyle kademe kademe yürüttüklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Burada şimdi de yine Dışişleri Bakanı'mız, istihbarat, Abu Dabi ile ilgili ilişkilerde aktif rol oynayacaklar. Böyle bir süreç İsrail'le ilgili de niye olmasın? Çünkü biz bir barış dünyası içerisinde, barışın egemenliği için çalışıyoruz ve bölge barışı için de bunu isabetli buluruz, hayırlı buluruz. Geçmişte benim İsrail ile görüşmelerim oldu. Fakat İsrail'in bu noktada, bölgede Filistin politikası üzerinde daha hassas davranması gerekir. Kudüs üzerinde, Mescid-i Aksa üzerinde hassas davranması gerekir. Buradaki hassasiyetleri gördüğümüz anda biz de elimizden geleni yaparız, adımlarımızı da atarız."
Erdoğan, karşılıklı olarak büyükelçilerin tekrar görevlendirilmesinin söz konusu olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, "Bunların hepsi olur. Bizim hassas olduklarımız nelerdir bunu zaten İsrail tarafı biliyor. Biz de İsrail'in hassasiyetlerini biliyoruz. Dolayısıyla bu hassasiyetlerden hareketle işi çözeriz." dedi.
Sahillerdeki kaçak yapı sahiplerinin Bölge İdare Mahkemelerine itiraz ettikleri ve bu davaların aylarca, yıllarca sürdüğü, yalnızca Antalya'da 15 bin dosya, Kaş'ta 2 bin küsur dosya bulunduğu belirtilerek buna ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, kıyılarda kaçak yapılaşmaya izin vermeyecekleri ve bunun üzerine gidecekleri yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu noktada belediye başkanlarının da müsamahasız şekilde bu sürece destek olması son derece önemli. Kanunun öngördüğü şartlar ne ise o çerçevede hareket edilmeye devam edilecek." dedi.