Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde gündemden düşmeyen sığınmacılar konusuyla ilgili olarak "Suriyeliler acaba keyiflerinden mi Türkiye'ye geldiler? Zevki sefa için mi geldiler? Oradaki ölüm korkusu onları Türkiye'ye iltica etmeye, hicret etmeye mi sevk etti? Bu insanlar Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığındılar. Bunları biz muhacir olarak gördük" dedi. Erdoğan, Türkiye'nin mülteciler konusunda en çok göç olan ülke olduğunu söylerken, "Türkiye bu noktada dünyada bir numara, bundan rahatsızlık duymuyoruz" ifadelerini kaydetti.
Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde gençlerle bir araya geldi. Gençlerin sorularını dinleyen Erdoğan, ensar muhacir konusunun süreli bir kavram olmadığını ifade etti.
"Bunları biz muhacir olarak gördük"
Erdoğan, "Bu süreç bitene kadar devam eder. Peygamberimizin Medine'ye hicreti ilk başlarda olmuş bir hadise değildir, sonra olmuş bir hadisedir. Peygamberimiz muhacir olarak Medine'ye hicret etmek durumunda kalmıştı. Medineliler ensar olarak Peygamberimizi gönüllerini açarak bağrına bastılar. Suriyeliler acaba keyiflerinden mi Türkiye'ye geldiler. Zevki sefa için mi geldiler. Oradaki ölüm korkusu onları Türkiye'ye iltica etmeye, hicret etmeye mi sevk etti.
Bu insanlar Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye sığındılar. Bunları biz muhacir olarak gördük. Osmanlı'dan bu yana Türkiye bu tür ilticalara ev sahipliği yapan kapısını açan bir ülkedir. Türkiye'nin büyüklüğünü misafirperverliğini gösteriyor bu da. Türkiye'nin dünyadaki mülteciler noktasında en çok göç alan bir ülke olarak ön sıraya çıktığını görüyoruz. Türkiye bu noktada dünyada bir numara, bundan rahatsızlık duymuyoruz" ifadelerini kaydetti.
"Özellikle briket evlerle adım attık"
Suriye'nin kuzeyinde inşaasına başlanan briket evlerin devam ettiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin daha önce Irak'tan gelen mültecilere de kapılarını açtığını aktardı. Erdoğan, göç konusunun küresel bir sorun olduğunu ifade ederek, "Birçok Meksikalının duvarları yıkarak Amerika'ya sığındıklarını görüyorsunuz. Almanya düzenli düzensiz göçü alıyor bizim gibi mi hayır. Teröristleri alıyorlar. Bütün bunları değerlendirdiğimiz zaman Türkiye'nin alicenaplığı ortaya çıkıyor.
Biz özellikle Suriye kuzeyinde briket evlerle adım attık. Hedefimiz bu evlerde 1 milyon mülteciyi barındırmak. Onun için 100 bin, 200 bin konuta ihtiyacımız olacak. Amacımız onları bu tür evlerle iskan edelim. Yaşanması zor koşullardan onları kurtaralım. İnsanca yaşayabilecekleri konutlarla onları oralarda iskan edelim istiyoruz" dedi.
"Bu hastaneler olmasaydı bu kritik dönemde sağa sola bakacaktık"
Türkiye'nin salgınları fırsata dönüştüren bir ülke olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin birçok ülkenin aksine süreç boyunca yatırımlarını durdurmadığını aktardı. Erdoğan, "Bu salgın döneminde bizim yapmamız gereken en önemli iş neydi. Hastanelerimizin mevcut sayısını artırmaktı. Bizim 19 tane şehir hastanemiz var. Bu sayılar daha da artacak. Şehir hastanesi en küçüğü 500 oda ondan sonra bin 6, 2 bine kadar devam ediyor.
3 ay içerisinde İstanbul'da, şu an Atatürk Havalimanı Bay Kemal'le anlaşamadığımız; bilmediği, anlamadığı yere biz hastane yaptık. Anadolu Yakasında da bir havalimanımız vardı. Bin 6 yataklı bir hastane de orada yaptık. Bunların ikisi de şehir hastanesi statüsündedir. Bunlar tek katlı ama en ideal şekilde bu hastanelerimizde bunları yaptık. Çam Sakura'yı da bitirdik. Finans teminini yüklenici firma Japonya'dan üstlendi. Çam Şakura Hastanesi Türkiye değil dünyada örnek haline geldi. Bu hastaneler olmasaydı bu kritik dönemde sağa sola bakacaktık" diye konuştu.
"Türkiye dünyada parmakla gösterilen bir noktada"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, "Biz göreve gelmeden eğitim, sağlık, emniyet, adalet, tarım, dış politika, enerji bunlar bizim en önemli adımlarımız olacak demiştik. Biz bunları gerçekleştirdik gerçekleştirmeye devam ediyoruz.
Bunları yapmazsak o girişimci ruhu ispatlayamazsınız. Bizler bu adımları atmak suretiyle dünyada örnek bir hale geldik. Türkiye dünyada parmakla gösterilen bir noktada. Salgın döneminde 167 ülkeye her türlü desteği verdik. Bu destekler çok çok ciddi manada Türkiye'ye muhabbeti artırdı" ifadelerini kaydetti.
"Suudi Arabistan ile olan ilişkilerimiz çok daha olumlu istikamette gelişiyor"
Siyasetin iniş çıkışlarının her zaman olduğunu belirten Erdoğan, "Siyasetin iniş çıkışları hep olur. Suudi Arabistan ve BAE ile ortak paydamız var. Gerek Suudi Arabistan gerek Abu Dabi yönetimi ile sorunları aşarak birçok alanda bir planlama yaptık. Adımları atıyoruz. BAE'de uzun süredir rahatsız olan emir rahmetli oldu.
Bize düşen taziye ziyaretine gitmekti. Bu ziyaretimizi gerçekleştirmek de aramızdaki münasebetleri çok daha güçlü bir platforma oturtmak. Suudi Arabistan ile olan ilişkilerimiz çok daha olumlu istikamette gelişiyor. İki ülke ile başlattığımız süreç inanıyorum ki her iki ülkeye de çok çok önemli katkılar sağlayacak ticari, siyasi, savunma sanayi alanlarında.
"Bedeli neyse anayasa ve yasalarda belirlendiği gibi ödemek durumundadır"
Tutuklunun siyasi olanı siyasi olmayanı olmaz. Siyasetçi acaba neden tutuklanır. Türkiye bir hukuk devleti anayasa ve kanunlar çerçevesinde siyasetçi olsa olmasa, bu suçu işliyorsa bunun bedelini ödemek durumundadır.
Ben siyasetçiyim diye işlediğim cezalardan kaçamam. Kaçarsak sivil olana saygısızlık olur. Bedeli neyse bu da anayasa ve yasalarda belirlendiği gibi bedelini ödemek durumundadır"
"Kripto olayına sıcak bakmıyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kripto paralarla ilgili değerlendirmesini paylaşarak "Kripto konusunda arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Mecliste müzakereler yapılıp ona göre adım atacağız ben kripto para olayına sıcak bakmıyorum. Birini zengin birini fakir yapacak bu tür araçlarla adım atmanın doğru olmadığına inanıyorum" dedi.