Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Yeni dönem, bilimde, teknolojide ve sanayide atılım dönemidir. Bu atılımda, yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bütün kesimlerin önünü açacak, karar alma mekanizmalarını hızlandıracaktır" dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ona atom karınca diyebilirsiniz" nitelendirmesini yaptığı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) 55. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni'nde yaptığı konuşmada, TÜBİTAK başta olmak üzere Bakanlığın bütün kurumlarının Türkiye'nin teknoloji ve dijital hamlesine öncülük edeceğini söyledi.
Türkiye'nin bilim ve teknoloji politikalarında son derece büyük misyon üstlenen TÜBİTAK'a çok daha önemli görevler düştüğünü vurgulayan Varank, bütün üniversitelerin, yeni dönemde bilgi üretiminde yol gösterici olmalarını beklediklerini dile getirdi.
Varank, dünyanın büyük bir değişimden geçtiğini ve bu değişimin merkezinde bilimden beslenen teknolojilerin bulunduğunu fakat bu anlayışın da artık yeterli olmadığını anlattı.
Endüstri ülkelerinin, teknolojiden beslenen sanayi anlayışını hayata geçirmek için planlar yaptığına işaret eden Varank, "Bizim de kalkınma politikalarımızın merkezine bu anlayışı koymamız gerekiyor. Bu nedenle yeni dönemde bilimi, teknolojiyi ve sanayiyi, birbirinin paydaşı ve stratejik ortağı olarak ele alacağız. Dolayısıyla bilim ve teknoloji politikalarıyla sanayi politikalarını aynı düzlemde ele alıp, bunlar arasında stratejik hedef birlikteliği oluşturan bir bakış açısıyla hareket edeceğiz. İşte bu yeni süreçte, TÜBİTAK'ı gelecek planlarımızın merkezinde bir konumda görüyoruz" diye konuştu.
TÜBİTAK'ın tüm birikimini, Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıracak "milli teknoloji hamlesi" için seferber edeceklerinin altını çizen Varank, hantal ve statik değil, aksine esnek ve dinamik bir kurum oluşturmak için kollarını sıvayacaklarını dile getirdi.
"4. Sanayi Devrimi, üretim süreçlerini kökten değiştirdi"
Varank, 4. Sanayi Devrimi'nin, bütün üretim süreçlerini kökten değiştirdiği bir dönemin içinden geçildiğine dikkati çekerek, "Bu yeni dönem, yeni kavramları da beraberinde getiriyor. Dijitalleşme, nesnelerin interneti, bulut bilişim, büyük data, yeni sınai internet uygulamaları, robotlar, akıllı fabrikalar, yapay zeka, sensörler, 3 boyutlu yazıcılar gibi birçok yenilik insanlığın geleceğini belirleyecek alanlar olarak karşımızda duruyor. Klasik üretim kalıpları birer birer yıkılıyor. Üretim süreçleri akıllanıyor. Fabrikalar birbiriyle konuşan insanlardan, birbiriyle konuşan makinelere doğru hızla evriliyor" ifadesini kullandı.
Dünyanın en hızla büyüyen ve istikrar yakalayan kurumlarının başında teknoloji firmalarının geldiğini anımsatan Varank, Ar-Ge, inovasyon ve dijitalleşmeye daha çok kaynak ayıranların kazançlarını katlayarak yollarına devam ettiğini anlattı.
Varank, yeni sanayi ve üretim döneminde, eskinin konvansiyonel yöntemlerinin geçerliliğini yitirdiğini vurgulayarak, bu yöntemlerin yerini yüksek teknoloji, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmanın aldığını bildirdi.
Türkiye'nin bilim, sanayi ve teknoloji politikasının merkezine bu kavramların konulacağına dikkati çeken Varank, şöyle devam etti:
"Yüksek teknoloji ve katma değer odaklı üretim anlayışının önünü açacağız. Türkiye için bundan sonra 'sanayinin yeni rotası dijitalleşme' olacak. Dijital atılım süreci, önümüzdeki dönemin en belirleyici unsurlarından biri olacaktır. En büyük fabrikalardan en küçük KOBİ'lere kadar üretimin ve pazarlamanın bütün aktörleri, dijitalleşme sürecinden paylarını alacaklardır. Bu anlamda Bakanlık ve TÜBİTAK olarak bu süreçte aktif bir rol üstlenmek durumundayız. Özellikle KOBİ'lerimizin, dijital pazardan daha fazla pay alması için yeni destek ve teşvik paketleri hazırlayacağız. KOSGEB ve TÜBİTAK desteklerini, teknoloji odaklı girişimlere ve KOBİ'lere yönlendirmeye devam edeceğiz. Dijital rekabette geriye düşmemek için altyapının tesisi, nitelikli Ar-Ge faaliyeti, nitelikli insan kaynağının artırılması gibi konularda titiz ve planlı çalışmaları hayata geçireceğiz."
"TÜBİTAK'ın kapılarını ardına kadar açacağız"
Varank, sanayi ve teknolojinin bütün alanlarına ilişkin politikaları, dijital sanayinin ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak, milli teknoloji hamlesi anlayışıyla belirleyeceklerini söyledi.
Bilim ve teknolojiyi ülkeyi geleceğe taşıyacak tali yol değil, ana yol olarak görmek istediklerini belirten Varank, "Bu yolda durmak, dinlenmek, yavaşlamak gibi bir lüksümüz yok. Türkiye'nin bilim ve teknoloji yolculuğunda mazerete yer olmayacak. Bilim ve teknoloji söz konusu olduğunda mazeret kabul etmeyeceğiz. Bilimsel bilgi üretme yeteneğimizi ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmek için ter dökeceğiz, çalışacağız, yorulacağız" değerlendirmesinde bulundu.
TÜBİTAK'ı bilgi üretme sürecinin en önemli enstrümanlarından biri olarak organize edeceklerini dile getiren Varank, şöyle konuştu:
"Hızla değişen ve dönüşen dünyada elbette en önce TÜBİTAK kendini sadeleştirmeli ve güncellemeli. Firmalarımız, bilim dünyamız, öğrencilerimiz ve araştırmacılarımız için çözüm ortağı bir TÜBİTAK inşa edeceğiz. Ar-Ge teşviklerindeki ve desteklerindeki süreçleri kısaltacağız. Firmalarımız, bilim dünyamız, öğrencilerimiz ve araştırmacılarımız için 'çözüm ortağı bir TÜBİTAK' inşa edeceğiz. Ar-Ge teşviklerindeki ve desteklerindeki süreçleri kısaltacağız. Ürün ve sonuç odaklı destek mekanizmasını ön plana çıkaracağız. Nitelikli insan kaynağımız için TÜBİTAK'ın kapılarını ardına kadar açacağız."
"Bilim, teknoloji ve sanayide atılım dönemi"
Varank, yeni dönemde bilim, teknoloji ve sanayi politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:
"Yeni dönem, bilim, teknoloji ve sanayide atılım dönemidir. Bu atılımda, yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bütün kesimlerin önünü açacak, bürokratik süreçleri en aza indirecek, kurumsallaşmayı somutlaştıracak ve karar alma mekanizmalarını hızlandıracaktır. Yeni sistemde, bütün paydaşların katılımını sağlamak için azami çaba göstereceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 'üretim odaklı' sanayi politikamızı hızlandıracaktır. Aynı şekilde, teknoloji ve sanayi atılım sürecimizde TÜBİTAK'tan çok daha işlevsel sorumluluk, bu alanlarda yeni projeler üreten, buluşlar yapan, geleceğimize imza atan bir kurum olmasını istiyoruz. TÜBİTAK'ın birikimi, Türkiye'nin birikimidir. TÜBİTAK'ın gücü, Türkiye'nin gücüdür. Kıymetli bilim insanlarımızla, üniversitelerimizle, araştırmacılarımızla, girişimcilerimizle el ele vereceğiz ve ülkemizi bilimle daha da ileriye taşıyacağız."