Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Erdoğan yeniden Nobel Edebiyat Ödülü'nün Bosna soykırımı inkarcısı Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilmesini eleştirdi.
Erdoğan "Müslüman Boşnakları alçakça katledenlere karşı kaleminden kan damlayanlara Nobel Ödülü verildi ve buna kimse sesini çıkarmadı. Mesela 100 bin İngiliz, Alman,Fransız'ı katleden birini öven kişiye Nobel verilse tekrarlanır mıydı? Hiç sanmıyorum" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Ödüller
"Resim alanındaki ödülümüzü Türk resim sanatına farklı üslup kazandıran sayın Devrim Erbil'e takdim ediyoruz. Sayın Fuat Başar, dünya çapında birçok hattat ve ebru ustası yetiştiren bir sanatkârımız. Kendisi yüzlerce sergi ve uluslararası sanat etkinliğinde ebru sanatının bütün dünyada tanıtılmasını sağladı. Fuat hoca gönlü nazargâh-ı ilahi olarak kabul ediliyor.
"Yahya Kemal'e göre bizim devlet kurma ve askerlik dışında üç büyük sanatımız vardır, bunlar mimari, şiir ve musikidir. Sayın Doğan Kuban, Türk mimarisinin tarihini inceleyen ve sanat tarihinin sorunlarını farklı bir üslupla dile getiren onlarca akademik esere imza attı. Mimar Sinan'ı, Divriği Camii'ni, Osmanlı'yı anlatan makaleleriyle ülkemizin düşünce hazinesine büyük katkılar sağladı.
"Sayın Ahmet Yaşar Ocak, sosyal tarihimizde mühim yeri olan tasavvuf erbabını ilmi perspektifle inceleyen çalışmalara imza atmıştır. Osmanlı Anadolu'sunda Zındıklar ve Mülhitler, İslam'ın Ayak İzleri, Osmanlı Dönemi gibi pek çok eseriyle tarihe yeni bir bakış açısı kazandırdı. Sosyal bilimlerdeki ödülü sayın Ahmet Yaşar Ocak hocamıza veriyoruz.
"Bu yılki vefa ödülümüzü Osmanlı coğrafyasında yer alan toplumların Türkiye ile bağı için üstün çaba sarf eden merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun'a veriyoruz. Merhum Haluk Dursun hocamız coğrafyanın genişliği ile gönlün, muhabbetin, ufkun genişliği arasında doğrudan ilişki olduğunu söylüyor.
"Kültür sanat bağımsızlığın alameti farikalarından biri"
"Bu değerli kültür sanat erbabımıza şükranlarımı sunuyorum. Kültür ve sanatın toprak ve bayrak gibi bağımsızlığın alameti farikalarından biri olduğunu her fırsatta tekrarlıyoruz. Kendine ait kültür, sanat birikimi olmayan toplumlar güçlü toplumların hegemonyası altında ezilmeye mahkumdur.
"Ülkelerin ve toplumların geleceğe güvenle bakabilmeleri sağlayan maddi güçlerinden ziyade medeniyet birikimlerin gücüdür. Yusuf Has Hacip, 'Yurdu kılıçla alırsınız, kalemle tutarsınız' derken buna işaret ediyor. Günümüzde de bir sanat eseri yeri geldiğinde bütün borsalardan, yatırımlardan, rant arayışlarından kazandırabiliyorsa sebebi sınırları ve zamanı aşan etkiye sahip olmasıdır. Türkiye sahip olduğu güzelliklerle dünyanın en zengin ülkelerden biridir.
"Katledilen İngiliz, Fransız, Alman olsaydı Nobel verilir miydi?"
"Kadim medeniyet merkezi yerle bir edilirken, Paris'te, Berlin'de, Londra'da oturanlar ses çıkarmıyor. Son olarak Suriye'de benzer bir vahşet yaşanıyor. İnsanlarla bilikte binlerce yıllık bir tarih ve kültür de yok edilmeye çalışılıyor. Tıpkı Hülagu gibi. Bu coğrafyada yaşamış medeniyetlerin ortak özelliği Batı'ya karşı üstünlük sağlamış olmalarıdır. Bugün bir saldırıyla karşı karşıyayız. Müslüman Boşnakları alçakça katledenlere karşı kaleminden kan damlayanlara Nobel Ödülü verildi ve buna kimse sesini çıkarmadı. Mesela 100 bin İngiliz, Alman,Fransız'ı katleden birini öven kişiye Nobel verilse tekrarlanır mıydı? Hiç sanmıyorum.
"Önümüzdeki yılları eğitim öğretimdeki, kültürdeki eksiklerimizi tamamlama dönemi olarak ilan ettik. Hep birlikte daha çok çalışırak, üreterek, mücadele ederek bu konudaki hedeflerimize ulaşacağız. Sanat marifettir, marifet iltifata tabidir ve müşterisiz meta zayidir. Sanatçı eseriyle bizi ödüllendirmiştir. Bize düşen de ona iltifat etmektir, takdir etmektir, teşekkür etmektir. Münevverlerimiz, sanatçılarımız, yazarlarımız, şairlerimiz her türlü iltifatı fazlasıyla hak ediyor. Kültür ve sanat hayatımıza çok değerli katkılarda bulunan değerlerimiz için ne yapsak azdır.
"Biz siyaseti aynı zamanda bir sanat olarak görüyoruz"
"Sanat ile siyaset ne yazık ki her zaman biraraya gelemeyen iki ayrı uçta alanlar olarak görülür. Halbuki biz siyaseti aynı zamanda bir sanat olarak görüyoruz. Gönülle üretilen, sabırla üretilen her şey bize göre sanattır. Sanat tutkunun, aşkın, sevdanın, adanmışlığın, sabır ve estetik imbiğinden süzülmesidir. İnsanlara hizmet için yüreğini ortaya koymuş, aşkla ve sevdayla çalışmış herkesin ortaya sanat eseri koyduğuna, sanatçı ruhunu teneffüs ettiğine inanıyorum. Asıl olan yapılan işin en iyisini ortaya koyabilmektir. Gençlerimize tavsiyemiz, her biri kendi alanların üstadları olan kültür ve sanat insanlarımızı örnek alarak yeni eserler peşinde koşmalarıdır. Bu duygularla bir kez daha kültür ve sanat insanlarımızı şahsım ve milletim adına teşekkür ediyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum."