Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik, Ülker'in yine kendisinin de içinde bulunduğu Yıldız Holding iştiraki Pladis’e yaptığı hisse satışını ele aldı. Çevik, "Ülker’in dünyaya açılması, İngiltere üzerinden acımasız uluslararası rekabet arenasına katılması bizleri yalnız memnun eder" dedi.
Hisse satışlarıyla gündeme gelen Yıldız Holding, Ülker Bisküvi'de sermayenin yüzde 30'una denk gelen 102.6 milyon adet hisseyi 2 milyar lira karşılığında İngiltere merkezli Pladis Foods Limited'e sattı. Daha önceki satışlarıyla beraber Ülker'in yüzde 51'i İngiltere merkezli olan ancak yine Yıldız Holding bünyesinde bulunan Pladis'e geçti. Ülker'in bu satışı tartışma yaratmıştı.
Bu tartışmaya en son katılan isim de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanlarından İlnur Çevik oldu. Çevik'in Yeni Birlik gazetesinde "Ülkerciler! Asil Nadir ve Polly Peck'i unutmayın” başlığıyla kaleme aldığı yazısı şöyle:
Hepimizin Ülker olarak tanıdığı Türkiye’nin dev gıda şirketi Yıldız Holding hisselerinin yüzde 51’ini İngiltere’deki iştiraki Pladis’e sattı. Bunu duyanlar hemen “Ülker vergi kaçırmak için bu numarayı yapıyor” veya “Ülkerciler Türkiye’den kaçıyorlar” gibi spekülasyonlar yapmaya başladılar…
"İngiltere üzerinden acımaasız rejabet arenasına katılması..."
Biz hep dünya markamız olmamasından şikâyet ederiz ve bu yüzden Ülker’in dünyaya açılması, İngiltere üzerinden acımasız uluslararası rekabet arenasına katılması bizleri yalnız memnun eder…
Pladis Godiva, McVitie’s ve Ülker gibi markaları bünyesinde bulunduruyor. Pladis, dünya çapında yaklaşık 4 milyar kişiye ulaşıyor. 120’den fazla ülkede faaliyetleri bulunan şirket, tatlı ve tuzlu bisküvi, gofret, kek, çikolata, sakız ve şeker kategorisindeki ürünlerle tüketicilerin karşısına çıkıyor. Yıllık geliri 2.2 milyar avro olan şirketin, 13 ülkede 34 fabrikası ve 26 bin çalışanı bulunuyor.
"Bu işten anlamayan insanlar"
Ülker hisselerinin bir kısmının “yüzde 100 iştirakleri” Pladis'e satılmasını değerlendiren Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, "Bizim İngiltere'ye, Amerika'ya yatırım yapmamız bizi ne Amerikalı, ne İngiliz yapar. Aslında bu kadar spekülasyon bir hiç uğrunaydı" diyor… Spekülasyonları yapanların yanlış kulvarlarda gezindiği aşikâr… Bu spekülasyonların sahipleri Ülker’i ve Ülker ailesini kötülemeye çalışan ve bu işten pek de anlamayan insanlar…
Ali Bey şunları söylüyor: Sadece burada (Türkiye’de) değil, dünyada hizmet edeceğiz. Dünyada markalar geliştireceğiz, markalara yatırım yapacağız ama her zaman bir Türk şirketi olarak kalacağız. Amerikan şirketleri Amerikan, Japon şirketleri Japon olarak kalıyor. Bizim İngiltere'ye, Amerika'ya yatırım yapmamız, orada sesimizi duyurmamız, onların markalarını satın almamız, bizi ne Amerikalı, ne İngiliz ne de Japon yapar. Aslında bu kadar spekülasyon, bu kadar söylem bir hiç uğrunaydı…" Bunların çoğu doğru sözler ama bir de Ali ve Murat Ülker beylerin madalyonun öbür yüzüne de bakmaya ihtiyaçları var…
"İş adamları sistematik olarak varlıklarını yurt dışına taşıyor"
Birincisi Amerikan, Alman, Güney Kore devleri, Japon dev şirketleri Londra’da şirket kurup hisselerini oralara devir etmiyorlar… Ama “Türkiye kodları ile biz bir yere varamayacağız sonra Batı’da Türkiye’ye olan alerji bizi de aşağı çeker derseniz” ve bu yola “İngiliz” olarak devam edelim derseniz iş değişir. Tabii ki ortada bazı iş adamlarının sermayelerini sistematik bir şekilde yurt dışına taşıdığı bir gerçek olarak önümüzde dururken insanların “Bunlar da ne yapıyor?” demeleri doğal…
"Ülker ailesi bu macerata atılırken Nadir'e danışsaydı"
İkincisi ise daha önemli ve ölümcül… Sevgili Ülker ailesi 1990’da dünya gıda devi ve 20 milyar İngiliz Sterlini değerindeki Polly Peck ve Kıbrıs Türk asıllı sahibi Asil Nadir’in başına gelenleri bir hatırlasınlar… İngilizler Polly Peck’in dünya devi olmasını ve gittikçe de büyümesini hazmedemediler. O zaman uyduruk bahanelerle Asil Nadir’i hapse atmaya kalktılar ve o da maceralı bir şekilde İngiltere’den kaçtı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sığındı… Hakan Atilla davası gibi bir dava ile onu mahkûm ettiler ve Polly Peck yağmalandı… Rahmetli Turgut Özal olayı durdurmaya çalıştı ama boşuna…
Yani bu maceraya atılırken Ülker ailesi bir Asil Nadir’e danışsaydı kendileri için çok faydalı olurdu… Çünkü işin ucunda Türkiye’deki muhafazakâr kitlelerin tüketim desteği ile devleşen bir Ülker’in heba olmasını kimse istemez…