Cumartesi İnsanları 745. haftada Transporter'la kaçırılanlar için bir araya geldi. Cumartesi İnsanları, 7-20 Şubat tarihleri arasında çoğu Ankara’da kaçırılan Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’in akıbetini sordu. Bu haftaki açıklamaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu katıldı. Kaçırılanların aileleri seslerini yetkililere duyurmaya çalışırken, sorumluların bulunup derhal cezalandırılmalarını talep etti. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, mektubunda, "Türkiye’de beyaz Toroslar geleneği siyah Transporter’larla devam ediyor" dedi.
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre Cumartesi İnsanları tarafından yapılan açıklamada, ailelere destek verildi:
“Bir daha hiç kimsenin kaybedilmemesi için mücadele ediyoruz. Bu insanlığa karşı suçun bir daha asla tekrarlanması için mücadele ediyoruz. Gizli gözaltı merkezleri, işkence ve kayıp iddiaları için derin endişe içindeyiz. Zorla kaçırma ve kaçırılma, kişinin akıbetini gizleme, gözaltında kaybedilmenin ilk adımıdır. Biz sessiz kalmayacağız. Herkes için her yerde insan haklarını talep edeceğiz. 745. haftamızda Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’in akıbetini soruyoruz.”
Cumartesi İnsanları, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e ve İçişleri Bakanlığı’na seslenerek nerede oldukları bilinmeyen Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek’in akıbeti hakkında soruşturma çağrısı yaparak, “Hukuk kuralları herkese adil ve eşit biçimde uygulansın. Gökhan Türkmen, Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak, Mustafa Yılmaz ve Salim Zeybek nerede sorumuza cevap verin” dedi.
"Bu dünyada cehennemi yaşıyoruz"
Özgür Kaya’nın eşi, 144 gündür eşinden haber alamadıklarını, başvurularının da sonuçsuz kaldığını anlattı:
“Çocuklarım ‘Anne babamız gelsin’ diyor. Çocuklar içine kapandı. Özgür Kaya’yı götürdüler, biz de yaşamıyoruz. Çocuklarım, ben, ailem dünyada cehennemi yaşıyoruz. Bu devlet hukuk devletiyse eşim suçluysa yargılansın. Değilse sorumlular bulunsun. Artık bu süreç lütfen tamamlansın.”
Mustafa Yılmaz’ın annesi ise, “19 Şubat’tan beri evimize güneş doğmuyor. İçim parçalanıyor” derken Yasin Ugan’ın eşi de şunları söyledi: “Bugün 144’üncü gün oldu. Gecemiz gündüzümüze karıştı. 3 çocuğum var. Çocuklarım babalarının akıbetini öğrenmek istiyorlar. Her telefon çaldığından yanıma koşuyorlar. Cevap alamayınca boyunlarına büküyorlar. Kendisini polis olarak tanıtan bu insanların eşimi nereye götürdüklerini öğrenmek istiyorum. Lütfen bu insanların bulunması için bir şey yapın. Artık yüreğim kaldırmıyor.”
Erkan Irmak’ın eşi de şunları söyledi: “16 Şubat gecesi eşim evden ayrıldı bir daha eve gelmedi. Çocuklarım artık psikolojik olarak yıkılmış durumda. İşkence haberlerini ayrıntılı bir şekilde okumuşlar ‘babamız da mı Ankara’da işkence gördü’ diyorlar. Ne olur artık ortaya çıkarsınlar. Suçluysa kanun önüne çıkarılsın, değillerse kaçıranlara ceza verilsin. Ben hâlâ eşimi kaybettiğim gün beklediğim camdayım. Geceleri uyuyamıyorum.”
"Bu eli devletimden beklerdim"
Mustafa Yılmaz’ın eşi, 138 gündür eşinden haber alamadığını söylerken, “Dedektiflik yaparak kamera görüntüleri buldum. Hiç kimse etkin soruşturma yürütmedi. Eşimin sağlığıyla ilgili endişe duyuyorum. Hiç kimsenin bize bunu yaşatmaya hakkı yok. İki yaşındaki kızım babasını arıyor. Ben eşimin bir an önce bulunmasını istiyorum” dedi.
Gökhan Türkmen’in eşi ise seslerini duyurdukları için İnsan Hakları Derneği’ne teşekkür ederek, “Bu eli devletimden beklerdim” dedi ve ekledi:
“Eşim kendisini sivil polis olarak tanıtanlar tarafından kaçırıldı. Ben bu eli devletimden beklerdim ama bu eli bana önce İnsan Hakları Derneği açtı. Çocuğumuza kaybolunca polis amcalarına git derdik. Güvenimizi sarstılar. Bunları hak etmedik. Anlatmak için yaşamak gerekiyor, kimse yaşamasın. Gereğinin yapılmasını istiyoruz. Ben İnsan Hakları Derneği’ni çok iyi hatırlayacağım…”
Tanrıkulu: Yargı önüne çıkartacağız
Bu kayıpları Meclis gündemine taşıyan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da bir konuşma yaptı. Tanrıkulu, “700 haftadır Galatasaray Meydanı’nı yasakladılar. O meydanı yasaklayanlar aynı zamanda zorla kaybedilmeden sorumludur. Kim kimin emriyle Galatasaray Meydanı’nı 25 yıl sonra yasakladıysa gözaltında kaybedilenlerin de faili odur” diye konuştu. Tanrıkulu şöyle devam etti:
“Şubat ayında gerçekleşen vakalar yeni değil. 2016 yılının başından beri bir pratik olarak devam etti. Yapılanlar insanlığa karşı suçtur, siyaset bitse bile bu insanlığa karşı suç yakalarına yapışacak. Bir gün mutlaka bu failleri yargı önüne çıkartacağız.”
Gergerlioğlu: Adres ve fail hiç değişmedi
Gözaltında yaşananları hem Meclis gündemine taşıyan hem de durumu raporlaştıran HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da Cumartesi İnsanları'nın bu haftaki açıklamalarına mektup göndererek destek verdi.
Gergerlioğlu şunları söyledi:
“1995’ten beri Cumartesi İnsanları bıkmadan, usanmadan onurlu mücadelenin temsilcileridir. Hiç yılmadılar, meydanları terk etmediler. Devlet yetkilileri her türlü baskıyı yaptı. Bu sessizlikle mücadele edilirken yeni kayıplar oldu. OHAL’de kaçırılanlar en az 27 kişi. Kaçırılan son altı kişi ise beş ay oldu hâlâ bulunulmadı. Türkiye’de beyaz Toroslar geleneği siyah Transporter’larla devam ediyor. Tüm baskılarımıza rağmen konuyu araştırmak istemiyorlar. Adres ve fail hiç değişmedi. Bu insan hakkı ihlalini bir gün hep birlikte bitireceğiz.”
Cumartesi İnsanları, son olarak bu kaçırılma vakalarının takipçisi olacaklarını söyleyerek 745’inci haftaki açıklamalarına son verdi.
Kim nasıl kaçırıldı?
Gökhan Türkmen, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından görevinden ihraç edildi. 7 Şubat 2019 tarihinde motosikletle dışarı çıktı bir daha haber alınmadı.
Yasin Ugan ve Özgür Kaya’nın 13 Şubat 2019 tarihinde ellerinde silah bulunan ve kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından gözaltına alındığı iddia edildi. Ugan ve Kaya’dan 13 Şubat’tan beri haber alınmıyor.
Erkan Irmak, İstanbul Ümraniye’de yaşıyordu. Ümraniye İstiklal Caddesi’nde iki kişi tarafından kaçırıldığı öne sürüldü. Ailenin suç duyurusuna yanıt verilmedi.
Mustafa Yılmaz Ankara’da yaşıyordu. 9 Ekim 2018 tarihinde Bylock kullandığı iddiasıyla tutuklandı. 6 yıl 3 ay ceza aldı. Hüküm sonrası üst mahkemeye itiraz etti. Yılmaz 19 şubat 2019’da işe gitmek için evden ayrıldı. Fakat kendisinden bir daha haber alınamadı. Yılmaz’ın eşi kendi imkanlarıyla kaçırılma anına dair güvenlik kamerası görüntülerine ulaştı. Görüntülerde Yılmaz’ın darp edildiği, başına siyah poşet geçirildiği ve siyah bir ‘transporter’a bindirildiği iddia edildi.
Salim Zeybek de Ankara’da yaşıyordu. Zeybek, 21 Şubat 2019 tarihinde ailesiyle birlikte seyahat ettiği aracın içerisinden alınarak başka bir araca bindirildi. Bugüne kadar Salim Zeybek’in akıbeti hakkında ailesine bilgi verilmedi.