Polis, 704. kez, gözaltındayken kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak isteyen Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'na yürümesine izin vermedi. Polis, kalkanlarıyla birlikte Cumartesi buluşmasına gelenleri ittirdi. 25 Ağustos’taki 700’üncü haftadan bu yana Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi yapmasına izin verilmiyor.
İnsan Hakları Derneği(İHD) İstanbul Şubesi önünde toplanan Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 704’ncü kez Galatasaray Meydanı’na yürümek istedi. Aralarında HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir’in de bulunduğu Cumartesi Anneleri’ne polis tarafından Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasak kararı bildirildi.
Gazete Duvar'da yer alan habere göre, bu hafta 25 Eylül 1991 tarihinde askerler tarafından evine yapılan baskın sırasında gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan İbrahim Gündem’in akıbetini sormak isteyen Cumartesi Annelerine polis kalkanları ile müdahale etti.
Eyleme desteğe gelenler ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganı atarken polisler gazetecileri, “Bu işi siz büyütüyorsunuz” diyerek eylemin yapıldığı yerden uzaklaştırdı.
Cumartesi Anneleri'nin Twitter hesabından yapılan açıklamalada, CHP Milletvekili Sezgin Tosun, HDP Milletvekili Sepril Kemalbay ile Hanım Tosun ve Hanife Yıldız'ın bariyerlerle kapatılan Galasaray Meydanı'na atılan karanfillerin gözaltına alındığı belirtildi.
704. haftada Hanım Tosun ve Hanife Yıldız, milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Serpil Kemalbay ile birlikte Galatasaray’a bariyerlerin arkasından karanfil attılar. Atar atmaz da karanfiller toplanarak gözaltına alındı.
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) 22 Eylül 2018
Cumartesi Anneleri'nin eylemine destek veren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bugün görevli olan bir polisin “Biz vicdana değil kanunlara bakarız” sözlerinin yaşananları özetlediğini söyledi.
Polisin eyleme izin vermemesinin ardından Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Cumartesi Anneleri , “Son kayıp bulunana kadar mücadele sürecek” derken Besna Tosun, “Devlet barışçıl eylemimizi savaş alanına çeviriyor. 12 yaşında ben o meydandaydım annemi saçından sürüklediler, bugün de beni saçımdan sürüklediler. Bütün olanları dünya görüyor” dedi.
Toplantıya Cumartesi Anneleri’nden Maside Ocak, İlkbal Eren, Hanife Yıldız, Hanım Tosun, Besna Tosun, Sebla Arcan ve İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri katıldı. İlk olarak konuşan Arcan, kaymakamlığın yasak kararının uluslararası sözleşmelerine aykırı olduğunu belirtti. OHAL kalkmasına rağmen İHD’lilere OHAL’in de ötesinde bir baskı yapıldığını söyleyen Arcan, “Aramızda yaralı arkadaşlarımız var. Bize çok sert müdahale yapıldı” dedi. Daha önce Cumartesi Anneleri’ni TBMM’de seslendiren yetkililere seslendiklerini belirten Arcan, “Bize bu baskıların nedenini açıklamak zorundalar. Bundan birkaç yıl önce anneleri TBMM’de seslendirenler bugün ne oldu da bu baskı aşamasına geçtiler. Biz Galatasaray Lisesi’nden vazgeçmeyeceğiz. Hakikatin peşinde olacağız” dedi.
"Devlet açıklama yapmalı"
Daha sonra söz alan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ‘devletin bu suçu aydınlatması gerektiğini’ belirterek, “Devlet annelere çocuklarına ne olduğunu anlatmak zorunda. Bunu devlet yapmak zorunda. Devletin adaleti sağlaması gerek. Kendisi tarafından işlenmiş suçları aydınlatması gerek. Bizim talebimiz bu. Bugüne kadar bizim talebimiz bu oldu. Devlet bunu gerçekleştirmedi. Kayıplar açıklanana kadar, failler cezalandırılana kadar bu mücadele devam edecek. İnsan hakları savunucuları olarak biz bu mücadelenin parçasıyız. Bu talepler kabul edilene kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Daha sonra Hanım Tosun söz aldı. Tosun, “Biz bugün iki anne karar verdik. Oraya gitmek istedik. Yanımızda iki vekil de vardı. Yanımızda milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Sezgin Tanrıkulu vardı. Biz çiçek bırakmak istedik. ‘Eyleme kapalı’ dediler. Biz orada direndik. Oradan geçmek ve karanfil atmak istedik. İzin verilmedi. Vekiller Vali ve kaymakamlığa ulaşmak istedi ancak kimse telefona çıkmadı. Biz geçerken karanfillerimizi bariyerlerin ötesine attık. Hemen karanfillerimizi aldılar. Maalesef biz oradan gelirken sokağın başında öyle kötü bir manzara ile karşılaştık. Kapıdaki herkesi İHD’ye sokmaya çalışıyorlar. Bu analara İHD kapısı önünde işkence yaptılar. Bu analardan neden korkuyorlar. Biz bu devletten kayıplarımızı istiyoruz onlar bizden ne istiyor? Tekrar canımızı mı almak istiyorlar. Biz yetkililere ‘siz nerdesiniz, neden bunu bize yaşatıyorsunuz’ diye soruyoruz. Biz Galatasaray’dan asla ve asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
Daha sonra söz alan Hanife Yıldız konuştu. “Biz sadece karanfilleri bırakıp İHD’ye gelecektik” diyen Yıldız, “Siz bu yasağı kime koyuyorsunuz? Ben çocuğumu size verdim onu aramak da benim hakkım. Onun hakkını aramak da benim hakkım. Bu iktidar diyor ki, ‘Biz mazlumun yanındayız’… Biz sessizce eylem yapıyorduk. Bizden ne istiyorlar? ‘Sadece size değil herkese kapalı’ diyorlar. ‘Biz 23 yıldır buradaydık’ dedim. Bize verilecek cevapları yok. Biz orada çocuklarımızı büyüttük, toprağa verdiklerimiz oldu, askere gidenlerimiz oldu, cezaevlerine konulan gençlerimiz oldu. O alanı bize açana kadar oradan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
"Babamın sesi kulaklarımdan gitmiyor"
Kayıp yakını İlkbal Eren de, “Bize izin verilmedi. Zor koşullar altında okuduk basın açıklamamızı. Arkadaşlarımız yaralandı. Besna Tosun ‘bana babamı verin’ diyor. Bu ses kulaklarımızdan gitmedi. Besna, ‘Kayıplarımızın akıbetini soruyoruz. Biz okul etkinliği yapmıyoruz orada’ dedi. Biz her hafta kayıplarımızı andığımızda mezar yeri ziyaret etmiş gibi oluyoruz. Her koşul altında yapmamız gerekeni her hafta yapacağız. En son kaybımız bulunana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Daha sonra söz alan Ali Ocak da, “Devlet saldırma ve susturma politikası yürütüyor. Biz ısrarla inatla bu vahşi politikalar karşısında dik durmaya çalışıyoruz. 23 yıldır sürdürdüğümüz mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu kirli politikaların merkezinde oturanlar da bunu böyle bilsin” diye konuştu.
Son olarak konuşan Besna Tosun ise dünyanın en barışçıl eylemlerinden birini gerçekleştirdiklerini söyledi. Tosun, “Devlet barışçıl eylemimizi savaş alanına çeviriyor. 12 yaşında ben o meydandaydım annemi saçından sürüklediler, bugün de beni saçımdan sürüklediler. Bütün olanları dünya görüyor. İHD önünde hepimiz işkenceye uğradık. Bugün arkadaşımız darp edildi. Geçen sefer bir arkadaşımız kalp krizi geçirmişti. Bugün bütün bedeninde morluklar var. Bunun da hesabını soracağız. Bizi bu derneğe sokmak istiyorlar. Biz Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz. Bu mücadele bizim direncimizi yazacak, onların annelerin uğradığı şiddet yüzünden utancını yazacak. Tarih bizi direncimizle yazacak” dedi.