Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 228. haftasında sosyal medyadan açıklama yaptı.
927. haftanın açıklamasını 12 Eylül döneminde gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren yaptı.
“2023’ün hukuk ve adalet krizinin son bulduğu bir yıl olmasını" temenni eden Eren, "Bize yaşatılanlara rağmen sevdiklerimizin bulunması ve adaletin sağlanması umudumuzu her zaman diri tutmaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
2022’nin son Cumartesi günü gerçekleştirdiğimiz 927. haftamızda; ‘2023’ün, bu topraklarda süren hukuk ve adalet krizinin son bulduğu bir yıl olması’ temennisiyle kamuoyu karşısındayız. Herkes bu günü yeni yılı karşılama telaşında geçirecek. Biz ise gözaltında kaybedilen insanlarımıza olan sonsuz özlemimizin ve iktidarlar tarafından bize dayatılan belirsizliğin gölgesinde geçireceğiz. Bize yaşatılanlara rağmen sevdiklerimizin bulunması ve adaletin sağlanması umudumuzu her zaman diri tutmaktansa vazgeçmeyeceğiz. 2022; ‘Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, vazgeçmeyeceğiz’ ısrarımız üzerinde ağır baskı ve yasakların katmerleştiği bir yıl oldu. Anayasanın güvencesi altındaki barışçıl toplanma hakkımız ve dünya kamuoyu tarafından bir hafıza mekanı olarak kabul gören Galatasaray Meydanı bize hala yasak! Sadece Galatasaray Meydanı değil, kimsesizler mezarlığına karanfil bırakmamız ve yargılandığımız dava öncesi adliye önünde bir araya gelmemizin de zor kullanılarak engellendiği bir yıl doldu 2022. 700. Hafta buluşmamız öncesinde, barışçıl toplanma hakkımızın hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi ve polis şiddetiyle gözaltına alınmamızın ardından hakkımızda açılan hukuki dayanaktan yoksun ceza davası, 2022 yılında da devam etti. Artık yeter; anayasayı askıya alan, yaşam hakkını yok sayan, hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran hakka, hakikate ve adalete düşman uygulamalarınıza son verin. Taleplerimiz karşısında 16 hükümettir devam eden kayıtsızlıkla, işlenen gözaltında kaybetme suçunun ortadan kalkmayacağı unutulmasın. Yeni bir yıla girerken taleplerimizi bir kez daha hatırlatıyoruz: -Devlet, bu topraklarda işlenen gözaltında kaybetme suçlarındaki sorumluluğunu kabul etsin, kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerini açığa çıkartacak mekanizmaları hayata geçirsin. -Zorla kaybetme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda insanlığa karşı suçlar başlığı altında düzenlensin. -Gözaltında kaybetme suçunun faili olan devlet görevlileri üzerindeki cezasızlığa son verilsin ve evrensel hukuka göre yargılanmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılsın. -Devlete, gözaltında kaybetme suçunun kesin olarak önlenmesi, kayıpların sorumlularının cezalandırılması ve ailelerinin kaybedilen yakınlarıyla ilgili gerçekleri öğrenmesi için sorumluluk yükleyen ‘Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’ derhal imzalansın. 2023 yılına girerken Cumhurbaşkanına sesleniyoruz; Siyasi sorumluluğunuzun gereği olarak bu taleplerimizi karşılamak sizin görevinizdir; bize karşı sorumluluklarınızı yerine getirin. Bize yönelik hukuku ve tüm insanlık değerlerini çiğneyen yasaklama uygulamalarına son verilmesini sağlayın. Kayıp davalarını siyasi konjonktüre göre açılan, yine siyasi konjonktüre göre kapanan davalar olmaktan çıkarın. Yargı sistemininin yalnızca hukuka bağlı olarak çalışmasını sağlamak görevinizi yerine getirin. Bilinsin ki; yürek yangınının yanına sabrı, umudu ve direnci ekleyen bizler, kayıplarımızı aramaktan ve 228 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray Meydanı’dan vazgeçmeyeceğiz!” |