Gündem

Cuma namazında 'Cihâd' konulu hutbe

Abdullah KÖSE/İSTANBUL, (DHA) - DİYANET İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ,'Cihâd: Allah yolunda canla ve malla mücadele' başlıklı hutbe, bugünkü cuma namazında camilerde okundu

16 Şubat 2018 19:11

Abdullah KÖSE/İSTANBUL, (DHA) - DİYANET İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ,\'Cihâd: Allah yolunda canla ve malla mücadele\' başlıklı hutbe, bugünkü cuma namazında camilerde okundu.
Allah\'ın sadece kendi rızası için yapılan amelleri kabul ettiği belirtilen hutbede; Cihâd, Allah yolunda harcanan emeğin, Hak uğrunda verilen mücadelenin adı olduğu belirtilerek şöyle denildi:
\"Cihâd, müminin, bütün varlığını seferber ederek Yüce Rabbi\'nin rızasını kazanma çabasıdır. Cihâd, mukaddesatı korumak için beden, dil, fikir ve gönülle kararlılık göstermektir. Haksız bir saldırı, yok etme, sömürme ya da zulmetme mücadelesi değildir cihâd. Aksine Müslüman’ın, vatanında şerefi, kimliği ve özgürlüğüyle var olma; imanını, bayrağını, istiklâlini ve haysiyetini muhafaza etme azmidir. Cihâd, zulme ve zalime karşı, bir milletin hukukunu savunma gayretidir. Hakkı tutup kaldırma, yeryüzünde barış, huzur, adalet ve iyiliği yayma gayesidir.\"
AYET VE HADİSTE CİHAD
Kur’ân-ı Kerim’de Allah’a ve Resûlüne iman eden kimselerin mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihâd ettiklerinin anlatıldığı belirtilerek, \"Peygamberimiz de \'Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihâd ediniz\' buyurmaktadır. Bu âyet ve hadis göstermektedir ki; cihâd, sadece canı feda etmekle değil, kimi zaman elle, kimi zaman dille, kimi zaman da malla hakka hizmet etmekle olur. \'Mücâhid, nefsiyle cihâd eden kişidir\' hadis-i şerifi gereği hepimizin cihâdı öncelikle kendi nefsimizde başlar. Nefsin kötülüğe, hataya ve isyana teşvik eden vesvesesi ile mücadele etmek de cihâddır. Allah’ın dinini en doğru kaynaktan öğrenip en güzel şekilde yaşamak da cihâddır. Bizi fıtratımızdan uzaklaştıracak, uçurumlara sürükleyecek arzu ve isteklere karşı durmak da cihâddır. Ve mümin, eğer kendi nefsi ile olan cihâdında başarılı olabilirse, o zaman İslâm düşmanlarına karşı cihâdında da zafer elde edebilir\" denildi. 
\'CİHAD, KİMİ ZAMAN KALEMLE, KİMİ ZAMAN KELAMLA OLUR\'
İslam’ın hayat veren ilkelerini yeryüzünde yaymak, haksızlıkların sona ermesini sağlamak için yapılan cihâdın, kimi zaman kalemle kimi zaman da kelâmla olduğu belirtilerek, \"Mümin, an gelir eliyle, gün olur malıyla Allah yolunda, kelime-i Hak için çalışır, çabalar. Doğruyu anlatmak, iyiye davet etmek, güzelliklere vesile olmak için gecesini gündüzüne katar. İnancı, varlığı, vatanı, bekası ve hürriyeti için silahlı mücadeleye girmesi ise, cihâdın en üst seviyesidir. Daha dün Doğusuyla Batısıyla, Kuzeyiyle Güneyiyle bu aziz vatanı korumak uğruna verdiğimiz mücadele, cihadın en canlı şahididir. Allah’ın yardımıyla muzaffer çıktığımız Çanakkale, varoluş destanının, iman, cesaret ve azmin adıdır \" denildi.
\'CİHAD, KÖRÜ KÖRÜNE MASUM CANLARA KIYMAK DEĞİLDİR\'
Cihâdın, eline silahı alıp körü körüne masum canlara kıymak olmadığı belirtilen hutbede, \"Son yıllarda insaf ve vicdanını yitirmiş cinayet şebekelerinin yaptığı ve Müslümanlara mal edilmeye çalışılan intihar saldırılarının, vahşet ve şiddetin İslâm’ın cihâd anlayışı ile yakından uzaktan alakası yoktur. Çünkü İslam’da cihad öldürmenin değil, yaşatmanın; yok etmenin değil, diriltme çabasının adıdır. Cihâd, ancak insanı yaratılış amacından saptıran her türlü kötülüğü ortadan kaldırmak için yapılır. Kime karşı ve hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın, masum insanlara yönelik saldırılar, İslâm’ın cihâda yüklediği yüce ruh ve ideallerle asla bağdaşmaz. Bunlar, insanlığa karşı hunharca işlenmiş büyük cinayet girişimleridir\" denildi. 
\'BEKA MÜCADELESİ VERİYORUZ\'
Bugün de millet olarak can ve mal ile bir beka mücadelesi verildiğine dikkat çekilen hutbe, dua edilerek şöyle tamamlandı:
\"Mehmetçiğimiz, inancımız, bayrağımız, vatan toprağımız uğrunda hiç çekinmeden varlığımızı feda edebileceğimizi bütün dünyaya bir kere daha gösteriyor. Ömrünün baharında şehadet şerbetini yudumlayan her bir vatan evladı, adeta bizlere Rabbimizin şu müjdesini haykırıyor: “Allah yolunda öldürülenlere sakın ‘ölü’ demeyin. Onlar diridirler. Ancak siz bunu idrak edemezsiniz.\' Bu varlık mücadelesinde hepimize sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluğun bir gereği olarak geliniz bu mübarek Cuma vaktinde hep birlikte Allah Teâlâ’ya gönülden şöyle niyaz edelim: Allah’ım! İstiklal ve istikbalimiz, birlik ve beraberliğimiz uğrunda mücadele eden kahraman ordumuzu muzaffer eyle. Huzurumuz ve değerlerimiz uğrunda canlarını feda eden aziz şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifalar ihsan eyle. Fitne, fesat ve bozgunculuk peşinde koşanlara, milletimize ve ümmet-i Muhammed’e hile ve tuzak kuranlara karşı bize feraset, basiret, kuvvet ve dirayet lütfeyle. Bizleri cihâdın gerçek anlamını kavrayan, senin yolunda mücahede ve mücadeleden kaçmayan samimi müminler eyle. Rabbimiz, Sana inandık, sana güvendik, sana tevekkül ettik. Bizleri sensiz, sahipsiz, inayetsiz bırakma\"

FOTOĞRAFLI