İngiltere'de Başbakan Boris Johnson, ülkede testi pozitif çıkanların kendilerini beş gün süreyle izole etme zorunluluğu dahil tüm koronavirüs kısıtlamalarının haftalar içerisinde kaldırılabileceğini duyurdu.
Normal şartlar altında bu zorunluluk 24 Mart'ta kaldırılacaktı. Ancak Başbakan Johnson, salgındaki olumlu eğilimin devam etmesi durumunda bunun bir ay önce gerçekleşebileceğini ifade etti.
Johnson'ın bu hamlesi pek çok uzman tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Hatta uzmanlardan birisi bu adımı "ya cesaret ya da aptallık" olarak nitelendirdi.
Boris Johnson, partisi ve muhalefet tarafından siyasi baskı altında olduğu bir dönemde.
Ancak Johnson'ın bahsettiği üzere, salgınla alakalı son verilerde ülkede pek çok olumlu haber mevcut.
Hastaneye yatış sayılarında bir düşüş var, Omicron varyantının yarattığı büyük dalgaya rağmen ölüm sayıları kışın kaydedilen sayıların üzerine çıkmadı.
Yeni tedavi yöntemleri ve gerek enfekte olarak gerekse de aşılanarak nüfusun büyük çoğunluğunun bağışıklık kazanması, virüsün yarattığı riski azaltıyor.
İngiltere dışında bazı ülkeler de evde karantina zorunluluğunu gevşetiyor. Örneğin Danimarka, artık yalnızca semptom gösterenlerin evde kalmasını istiyor.
Yine de dikkatli olmak için pek çok neden var. Enfeksiyon seviyeleri hala yüksek.
İngiltere Ulusal İstatistik Kurumu (ONS) verilerine göre, geçtiğimiz hafta ülkede her 19 kişiden birinin testinin pozitif çıkması nedeniyle enfeksiyon sayıları yeniden yükselebilir.
Bununla birlikte, Omicron'dan daha bulaşıcı olduğu düşünülen Omicron'un bir alt varyantı olan BA.2'nin yükselişi de başka bir neden.
Bu alt varyantın bugün her 6 enfeksiyondan birine neden olduğu düşünülüyor.
East Anglia Üniversitesi'nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı olan Prof. Paul Hunter'ın, Johnson'ın izolasyon kararına şaşırmasının nedenlerinden birisinin arkasında da bu yatıyor:
"Bir yerde, evde karantina da dahil kalan tüm kısıtlamaların kaldırılması söz konusu olacak, ancak bunun bu ay olmasını kesinlikle beklemiyordum."
Prof. Hunter'a göre enfeksiyon durumlarına ve söz konusu alt varyanta ne olduğunu görmek için biraz daha beklemeli.
"Ya aptallık ya da cesaret" değerlendirmesini yapan Reading Üniversitesi'nden Dr. Simon Clarke, "Sorun şu ki kimse etkinin ne olacağını kesin olarak bilmiyor" diyor.
Bazı uzmanlar ise, insanların fiziksel olarak hazır olmadan işe dönme konusunda üzerlerinde baskı hissedebileceklerine inanıyor.
Bu kış, virüsü kapmış olan nüfusun sadece yarısına test ulaştırılabildi. Bu nedenle de salgının zirve yaptığı dönemde de günlük yaklaşık 200 bin kişiden evde kalmaları istenmedi.
Dahası, ONS verilerine göre testi pozitif çıkan insanların yaklaşık beşte biri izolasyon şartlarına tam olarak riayet etmiyor.
Noel zamanında İngiltere'de buluşmalarda herhangi bir kişi sayısı sınırlaması yoktu. Ancak buna rağmen, ilk karantina döneminde görülenlere benzer olarak temas seviyeleri yine de oldukça düşüktü.
Karantinanın halk için artık yasal bir zorunluluk olmaması, insanların hasta olduklarında birden evde kalmayı bırakacakları anlamına gelmiyor.
University College London'dan epidemiyolog Prof. Tim Colbourn, kurallara uymaya istekli ve durumları da buna elverişli olanların mevcut davranışlarına büyük ölçüde devam edebileceğini söylüyor:
"Karantina zorunluluğunun yasal olarak sona ermesi, herkesin virüsü özgürce her yere yayacağı anlamına gelmiyor."
İnsanların hala ailelerine, arkadaşlarına ve çalışma arkadaşlarına önem verdiğini savunan Prof. Colbourn, hızlı test sayıları ve mevcut karantina kurallarının uygulanabilirliği göze aldığında atılacak adımın "çok fazla fark yaratmayabileceğini" söylüyor.