Koronavirüs aşılarının güvenilirliğini tartışırken bir şeyi akılda tutmak gerek: Covid-19 öldürmeye devam ediyor.
Örneğin Birleşik Krallık'ta yaşayan her 1000 kişiden biri bu virüs nedeniyle öldü.
Dolayısıyla aşıyla ilgili riskleri göz önüne alırken, diğer riskin de devam ettiğini unutmamamız gerekiyor.
Tıpta "güvenli" ve "zararsız", "risk" ve "riskli" kavramları arasında önemli bir fark bulunuyor.
Pfizer/BioNTech aşısını alan iki kişide alerjik reaksiyon görülmesini değerlendirirken buna dikkat etmek gerekiyor.
Londra Hijyen ve Tropik Tıp Okulu'ndan Prof. Stephen Evans "Eğer 'güvenli' derken kesinlikle hiçbir yan etkisi olmamasını kast ediyorsanız hiçbir aşı veya ilaç için güvenli diyemeyiz" diyor ve ekliyor:
"Ben güvenli derken istenmeyen yan etkilerin, ilacın faydasına kıyasla dengesini kastediyorum ve bu aşıda denge açık ara ilacın faydasından yana."
Aşılarda güvenlik standardı çok yüksek
Bazı ilaçların felaket yan etkileri vardır fakat ilacı kullanmama riskiyle kıyaslandığında önemsiz kalırlar ve bu yüzden hastalara verilirler.
Örneğin kemoterapi ilaçlarının yorgunluk, saç kaybı, anemi, kısırlık, hafıza ve uyku sorunları gibi çok sayıda yan etkisi vardır.
Fakat ilacı kullanmayıp kanserden ölmek bunun karşısında çok daha büyük bir risktir.
Bazı ilaçların ise çoğu kişide hiçbir yan etkisi görülmezken az sayıda kişide ciddi yan etkileri olabiliyor.
Örneğin ibuprofen ağrı kesicisi yaygın olarak kullanılır ama nadir görülen yan etkileri arasında mide kanaması, nefessiz kalma, böbrek hasarı ve midede delinme ihtimali yer alır.
Riskler yine oradadır ama nadiren görüldüğü için ilacı kullanmanın faydası baskın gelir.
BBC'ye konuşan Prof. Evans "Hiçbir ilaç için tamamen güvenli diyemeyiz ama kullanımın bağlamına göre güvenli olduğunu söyleriz" diyor.
Aşıların ilaçlara kıyasla bir farkı var: İlaç hastalara verilir ve zaten hasta olan kişi daha fazla risk alabilir fakat aşı sağlıklı kişilere yapıldığı için riskin son derece küçük olması gerekir.
10 bin sayfalık karar
Denetleyici kurumların kararları kamuoyuna açıklananlardan çok daha fazla bilgiye dayanır. Bunların yalnızca bir kısmı basın açıklamalarıyla duyurulur.
Verileri saklamak mümkün değildir. Aşıyla ilgili herhangi bir güvenlik çekincesi varsa denetleyici kurumlar bunları görür.
Şirketlerin laboratuvarlardaki testler, hayvanlı deneyler, ilk faz güvenlik deneyleri, ikinci faz doz deneyleri ve üçüncü faz geniş kapsamlı deneylerin tüm verilerini teslim etmesi gerekir.
Prof. Evans, bütün bunların en az 10 bin sayfalık bilgi içerdiğini söylüyor.
Pfizer/BioNTech aşısı Covid-19'u yüzde 95 oranında azaltıyor fakat aşı yapılan yerin acıması, baş ağrısı, üşüme ve kas ağrısı gibi yaygın yan etkileri var. Aşı yapılan her 10 kişiden en az biri bunları hissedebilir.
Bütün bunlar bağışıklık sisteminin çalışmasıyla ilişkilidir ve parasetamol ile idare edilebilir.
Nadir görülen problemler
Aşıların henüz görülmemiş yan etkilerinin de olması her zaman mümkündür.
Pfizer/BioNTech aşısı 20 bin kişiye, Moderna 15 bin kişiye ve Oxford/AstraZeneca aşısı da 10 bin kişide denendi.
Yan etkileri görmek için bunlar yeterli bir miktar.
Fakat 50 bin kişiden birinde ortaya çıkan çok nadir bir yan etki bu deneylerde görülmemiş olabilir.
Londra'daki King's College Üniversitesi'nden Dr. Penny Ward, "Aşının lisansını alırken milyonlarca kişide deney yapmadıysanız bu son derece nadir yan etkileri göremeyebilirsiniz" diyor.
Fakat bu durum yalnızca Covid-19 aşısı için değil, bugüne kadar onay alan tüm aşılar için geçerliydi.
Örneğin her yıl yapılan grip aşılarının milyonda bir de olsa Guillain Barre sendromu adlı bir sinir sistemi hastalığına yol açması mümkün. Öte yandan grip olan kişilerde bu sendromun oluşma ihtimali bundan daha fazla.
Dr. Ward, "Bir arabaya binip bir yere giderken kimse kaza geçirme ihtimalini düşünüp ona göre karar vermez. Oysa bir aşının sizde yan etki gösterme ihtimali, araba kazası geçirme ihtimalinizden çok daha küçüktür" diyor.
Sahte haberlere inanmayın
Bazı insanlar da rastgele ortaya çıkan sağlık sorunlarını aşıya bağlıyor.
Önümüzdeki aylarda bazı korkutucu haberlerin paylaşılacağını tahmin etmek zor değil.
Fakat gerçek şu ki, insanlar sürekli hastalanıyor. İngiltere'de her beş saniyede bir kişi kalp krizi bir kişi de felç geçiriyor.
Her yıl 600 bin kişi ölüyor.
Bir kişinin aşılandıktan kısa bir süre sonra alakasız bir sağlık sorunundan hayatını kaybetmesi gayet mümkün.
Bu durum, bazı çocuk aşılarının otizmle ilişkilendirilmesi ve sonrasında yapılma sıklığının düşmesi sonucu çocukların korumasız kalması örneğini tekrarlamamalı.
Bu yüzden aşılama programı yaygın bir şekilde uygulanırken soğukkanlılığınızı korumanız lazım.
Aşıların güvenliği, uygulanmaya başladıktan sonra uzun süreler takip edilmeye devam ediyor.