Duruşmaya tutuksuz sanıklar dönemin Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, dönemin Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, dönemin Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, dönemin Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, dönemin Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.
Duruşma, mahkemeye sunulan belgelerin okunmasıyla başladı. Daha sonra karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.
Sanıklardan Karasu ek iddianame ve mütalaa da görevini yapanın cezalandırılmak istendiğini ileri sürerek "Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar olan hatla ilgili uyarıları ve denetimi yazışmalar ile bildirmiştim. Görevimi yerine getirdim. Beraatımı talep ediyorum." dedi. Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti.
Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından açıkladığı kararda "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Kurt'a 16 yıl 3 ay, Aslan'a 15 yıl, Polat'a 13 yıl 9 ay, Önder'e 10 yıl, Meriçli, Parlak ve Başkaya'ya 9 yıl 2'şer ay, Aras'a ise 8 yıl 4 ay hapis verdi.
Heyet, sanıklardan Kaytan, Ortancıl, Yıldırım ve Çubuk'un ise beraat etmesine hükmetti. Mahkeme ayrıca sanıklardan Aslan, Karasu, Kurt ve Polat'ın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi.
Duruşma sonrasında açıklama
Davanın avukatları duruşma sonrasında açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
"Üst düzey yöneticiler yargılanmadığı sürece Çorlu tren katliamı davası kapanmayacaktır. Bugün içimize su serpen bu kararda emeği olan herkese sonsuz teşekkürler. Birlikten mücadele doğdu hepimize kutlu olsun."
Ahmet Şık: Aileleri gerçekten tebrik ediyorum, çok önemli mücadele verdiler
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, mahkeme heyetini kutlayarak şunları dile getirdi:
“Bu korkunç zulümleri yaşatan, 22 yıla dayanan bir iktidar döneminde böyle bir karar vermek, bir nebze olsa cesaret gerektiriyor ama dahası, haysiyet gerektiriyordu. Kararın siyasi olduğunun farkındayız ama eksik olduğunun çok daha farkındayız. İsimleriyle söylendi. Bu davanın burada bitmeyeceğinin kanıtı aslında bu karar. Bakın burada, katliamlarda, taamüden cinayetlerde payı, sorumluluğu olanlara ceza verildi diye memnuniyet duyuyorsak Türkiye siyasetinin yargısının ne hâle geldiğinin bir kanıtıdır bu. Bu dava, bu kararla aslında esas sorunlarının uzanmalarının da gerçekten kapısını açtı. TCDD Genel Müdürleri, Ulaştırma Bakanları ve şahsım devleti diye memleketi anan ve kendisinin çok sevdiği sözcükle söylersek o kişi de hiç layüsel değil. Mutlaka ondan da hesap soracağımız bir gün gelecek. Aileleri gerçekten tebrik ediyorum, çok önemli mücadele verdiler. Derdine sahip çıkarsan bir sonuç alınacağının en azından kapısı açıldı. Hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum.”
Mısra Öz: İsa Apaydın'ı da bu karar gibi bir kararla cezaevine göndermeden rahat etmeyeceğiz
Faciada oğlu Oğuz Arda Sel ile eski eşi Hakan Sel’i yitiren Mısra Öz şu ifadeleri kullandı:
Özgür Özel: Geri adım attılar
"Evlatlarım bu gece rahat uyuyacak"
Türkiye'de yeni bir siyasi iklim vardır. Bu iklim bir siyasi partinin yarattığı, başardığı bir iklim değildir. Bu iklim mağdurların, mazlumların, unutulanların, yok sayılanların ve hakkı yenip yok sayılmaya çalışanların mücadelesine omuz veren, nefes veren herkesin yarattığı bir iklimdir. Yıllardır mahkemelere giderim. Soma'da 83 mahkeme takip ettim. Bu karar duruşmasında sağımda Can Atalay, solumda Evren İşler, etrafımızda aileler, biz hüngür hüngür ağladık. Bir tane tutuklu yoktu. O gün Selçuk tutukluydu, üstüne de Can’ı tutukladılar. Bugün buradan bu sonuç alınıyorsa bu bir kazanımdır. Direnenlerin, mücadele edenlerin, dayanışma gösterenleri başarısıdır, onların zaferidir. Orada raylar altında bırakan teyzem, burada adalet için geldiyse; torununu bırakanlar, evladını bırakanlar bugün buradaysa; ‘Bugün biz bir nebze olsun adaleti bulduk, yüreğimize su serpildi’ diyorsa avukatlar; anneler, ‘Evlatlarım bu gece rahat uyuyacak’ diyorsa dayanışmanın önemi, mücadelenin önemi budur.
"Bu başarı dayanışma gösterenlerindir"
Halktan, milletten güçlü kimse yoktur. Bundan sonra biz birlikte durdukça, birlikte mücadele ettikçe kötülük geri adım atmaya, mahkum olmaya ve kaybetmeye devam edecek. İyiler kazanacak, anneler kazanacak, mağdurlar kazanacak. Bundan sonra hepimize düşen bir şey var: Kim hak arıyorsa yanında olalım, arkasında olalım. Soma'ysa Soma, Çorlu’ysa Çorlu, İliç’se İliç... Atanmayan öğretmense pazar günü Ulus’ta atanmayan öğretmen, açlığa mahkum emekliyse emekli, kim hak arıyorsa yanında olalım. Türkiye'deki herkese söylüyorum: Kolunu rayın altında bırakmış bu annem, size bu mücadeleye katkı sağlayanlara, ‘Allah razı olsun’ diyor. Evladını orada bırakmış bu gencecik anneler, mücadelelerine omuz verenler sayesinde bu gece rahat uyuyacaklar. İlk kez acıdan değil, sevinçten gözyaşı döktü bu anneler. Bu başarı dayanışma gösterenlerindir. Bundan sonra hep beraber olacağız. Hep birlikte duracağız. Hep birlikte yürüyeceğiz. Birleşe birleşe biz kazanacağız. Halk kazanacak. Türkiye kazanacak.”
Ne olmuştu?Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı. Davanın iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde 9 Eylül 2022'de soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda aynı suçtan Nihat Aslan, Levent Meriçli, Mümin Karasu, Levent Kaytan, Nizamettin Aras, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Dava kapsamında söz konusu dönem TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Servis Müdürü olan Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmış, tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Kasım 2022'de hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmişti. Davanın 17'nci duruşmasında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki son görüşünde, tutuksuz 13 sanığın tamamının "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını, Karasu, Kurt ve Polat'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olmasından tutuklanmalarını istemişti.
|
Özgür Özel de Çorlu davasını takip ettiCumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili 13 sanıklı davanın bugünkü karar duruşmasına katılmak için Çorlu’ya gitti. Duruşma öncesinde konuşan Özel, “Geçen sefer kararı yerel seçimlerden sonraya bırakanlar bugün bir kere daha düşünsünler. 31 Mart'ta nasıl millet bu annelerin yanında durduysa bundan sonra da durmaya devam edecek. Ölenleri suçlu, suçluları masum gösteren bir karara kimse yeltenmesin. Bu iş burada bitmez. Bu tip kararları alanların, tren kazasında ölmüş 3 yaşında, 5 yaşındaki yavruların hakkına girenlerin peşini bırakan namussuzdur” ifadelerini kullandı. |