Gündem

Coca-Cola'ya adını veren bitki

19. yüzyılda içeceklerde kokain kullanımı giderek gözden düşünce, "kola" olarak da anılan kola özlü sodalar yaygınlaştı...

28 Eylül 2016 22:44

Batı Afrika'da yüzyıllardır bilinen kola çekirdeği 100 yıldan fazla bir zaman önce Avrupa ve ABD'ye gelince dünyanın en büyük markalarından birini doğurdu.

Coca-Cola'nın bir zamanlar tüketicide bağımlılık yaratan bir malzeme, kokain kullandığını duymuş olabilirsiniz. İçeceğin adındaki "coca", Atlantalı kimyager John Pemberton'un koka yaprağından çıkardığı özü şeker şurubuyla karıştırarak elde ettiği ürünü ifade eder.

19. yüzyılın sonlarında, koka yaprağı özü şarapla karıştırılıp içilirdi. Pemberton'un elde ettiği karışım ise o zamanlar uygulanan alkollü içki yasağını delmenin yollarından biriydi. Fakat ismin diğer yarısı daha az kötü üne sahip, ama tuhaf bir tesiri olan kola çekirdeğini ifade ediyordu.

Kola çekirdeğinin 5 cm büyüklüğünde yeşil bir kabuğu vardır. İçindeki çekirdek kestaneye benzer beyaz veya kırmızı renklidir. Kola çekirdeği Batı Afrika'da yetişir. Yerliler onu uyarıcı özelliğinden dolayı çiğnerler. Çünkü çekirdek kafein ve teobromin maddeleri içerir. Bunlar çay, kahve ve çikolatada da olan maddelerdir. Kola çekirdeğinde ayrıca şeker ve kolanin de vardır ve bunlar kalp uyarıcısı olarak bilinir.

Kola Batı Afrika'da yüzyıllardır yetişen bir bitki. Tarihçi Paul Lovejoy kola ağaçlarının mezarlıklara ve erginliğe ulaşmanın işareti olarak dikildiğini anlatıyor.

Çekirdeklerin nemli kalması gerekirken ve ulaşımı bu nedenle zor olduğu halde tüccarlar ormandan ve savanadan yüzlerce mil uzaklara taşımıştır. 1581'de batı Sahil kuşağında Songhay İmparatorluğu kralı, Timbuktu'da yapılan camiye hediye olarak altın, deniz kabuğu ve kola çekirdeği göndermişti.

Avrupalılar 1500'lere gelinceye dek bu bitkiden haberdar değildi. Portekiz gemileri bu tarihlerde Sierra Leone sahillerine geldiğinde başka ürünlerin yanı sıra kola çekirdeği ticaretine de el atmıştı. 1620'lerde İngiliz kâşif Richard Jobson Gambia'ya vardığında bu çekirdek onun için yeni bir üründü. İngiltere'ye götürmek istemiş, ama çekirdekler yolda çürümüştü.

19. yüzyıla gelindiğinde ise kola çekirdekleri gemilerle Avrupa'ya ve Amerika'ya akıyordu artık. Çoğu kuvvet verici tonik ve şurup yapımında kullanılıyordu. Burroughs Wellcome şirketi, "kola çekirdeği ve koka yaprağı karışımı" ile hazırladığı ürünleri "fiziksel yorgunluk ve ruhsal sıkıntılara karşı" enerji hapları olarak pazarlıyordu.

Fransızların koka özü ve kırmızı şarap karışımından yaptığı Vin Mariani adlı içecek ise oldukça tutmuştu. 1863'te bir Fransız kimyagerin hazırladığı bu karışım Papa 13. Leo'nun yanı sıra Kraliçe Victoria, Thomas Edison ve ünlü İskoç yazar Arthur Conan Doyle'un da gözde içecekleri arasındaydı.

Fakat o sıralar benzer malzemeler kullanılarak farklı içecekler üretmek yaygındı. Amerikalı kimyagerPemberton'ın hazırladığı karışım da bunlardan biriydi. İçeceklerde kokain kullanımı giderek gözden düşünce, "kola" olarak da anılan kola özlü sodalar yaygınlaşmıştı.

Coca-Cola ilk çıktığında Atlanta'da satışlar çok azdı. Bu içecek popülerlik kazandıktan sonra, ulaşımı kolaylaştırmak için şirket şişeleme hakkını sattı. Bugün Coca-Cola'nın günlük satışı 1,9 milyar adet.

Coca-Cola öyle benimsenmişti ki 1985'te satışları artırmak için tadını değiştirme girişimleri geri tepti.

Coca-Cola'nın tarifi hala gizli tutuluyor. Fakat artık kola çekirdeği özü içermediği, onun yerine yapay tatlar kullanıldığı söyleniyor.

Gerçek kola çekirdeğinin tadı acıdır. Bu tadı örtmek için portakal çiçeği, portakal esansı, karamel ve vanilya gibi karışımlar kullanılır. Fakat koladaki kafein etkisi hemen hissedilir. Batı Afrika'dan Atlanta'ya ve bütün dünyaya bu çekirdeğin yayılması da bundan dolayı olmalı.