Gündem

“Cizre yanmış ve çürümüş insan eti kokuyordu"

Cizre’de cenazelerin çıktığı Bostancı Sokak 23 numaradaki bodruma giren Prof. Dr. Fincancı, gözlemlerini anlattı

08 Mart 2016 09:29

Şırnak Cizre’de 80 gün süren operasyonların tamamlanması ve sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından ilçede incelemelerde bulunan Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı ve adli tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bodrumda bir çocuğa ait çene kemiği bulduğunu belirterek “Cizre’de yanmış ve çürümüş insan eti kokuyordu. Evler yıkılmış, evlere girilmiş sanki eşyalar bilerek isteyerek tahrip edilmiş. Bu bir imha operasyonu. Bizi affetmeyecekler. Ben de kendimi afetmeyeceğim” dedi.

Cizre’de incelemelerde bulunan CHP heyetinden Sezgin Tanrıkulu da “Kaç kişinin öldüğü konusunda bile bilgi sahibi olmayan bir devlet var. Hâlâ molozların arasından, Dicle Nehri kenarından insan parçaları çıkıyor. Cizre’de her yerde ölüm kokusu vardı. Cizreliler, ‘biz düşman mıydık’ diye soruyor. Toplu konutlar inşa edebilirsiniz ancak Cumhuriyet’e olan aidiyet bağlarının kopuşunu nasıl onaracaksınız” dedi.

Cumhuriyet'ten Selin Görgüner'in haberine göre, Cizre’de cenazelerin çıktığı Bostancı Sokak 23 numaradaki bodruma da giren Prof. Dr. Fincancı, gözlemlerini anlattı. Fincancı, “Sadece birinci bodruma girdik. 2. bodrum yıkıldığı için giremedik. Orası 4 katlı bir bina, çökmüştü. 3. bodrum da çok tehlikeli bulunduğu için oraya girmek mümkün olmadı. 1. bodrumda içeride yaralıların yaralarına bastığı yünler vardı. Onlar yanmamış. Duvar dibi tamamen yanmış kemik parçalarıyla kaplıydı. O yünler nasıl yanmamış bu sorgulamaya muhtaç. O cesetler nasıl yandı, yakıldı mı araştırılmalı. Orada bir çocuğa ait alt çene kemiği ve hemen yanında yanmış bir gözlük çerçevesi vardı” dedi.

 

‘Kaç kişi öldü?

 

Tanrıkulu “Cizre’de fotoğraf karelerine, görüntülere sığmayan tablo var. ‘Temizledik’ dedikleri Cizre yakılmış ve yıkılmış. Cizrelilerin duyguları da yakılmış ve yıkılmış. ‘Biz düşman mıydık’ diyerek söze başlıyor Cizreliler. En gelişmiş, tank, top gibi savaş araçları kullanılmış. İnsanlar için toplu konutlar inşa edebilirsiniz ancak Cumhuriyet’e olan aidiyet bağlarınının kopuşunu nasıl onaracaksınız? Bunun farkında olmayan bir devlet var” diye konuştu.

 

‘Savaş görüntüsü’

 

Tanrıkulu, “Cizre’de hâlâ taziyesi yapılmamış ölümler var. Sağda solda, yıkıntılar arasında, hafriyatların içinde, Dicle Nehri kenarında ceset parçaları çıkıyor. Bunu çatışmayla izah edemezsiniz. Bir savaş görüntüsü var. Tanklar, toplar nerede kullanılır? Savaşta kullanılır. Boş binaların çatılarına bayrak asılmış. Savaşta ele geçirdiğiniz yere bayrak asarsınız. Operasyonları yürütenlere ‘yakın, yıkın’ talimatı verilmiş. Hiçbir hukuk kuralı uygulanmamış. Hukukun olmadığı yerde otopsi raporu da olmaz otopsiler de hukuka uygun olarak yapılmaz. Ölümler her zaman delildir çünkü” dedi.