Kanada'da yaşayan 46 yaşındaki Stefonknee Wolschtt, 23 yıllık evliliğin ardından trans kimliğini keşfetti. 7 çocuğu ve eşiyle sürdürdüğü hayatı geride bırakan ve bir kız çocuğu olarak hayatına devam eden Wolschtt, şu anda manevi ailesiyle birlikte yaşıyor.
Dailt Xtra tarafından yayınlanan The Transgender Project’e konuşan Wolschtt, “Evli olduğumu, çocuklarım olduğunu inkar edemem ama hayatıma devam ettim ve şu anda çocukluğuma geri döndüm” dedi.
"Trans olmayı bırakmamı söylemek, boyumun uzunluğunu değiştirmemi istemekle aynı şey"
Eşinin kendisinin trans kimliğini kabul etmediğini anlatan Wolschtt, “Bana ya burayı terk et ya da trans olmayı bırak dedi. ‘Trans olmayı bırakmak’ yapabileceğim bir şey değil. Bu, bana boyumun uzunluğunu değiştirmemi ya da gitmemi söylemesiyle aynı şey” diye konuştu.
Ailesi tarafından reddedildiğini hisseden Wolschtt, “küçük bir kız çocuğu olmasıyla ilgili hiçbir sıkıntı çekmediklerini” belirttiği manevi ailesiyle birlikte yaşıyor. Yeni ebeveynlerinin en küçük torununun küçük bir kız kardeş istediğini ve kendisinin ondan küçük olmasına karar verdiğini anlatan Wolschtt, yeni hayatını şöyle anlattı:
“Birlikte muhteşem zaman geçiriyoruz. Boyama ve küçük çocuk aktiviteleri yapıyoruz. Buna oyun terapisi deniyor. İlaç yok, intihar düşüncesi yok. Sadece oyun oynuyorum."
Birçok kez intihara kalkıştı
Stefonknee Wolschtt, trans kimliğini açıklamasının ardından birçok kez intihara teşebbüs etmişti. Bir süre hastanede kalan Wolschtt, taburcu olmasının ardından eşi tarafından taciz ve saldırı iddialarıyla suçlanmıştı. Wolschtt, son intihar girişimini 2012 yılında, kızının düğün gününde gerçekleştirmişti. En büyük kızı onu düğününe davet edip, “babası gibi giyinmesini”, kilisenin en arkasında oturmasını ve aileden hiç kimseyle konuşmamasını talep ettikten hemen sonra...