Gündem

Cinsel istismar sanığına 'saygın tutum' gerekçesiyle indirim yapılan davada tehdit alan aileler izlerini kaybettirdi

Mahkeme, savcının 150 yıl hapis istediği sanığın cezasını 10 yıla indirmişti

10 Ekim 2015 14:14

Savcının 150 yıl istediği, tüm indirimlerden faydalanarak, 12 yıl hapis cezası alan, mahkemenin 'saygın tutum'u nedeniyle bu cezayı da 10 yıla indirdiği cinsel istismar davasında tehdit alan ailelerin izlerini kaybettirdiği ortaya çıktı.

Diyarbakır’da evine götürdüğü 14 yaşındaki 3 kız çocuğuna esrar içirdiği ve porno film izletip cinsel istismarda bulunduğu belirtilen Ubeydullah Ç.’nin yargılanması tartışma yaratacak bir kararla sonuçlanmış, savcılığın 150 yıl istediği davada mahkeme sanığa 10 yıl vermişti. 

Cumhuriyet Yazarı Pınar Öğünç, "mağdur G.’nin ailesi bu davadan sonra adreslerinde asla bulunamadı. Yargılama sürdü, G.’nin ilk ifadesi var ama aile yok oldu. N.’nin ailesi ilk celseye geldi sadece. Çünkü biri arayarak, ismini verdiği şahsın davadan çekilmeleri 'ricasını' iletmişti" dedi.

Öğünç'ün Cumhuriyet'te "Tek skandal "saygın tutum" değil" başlığıyla yayımlanan (10 Ekim 2015) yazısı şöyle:

Pek bilinmiyor, mağdur G.’nin ailesi bu davadan sonra adreslerinde asla bulunamadı. Yargılama sürdü, G.’nin ilk ifadesi var ama aile yok oldu. N.’nin ailesi ilk celseye geldi sadece. Çünkü biri arayarak, ismini verdiği şahsın davadan çekilmeleri “ricasını” iletmişti. Üstüne üstlük sanık da daha ilk duruşmada tahliye edilmişti. Bu tehdit belgesiz bir beyandı, ama yok olmaları kanıt niteliğinde gibiydi. O kadar trajik ki, takibi sürdüren R.’nin ailesine ise örneğin avukatları Ercan Yılmaz dahi ulaşamıyor. Sürekli telefon değiştiriyor, ara ara bilgi almak için başka numaralardan kendileri arıyor. Bir diğer skandal: mağdurların ruh sağlıklarının bozulduğuna dair rapor reddedilmiş, bozulmadığını söyleyen yeni rapora itiraz da reddedilmişti.

‘Sanığın duruşmadaki tutumu nedeniyle’ deniyor kararda. Hukuk âleminin kendi dili varsa da, ‘saygın’ ne, ‘tutum’ ne demek biliyoruz. Belki naifçe en doğru soruyu soruyoruz: Bir sanık mahkemede ne kadar saygın bir tutum sergilemiş olabilir ki, savcının istediği 150 yıllık hapis yerine 10 yıl makul görülmüş?

Diyarbakır’da 14 yaşındaki üç sınıf arkadaşına cinsel istismar ve bağlı suçlarla yargılanan U.Ç.’nin 150 yıl konuşulurken ‘saygın tutumu’ nedeniyle 10 yıl ceza alması iki gün önce infial yarattı. Bunlar yetmez gibi hikayeye yakından bakınca başka skandallar çıkıyor gün yüzüne.

U.Ç. kendisine başka isimle çıkardığı kartla Diyarbakır, Suriçi’nde turistlere rehberlik yapan biri. Bir kaza sonrası NATO’daki tam içeriği belli olmayan görevinden malulen emekli edilmiş. O kazadan kalan yara izi ve dövmeleriyle görenin unutmadığı bir simaymış zaten.

2013’te bedava ingilizce ders ilanları önce G.’nin, sonra sınıf arkadaşları R. ve N.’nin dikkatini çekiyor. Kendini bir de subay olarak tanıtmış. Evde bir üniforma, kızlara gösterdiğini reddettiği bir silah ve mermiler de bulunmuş.

İlk seferinde gerçekten İngilizce ders anlatıyor. İkinci dersteyse işler değişiyor, üç genç kızı alkol almaları için iknaya çalışıyor. “Dil sadece teoriyle olmaz, pratik lazım. Film izleyelim” diyerek porno film açıyor. Kızlar ifadelerinde nereye bakacaklarını şaşırdıklarını anlatmış. Birine dokunmaya yeltenmesiyle çıkıyorlar

Üçüncü ve dördüncü dersin de gerçekleşmesini sanık avukatları “rızaya” bağlıyor. Mağdurlarsa Facebook mesajlarıyla tehdit edildiklerini anlatıyor. Dördüncü derste G.’ye tecavüz girişimi sonrası konuyu anlattıkları rehberlik öğretmenleri sayesinde, mesele yargıya yansıyor ve kamu davası açılıyor. Üç mağdurun Çocuk İzleme Merkezi’nde, cam bölmede verdikleri ifadeler çok daha rahat. Ailelerinin yanında konuşturulduklarında ya da tamamı erkek olan mahkeme heyetinin karşısında haliyle tutuk ve ürkekler. Ama bu ürkeklik sadece mağdurlara mahsus değil. Türkiye’de bu tür davalarda adalet mekanizmasının işleyişine de manidar bir örnek bundan sonrası.

Pek bilinmiyor, mağdur G.’nin ailesi bu davadan sonra adreslerinde asla bulunamadı. Yargılama sürdü, G.’nin ilk ifadesi var ama aile yok oldu. N.’nin ailesi ilk celseye geldi sadece. Çünkü biri arayarak, ismini verdiği şahsın davadan çekilmeleri “ricasını” iletmişti. Üstüne üstlük sanık da daha ilk duruşmada tahliye edilmişti. Bu tehdit belgesiz bir beyandı, ama yok olmaları kanıt niteliğinde gibiydi. O kadar trajik ki, takibi sürdüren R.’nin ailesine ise örneğin avukatları Ercan Yılmaz dahi ulaşamıyor. Sürekli telefon değiştiriyor, ara ara bilgi almak için başka numaralardan kendileri arıyor. Bir diğer skandal: mağdurların ruh sağlıklarının bozulduğuna dair rapor reddedilmiş, bozulmadığını söyleyen yeni rapora itiraz da reddedilmişti.

O gün baba yıkılmış, avukat Yılmaz’a “Boşver sen de bırak, buradan bir şey çıkmaz” diyecek kadar inancını yitirmişti mahkemeye.

Bir mağdurdan beraat

O baba haksız mı? Bir skandal daha: Sanığın aldığı toplam 10 yıllık ceza bile, G. ve M.’ye yönelik suçlarından. Niyeyse R’yle ilgili olanlarından beraat etti!

İlk savcı “rıza” üzerinden ilerlerken yerine gelen savcı nadir görülen bir biçimde mağdurların haklarını koruyan, üst sınırdan cezalarla 150 yıl hapis cezası istemişti. Yine hukuki bir skandalla, hepsinin en alt sınırdan, saygın tutum indirimleriyle geldiği yer burası oldu.

Ercan Yılmaz, temyiz başvuruları sonrası sürece müdahale olmazsa, kararın neredeyse 20 yerden bozulabileceğini söylüyor. Lakin ne yazık ki fazlasıyla “erkek” olan yargı sistemi, sanığın etrafında meçhul bir korumanın var olduğu kuşkusu ve ailelerin üzerindeki sosyal baskıyla birleşince işte ortaya hiç de “saygın” olmayan böyle bir manzara çıkıyor.

Bilgisayarı görüntü dolu

Sanığın evinden onlarca video kaydı çıkmış. Bilirkişi incelemesinden geçen, onlarca kadınla ilişki görüntüleri dava dosyasında mevcut. Aralarında rızayla cinsel ilişkiye giren varsa da, gizlice kaydedildiklerinden her bir kadın için ayrıca soruşturulması gerekiyor U.Ç.’nin.

Daha da vahimi, şahsın bilgisayarında 14 yaşında bir çocuğa tecavüz görüntüleri var ve anında açılması gereken kamu davası için daha yeni harekete geçilmiş. İnanamıyorsunuz, evinin karşısında bulunan dershanedeki kız öğrencileri bile çekip klasörlemiş. Sanığın 2007’de 20 gün hapis yattığı, İspanyol bir kadına taciz davası, uzaktan takip edemeyen kadının şikâyetinden vazgeçmesi yüzünden beraatle sonuçlanmış. Bu istismar dosyasında bu vakanın adı bile geçmiyor bu arada.