Gündem

Cinsel istismar düzenlemesi Meclis'te

Hapis cezasının üst sınırı, 20 yıldan 40 yıla çıkarılacak

09 Nisan 2018 15:19

Cinsel istismar suçlarına ilişkin düzenlemeleri içeren Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

Tasarısıyla, çocukların cinsel istismarı suçundan mahkum olmama hali, devlet memurluğuna atanma şartları arasına alınıyor.

TCK'ya göre, takdiri indirim nedenlerinin uygulanması halinde, takdiri indirim nedenleri, gerekçesiyle birlikte kararda gösterilecek.

Çocukların cinsel istismarı suçunun nitelikli halleri için öngörülen hapis cezaları, caydırıcılığın sağlanması ve bu suçla etkin mücadele edilebilmesi amacıyla arttırılıyor.

Çocuğun cinsel istismarı suçunun nitelikli hali için öngörülen hapis cezasının üst sınırı, 20 yıldan 40 yıla çıkarılıyor.

Suçun 12 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı işlenmiş olması halinde 30 yıldan 40 yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor.

TCK'nın "Çocukların Cinsel İstismarı" başlıklı 103. maddesine iki yeni fıkra eklenerek, çocuklara karşı işlenen nitelikli cinsel istismar suçunun cezaları, belirli haller bakımından önemli oranda arttırılıyor.

Cinsel istismar suçunun nitelikli halinin 12 yaşını tamamlamamış çocuğa karşı işlenmesi ve ağırlaştırıcı nedenlerden herhangi birinin bulunması durumunda fail hakkında müebbet hapis cezasına hükmedilecek.

Suçun nitelikli halinin 12 yaşını tamamlamış çocuklara karşı cebir veya tehditle işlenmesi halinde fail hakkında müebbet hapis cezasına hükmedilecek. 

Cinsel istismar suçunun nitelikli halinin çocuklara karşı silah kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde fail hakkında müebbet hapis cezası verilecek.

Suçun, "cebir, tehdit, silahla işlenmesi" ve "birden fazla kişi tarafından, yakınları tarafından, nüfuz kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi" gibi unsurları içeren iki fıkra kapsamında olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunacak.

Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, müebbet hapis cezası yerine verilecek 25 yıl hapis cezası, 40 yıla çıkarılıyor. Süreli hapis cezaları için belirlenen süre ise 40 yıldan fazla olamayacak.

Çocuğun fuhşa teşvik edilmesi suçuna ilişkin öngörülen adli para cezasının alt sınırı da 2 bin günden başlayacak.

Tasarısıyla; cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkum olanlara uygulanacak koşullu salıverilme süreleri uzatılıyor ve ilgili kanunda düzenlenen tedbir ve yükümlülükler yeniden tanımlanarak ilave tedbirler getiriliyor.

Tasarıya göre, hükümlü, çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde 50 yılı, müebbet hapis cezasına mahkumiyet halinde ise 40 yılı cezaevinde iyi halli olarak geçirmesi durumunda koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanabilecek.

Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçu ilgili kanuna ekleniyor ve bu suçtan mahkum olanlara da koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanabilmesi sağlanıyor.

Koşullu salıverme süreleri; cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçundan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında da uygulanacak.

İşyeri değişirse bildirilecek

İnfaz hakimi; cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma suçlarından dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında; cezaevinden tahliye tarihinden itibaren 5 yıla kadar süreyle, şu tedbir veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına karar verebilecek:

- Rehabilitasyon amaçlı programlara katılmak.

- Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak.

- Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak.

- Çocuklarla bir sırada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak.

- Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak.

- İkametgahı veya işyerinin değişmesi durumunda ilgili kolluk birimine bildirilmek amacıyla, 7 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne yeni adresini bildirmek.

- 7 günden fazla ikametgahından ayrı bir yerde konaklayacak olması durumunda, 3 gün önceden konaklayacağı adresi ilgili kolluk birimine bildirilmek amacıyla denetimli serbestlik müdürlüğüne bildirmek.

İnfaz hakimi; cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum olanlar hakkında, cezaevinden tahliye edilmesinden üç ay önce başlamak üzere; tahliyeden itibaren beş yıla kadar, ayakta veya yatarak cinsel isteğin ilaçla baskılanmasına yönelik tedbire (kimyasal kastrasyon) tabi tutulmaya uzman raporu üzerine karar verilebilecek.

- Hakim, uzman değerlendirmesini dikkate alacak

Bu tedbir, tıbbi gerekliliklere uygun olarak yerine getirilecek ve infaz hakimi tarafından yılda bir defa değerlendirilecek, gerektiğinde sonlandırılabilecek. İnfaz hakimi tedbirin uygulanmasına veya devam etmesine yönelik kararları verirken uzman değerlendirmesini dikkate alacak ve hükümlünün sağlığı açısından gerekli olması durumunda tedbirin sona erdirilmesine karar verebilecek.

Bu suçlardan dolayı mahkum olanlar, cezaevlerinde iken, rehabilitasyon amaçlı programlara katılmak zorunda olacak. Aksi taktirde iyi halli kabul edilmeyecek ve koşullu salıvermeden faydalanamayacak.

Tasarıyla, tedbir ve yükümlülüklere aykırı davranılması durumunda uygulanacak yaptırımlar düzenleniyor.

Buna göre; ihlalin denetimli serbestlik sürecinde gerçekleşmesi halinde, denetimli serbestlik kararı kaldırılarak, hükümlü kapalı cezaevine gönderilecek. İhlalin, koşullu salıverilmeden sonra denetim süresi içinde gerçekleşmesi durumunda koşullu salıverilme kararı geri alınacak. İhlalin infazın tamamlanmasından sonra gerçekleşmesi halinde ise hükümlü hakkında 15 günden 3 aya kadar disiplin hapsi uygulanabilecek.

Cumhuriyet başsavcılığı, tedbir ve yükümlülüklere karar verilmesini infaz hakimliğinden talep edecek.

Bu tedbir ve yükümlülükler suç tarihinde çocuk olanlar bakımından uygulanmayacak.

Bakanlığın görüşü alınacak


Bu düzenlemelerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı'nın görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenecek.

Cumhuriyet başsavcılığı, mahkemeler, diğer adli veya idari merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları; korunma ihtiyacı olan çocuğu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerine derhal bildirecek.

Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler, çocuğun korunma altına alınması amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı il veya ilçe müdürlüklerine başvurabilecek. İl veya ilçe müdürlükleri de kendisine bildirilen olaylarla ilgili olarak gerekli araştırmayı derhal yapacak.

Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı, Çocuk Koruma Kanunu'na, "Çocuklar hakkında yapılan yayınlara" ilişkin madde ekliyor.

Buna göre, cinsel istismar suçu mağduru çocuğun yüksek yararı gerektiriyorsa, soruşturmanın başlangıcında, olayla ilgili internet de dahil basın yayın organlarında yayın kısıtlanabilecek, yayın yasağı konulabilecek, içerik çıkarılabilecek ve erişim engellenebilecek.

Buna, çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın istemi üzerine ya da resen Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilecek.

Karar, derhal Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile RTÜK tarafından internet sitelerinde yayımlanacak. Bu duyurular, tebligat hükmünde sayılacak.

Yasağa uymayana ceza

Bu kararlara rağmen yayın yapılırsa bin liradan 20 bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılacak. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda 2 bin liradan, yaygın süreli yayınlarda 10 bin liradan az olamayacak

Basın Kanunu uyarınca getirilen yayın yasak ve kısıtlamalarına aykırı olarak yayın yapılması halinde, RTÜK tarafından medya hizmet sağlayıcı kuruluşun programlarının yayını bir gün durdurulacak. Bir yıl içinde aykırılığın tekrarı halinde ise yayınlar 5 güne kadar, ikinci kez tekrarı halinde 15 güne güne kadar durdurulmasına, üçüncü kez tekrarında ise yayın lisansının iptaline karar verilecek.

4 saatte kaldırılacak

Cumhuriyet savcısının kararı, 24 saat içinde çocuk hakiminin onayına sunulacak. Hakim kararını 48 saat içinde açıklayacak; aksi halde tedbir kendiliğinden kalkacak.

Tedbir konulan içeriğin internet ortamında yayınlanması halinde Cumhuriyet savcısı tarafından içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesine karar verilebilecek. Karar uygulanmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilecek. Kurum, bu kararı erişim sağlayıcıları ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılarına bildirecek, kararın gereği bildirim anından itibaren derhal ve en geç 4 saat içinde yerine getirilecek.

Erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilecek. Ancak teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişim engellenmezse veya içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemezse, internet sitesinin tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararı verilebilecek.

İçeriği çıkarmayan veya erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara, 50 bin liradan 500 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak.

Özel merkezler kurulacak

Tasarıda, cinsel suç mağdurlarına yönelik hizmetler de sıralanıyor.

Cinsel suç mağdurlarının tekrarlanan mağduriyetini önlemek, adli ve tıbbi işlemlerin bu alanda eğitimli kişilerden oluşan bir merkezde ve tek seferde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla özel merkezler kurulacak. Sağlık Bakanlığınca kurulacak bu merkezler, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu bulunan yerlerde olacak.

Bu merkezlerin, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak adalet komisyonu bulunan yerlerde kurulmamasına ya da bulunmayan yerlerde kurulmasına Adalet Bakanlığı'nın görüşü alınarak karar verilebilecek.

Mağdurlar bu merkezlere ya da mülki sınırlara bakılmaksızın kendilerine en yakın merkezlere götürülerek, işlemler yerine getirilecek.

Bu merkezlerde Sağlık Bakanlığı personeli ve diğer kurumlardan ihtiyaç duyulan uzman veya personel görevlendirilecek. Bakanlığın bu konudaki talepleri, ilgili kurum ve kuruluşlarca öncelikle yerine getirilecek. 

İşlemleri yerine getirmek üzere merkezin kurulduğu yerde Cumhuriyet başsavcılığı tarafından Cumhuriyet savcısı görevlendirilecek.

Cinsel suç mağdurlarının ifadesi bu merkezlerde Cumhuriyet savcısının nezaretinde uzmanlar aracılığıyla alınacak. Mağdurun rızasının bulunması halinde ifade sırasındaki görüntü ve sesleri kayda alınacak. Mağdur çocukların ifadesinin alınmasında bu kayıt zorunlu tutulacak.

Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk bulunan haller dışında soruşturma ve kovuşturmada mağdurun ifadesi yeniden alınmayacak, bu merkezde alınan ifadeyle yetinilecek.

Mağdur ile sanık aynı ortamda bulunamayacak

Maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında çocuk mağdurun kovuşturma aşamasında ifadesinin alınması veya başkaca bir işlem yapılmasında zorunluluk varsa bu işlem, mağdur çocuk ile sanığın aynı ortamda bulunmayacağı şekilde, mahkeme veya görevlendireceği naip hakim tarafından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilecek.

Mağdurların ifadeleri bu merkezlerde ses ve görüntü bilişim sistemi kullanılarak alınabilecek.

Cinsel suç mağdurlarının beden muayenesi ile vücuttan örnek alınması işlemleri, adli tıp uzmanı veya yokluğu halinde uzman hekim tarafından bu merkezlerde yapılacak.

Gerekli standartları sağlamaları halinde üniversiteler bünyesinde kurulan merkezlerde de bu hizmetler sunulabilecek.

Ayrıca bu merkezlerde cinsel suç mağdurlarına yönelik ileri düzeyde tedavi ve rehabilitasyon hizmeti de sunulabilecek.

Bu merkezlerin kuruluşuna, standartlarına, işleyişine, hizmet sunumuna, denetimine, personelin görevlendirilmesine, eğitimine, görev ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar, Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar ile İçişleri bakanlıklarının uygun görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı'nca çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek.

Çoçukların yoğun bulunduğu iş kollarında çalışamayacaklar

Tasarı, Türk Ceza Kanunu'nda sıralanan bazı suçlardan haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanların; kamu veya özel sektöre ait çocuk hizmet birimleri, adli görüşme odaları, okul, okul servisi, okul kantini, yurt, kreş, gündüz bakımevi, çocuk kulübü, çocuk parkı, oyun bahçesi, oyun salonu gibi çocukların yoğun olarak bulunduğu iş kollarında çalıştırılamayacağı ve bu yerleri işletemeyeceği hükmünü getiriyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu yerleri birlikte belirleyecek.

Vücuda organ veya sair bir cisim sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulanmaktan, reşit olmayanla cinsel ilişkide bulunmaktan, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti yapmaktan, bunların kullanılmasını kolaylaştırmaktan, bir çocuğa müstehcen görüntü göstererek, okumaktan, bunların içeriklerini çocukların girebileceği yerlerde göstermekten, müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları, temsili çocuk görüntülerini veya çocuk gibi görünen kişileri kullanmaktan ve fuhuştan mahkumiyet kararı bulunanlar, bu yerlerde çalışamayacak.

Belirtilen önlemlerin uygulanması, hükmün kesinleşmesiyle başlayacak ve cezanın tamamen infazından itibaren 5 yıl süreyle devam edecek.

Sıralanan bu suçlardan yargılanan sanıklar hakkında kovuşturma aşamasında mahkemece, aynı tedbirler uygulanacak.

Ruhsatı iptal edilecek

Çalışma ve işletme yasağına rağmen veya tedbir kararlarına aykırı davrananlara mülki idare amiri tarafından 10 bin liradan 30 bin liraya kadar idari para cezası verilecek. Tekrarı halinde idari para cezası iki katı oranında uygulanacak. Yükümlülüğün ikiden fazla ihlal edilmesi durumunda ilgili işletmenin ruhsatı iptal edilecek.

Sıralanan suçlarından dolayı haklarında kovuşturma bulunanlar için mahkemece bazı tedbir kararı verilebilecek. Buna göre, haklarında kavuşturma bulunanlar, ikametgahı veya işyerinin değişmesi durumunda 7 gün içinde yeni adresini bildirecekler. 7 günden fazla ikametgahından ayrı bir yerde konaklayacak olması durumunda 3 gün önceden konaklayacağı adresi bildirecek. Bunları bildirmezse mülki amir tarafından 3 bin liradan 15 bin liraya kadar idari para cezası kesilecek.

Bu tedbirlere ilişkin verilen kararlar denetimli serbestlik müdürlükleri tarafından ilgili kurumlara gönderilecek.

İşverenler uyarılacak

Bu kişilere ait veriler, SGK tarafından Adalet Bakanlığı'ndan sağlanacak ve kayıtlar takip edilecek; işverenlere bilişim sistemleri üzerinden gerekli uyarılar yapılacak.

Ayrıca, bu kapsama giren kişilere ait sorgulama bilgileri denetim amacıyla İçişleri Bakanlığına bildirilecek. Belirtilen işyerlerinin açılması veya işletilmesi için izin ve ruhsat verilmeyecek; bu kişilerce işletildiğinin tespit edilmesi halinde verilen izin ve ruhsatlar, bunları veren kamu kurum ve kuruluşları tarafından iptal edilecek.

Kovuşturma sonunda mahkumiyet dışında bir karar verilmesi halinde belirtilen tedbirler mahkemece kaldırılacak.

Bu madde hükümleri suç tarihinde çocuk olanlar hakkında uygulanmayacak. Kurulacak özel merkezler, en geç 1 Temmuz 2019 tarihine kadar faaliyete geçirilecek.

Tasarının gerekçesinde, doğası gereği masum olan çocukların, çocukluğunu yaşama ve geliştirme hakkı bulunduğu, bu nedenle çoçuk haklarının tartışılmaz bir önemi olduğu ifade edildi. Gerekçede, çocuk haklarının korunabilmesi ve her türlü çocuk istismarının önüne geçilmesi amacıyla, başta anayasa olmak üzere 2005'te yürürlüğe giren yeni ceza adalet sistemi kapsamında, Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu ve ilgili mevzuatta çocukların yüksek yararı gözetilerek çeşitli düzenlemeler yapıldığı anımsatıldı.

Anayasada, "her çocuğun, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahip olduğu ve devletin, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma yükümlülüğü bulunduğunun" belirtildiği hatırlatılan gerekçede, çocuk adalet sistemini, yetişkinlerin ceza adalet sisteminden ayıran temel noktanın bütün kararlarda çocuğun yüksek yararının öncelikli gözetilmesi olduğu vurgulandı.

Çocukların, ister fail ister mağdur olsun suç ve benzeri tüm sosyal risklerden korunmalarının, yüksek yararları gereği olduğu belirtilen gerekçede, çocukların suç gibi önemli bir tehlikeden korunabilmesinin, onlara yönelik her türlü tedbiri alan ve çok yönlü koruma sağlayan bir sistemle mümkün olabileceğine işaret edildi.

Çocukların maruz kaldıkları ihmal ve istismar vakalarının, çocuğun önemli derecede örselenmesine neden olduğu ve toplum yapısını olumsuz etkilediğine işaret edilen gerekçede, çocuklara karşı suç işlenmesini önleyecek tedbirlerin alınması kadar suç sonrası uygulanacak rehabilitasyon ve benzeri programların da önem arz ettiği bildirildi.

Mağdur çocukların soruşturma ve kovuşturma aşamalarında ikinci defa örselenmesinin de engellenmesi gerektiği vurgulanan gerekçede, şu ifadelere yer verildi:

"Yeni ceza adalet sisteminin uygulandığı yaklaşık 13 yıllık sürede ortaya çıkan ihtiyaçlar dikkate alındığında, çocuklara karşı işlenen istismar suçuyla daha etkin mücadele edebilmek amacıyla ilave birtakım önleyici tedbirlerin alınması ve cezaların artırılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. 

Bu çerçevede, çocukların istismarına ilişkin suçların cezaları önemli oranda arttırılmakta, yargılama aşamasında ve sonrasında uygulanacak ilave tedbirler ve hak yoksunlukları düzenlenmekte ve bu suçlara özgü yeni koşullu salıverilme süreleri belirlenmekte, böylelikle hukuk devletinin temel amaçlarından olan bireyin korunması ve toplum güvenliğinin sağlanması hedeflenmektedir."

Çocuk Koruma Kanununda yapılan düzenlemelerle çocukları koruyucu birtakım ilave tedbirler alındığı bildirilen gerekçede, istismara uğrayan çocuklara yönelik kurulmuş olan Çocuk İzlem Merkezleri'nin kapsamının genişletilerek, diğer cinsel suç mağdurlarına yönelik hizmet sunmasına da imkan sağlandığı belirtildi.

Cinsel suç mağdurlarının ifadesinin, Cumhuriyet savcısı nezaretinde uzmanlar aracılığıyla Çocuk İzlem Merkezlerinde alınmasıyla yargılama aşamasında bir daha ifade alınmasının önüne geçileceği ve mağdurun tekrar örselenmesinin engelleneceği aktarılan gerekçede, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından bu merkezlerin önemli bir görev ifa etmesinin amaçlandığının altı çizildi.

Gerekçede, şu bilgilere yer verildi:

"Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ile müstehcenlik ve fuhuş suçlarından ve uyuşturucu imal ve ticareti suçundan mahkum olan kişilerin, kamu veya özel sektöre ait çocuk hizmet birimleri, adli görüşme odaları, okul, okul servisi, okul kantini, yurt, kreş, gündüz bakım evi, çocuk kulübü, çocuk parkı, oyun bahçesi, oyun salonu gibi çocukların yoğun olarak bulunduğu yerlerde çalıştırılması ve bu yerleri işletmeleri yasaklanmaktadır. Bu suçlardan hakkında kovuşturma bulunanlar yönünden ise mahkemece karar verilmesi halinde çalıştırma ve işletme yasağı ile adres bildirme yükümlülüğü tedbiri uygulanabilecektir. Devlet Memurları Kanunu'nda yapılan düzenleme ile çocukların cinsel istismarı suçundan mahkum olmama koşulu, devlet memurluğuna alınma şartları arasında yer alacak."