Sözcü yazarı Çiğdem Toker, cemaat yurdunda baskı nedeniyle yaşamına son veren tıp öğrencisi Enes Kara ile ilgili şimdiye kadar Elazığ Valiliği’nin kentte 15 gün süreyle eylem ve etkinlikleri yasaklaması dışında resmî işlem başlatılmamasına tepki gösterdi.
Söz konusu haberi yazan Günışığı gazetesi muhabiri Faik Akgün'ün görevine son verilmesini hatırlatarak, “Bu tablo bize tarikat-cemaat gerçeği hakkında yeterince fikir veriyor” diyen Toker, yurt açmanın zorluklarından bahsetti. Toker, “Peki cemaat ve tarikatlar bu kayıt dışılığın konforunu, devletten habersiz sürebilir mi?” sorusunu gündeme getirdi.
Toker şunları kaydetti:
“Tarikatlara ve cemaatlere yönelik kontrolün arttırılmasını savunanlara karşı getirilen karşı görüş şu: Türkiye'nin gerçeğiyle uyumlu değil. Yeraltına mı inecek? Bu yaklaşıma verilecek yanıt yalın: Öğrencilerin barınması söz konusuysa, cemaat ve tarikat evleri zaten hukuki anlamda yeraltında. Yani kayıt dışı. Devlet bu haliyle vergi de almıyor denetlemiyor da. Bu, meselenin bir yönü. Ama asıl büyük sorun, yetişme çağındaki çoğu yoksul çocuklara ve gençlere rızaları dışında baskıcı, biatçı, kontrol altında bir dini ‘eğitim’i dikte etmek. “
Toker, “Enes'in ‘son’ olması isteniyorsa, gerçekten isteniyorsa yapılacaklar bellidir. En başında Anayasa'daki laiklikle, eğitim, barınma hakkıyla ilgili emredici hükümlerin gereğini yapmak gelmektedir. Top siyaset kurumunda yani. Ama hangi siyasette?” ifadelerini kıllandı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.