Sözcü gazetesi yazarı Çiğdem Toker, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 10 yıl önce devir-teslim töreni konuşmasında tartışamalara neden özel yetkili mahkemelere ilişkin uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.
Toker, Başbuğ'un o gün yaptığı konuşmasında, “Yargı alanında son zamanlarda yaşanılan bazı olayların zihinlerimizdeki ‘hukuk olgusunu' bulanıklaştırmaya başladığını da görmeliyiz. Buna müsaade edilmemelidir. Soruşturmaların gizliliği, masumiyet karinesine ve adil yargılama hakkına azami özen gösterilmesi, uzun tutuklama halinin adeta cezaya dönüştürülmemesi, soruşturmalarda ve iddianamelerde gizli tanıkların büyük rol oynaması konuları üzerinde yetkili makamların özenle duracağına inanıyorum. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. Maddesi gereğince kurulan özel yetkili mahkemelerin yetki ve sorumluluklarının acilen ele alınmasının gerekliliğine inanmaktayım.” ifadelerini kullandığını yazdı.
Toker yazısında şunları kaydetti:
Bugün yerinde yeller esen “liyakate dayalı yükselme” vurgusuyla başlayan bu konuşmada; terörle mücadele analizlerinden, medyanın kendilerine yönelik psikolojik harekatı ve “asker”in demokrasi anlayışına kadar pek çok başlık var.
Başbuğ'un yukarıda aktardığım mesajları, bugün bakıldığında dolaylı görünebilir. Ama neyi kastettiği o zaman da anlaşılıyordu. Kaldı ki"
Yazının devamı için tıklayın
Ne olmuştu?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, 'FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili olarak işaret ettiği 26 Haziran 2009’da TBMM gündemine getirilen teklifle, Ergenekon, Balyoz, Kozmik Oda gibi kumpas davalarının yolunu açan yasal düzenlemeler hayata geçirildi. Teklifin TBMM’den, tatile girmeden çıkartılmasını sağlayan gece yarısı operasyonu ise dönemin AKP milletvekilleri, Mustafa Elitaş, Ahmet Aydın, Mehmet Ceylan, Yahya Doğan ve Müfit Yetkin’in, "yeni madde ihdasına dair" önerge vermesiyle ile gerçekleştirilebildi.
Başbuğ, Haber Global’de katıldığı programda, 'FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili soruya yanıt verirken, 26 Haziran 2009’da TBMM’ye getirilen kanun teklifini veren siyasilerin araştırılmasını isterken, şunları söyledi:
“2008-2010 sürecinde Başbakan Erdoğan’a, ben ‘Bugün bizsek hedef yarın siz olacaksınız’ dedim. Daha ne diyebilirim ki daha nasıl uyarıda bulunabilirdim. 2002-2010 dönemi için MİT müsteşarlığından TSK'da şu FETÖ'cüdür diye isim istedim hiçbir istihbarat bilgisi gelmedi. Ordu içindeki isimleri istemem FETÖ'yü rahatsız etti. Biz ekonomik gücü var, siyaseti paylaşmak isteyecek dediğimizde bize denilen ‘Efendim ama bunların silahı yok ki’ diyenler şimdi ‘Yanıldık’ dediler. Türkiye uçurumdan döndü. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009'da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran'ı 26'sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasa ile kimsenin haberi yok biz bundan 26 Haziran sabahı 2009'daki toplantıda haberimiz oluyor. Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı… Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada ‘AK Parti ile cemaati bitirme planı’ algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır. Bu kanun teklifini kim hazırladı tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.”Başbuğ'un sözlerine ilişkin dün açıklamalarda bulunan AKP Sözcüsü Çelik, elinde bilgi, belge olmaksızın devletin kurumlarının sahip olmadığı birtakım bilgiler üzerinden bir takım suçlamalar yöneltmenin FETÖ ile mücadeleyi sulandıracağını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Grup Toplantısı'nda milletvekillelerin Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmaları için çağrıda bulundu.
O dönem AKP'de milletvekilliği yapan 6 isim Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu.
TIKLAYIN | Başbuğ’un işaret ettiği Meclis’teki “gece yarısı operasyonu”; kumpas davalarının yolu böyle açıldı
TIKLAYIN | İlker Başbuğ'dan Erdoğan'a yanıt: FETÖ sevinir...
TIKLAYIN | Erdoğan'dan AKP'li milletvekillerine 'İlker Başbuğ' çağrısı: Süratle hepiniz dava açmalısınız