T24 - Hükümet'in bugün (22 Mart 2010) açıkladığı Anayasa değişikliği paketi üzerine başta Yüksek yargıdan gelen ve sert üsluplar kullanılan eleştirle olmak üzere çıkan tartışmalarla ilgili Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin açıklamalarda bulundu. Çiçek, "Herkesle uzlaşma ve katkı arıyoruz. Sonuna kadar uzlaşma çabamızı sürdüreceğiz" derken tartışmaları kesmenin yolunun "referandum" olabileceğini ifade etti. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'yla Yargıtay'dan yapılan açıklamaların ardından Bakan Ergin eleştirilerle ilgili, "Polemiklerle değil çağdaş Anayasa'yla ilgiliyiz. Yüksek yargının söylemi 1960'lardan beri aynı. Gelişmelere ayak uyduramayan kurumların şikayeti oluyor" dedi.
Yargıtay Başkanı: Kuvvetler ayrılığı ilkesi çiğneniyor
Çiçek Rixos Otel'de, siyasi partilere sunulan Anayasa değişikliği paketine ilişkin basın yayın kuruluş temsilcilerine yönelik bilgilendirme toplantısında konuştu.
Toplantıya, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AKP Genel Başkan yardımcıları Hüseyin Çelik ve Haluk İpek, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve öteki yetkililer katıldı.
HSYK Başkanvekili Özbek: Taslak ciddiyetten uzak
Cemil Çiçek, 1982 Anayasası'nın hem yürürlükte olduğunu, hem de en çok tartışılan Anayasa olduğunu söyledi.
Herkesin "değişsin" isteğini karşılık bir türlü Anayasa'nın değiştirilemediğini ifade eden Çiçek, "Türkiye'nin önceliklerine artık uymuyor. 'Bu Anayasa ile Türkiye artık yoluna devam edemez' diyoruz. Tepki Anayasasıdır. Aradan geçen süre içinde bu sıkıntıları gördük. Herkesle uzlaşma ve katkı arıyoruz. Sonuna kadar uzlaşma çabamızı sürdüreceğiz. Biz, bu işin tam sırası olduğunu Meclis'in hem yetki hem yetkinliğe sahip olduğu kanaatini taşıyoruz. Ne kadar erken yaparsak bizim açımızdan en önemli meseledir" diye konuştu.
'1982 Anayasası'nın dengeleri günümüz şartlarına uymuyor'
Konuşmasında 1982 Anayasası'nın güvenlik öncelikli bir anayasa olduğunu ancak hem güvenliği hem de özgürlüğü içeren bir anayasa olması gerektiğini belirten Çiçek, "Sadece güvenliği içermesi nedeniyle 1982 Anayasası'nın günün koşullarına uyum sağlayamadığını" ifade etti.
Çiçek, "Dengeleri günümüz şartlarına uymuyor. Olması gereken hem özgürlük, hem güvenliktir. Türkiye 1963'ten bu yana Avrupa Birliği'ne tam üye olmak istiyor. Biz bunu devlet politikası olmaktan çıkarmadık. Bu anayasa ile ne köklü kamu reformu ne personel reformu yapmamız mümkün değildir. Bu düzenlemeleri erken yapmayı önemsiyoruz. Türkiye'nin bir açmazı haline gelmiş, sanki bu açmaz AK Parti'nin açmazı. Bu sorunu ortadan kaldırmaya çalışacağız. Bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu herkes söylüyor ama bir türlü değiştirilemiyor. Her zaman 'şurası böyle, burası böyle' deniliyor. Her dönem bu değişikliğe mazeret bulmak mümkün olacak. Biz 2007 yılında seçimlere giderken 'yeni anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz' dedik. Biz şimdi de herkesin görüşünü alarak anayasayı hazırlıyoruz" ifadelerini kullandı.
'23 maddelik metin demokratik açılımla ilgilidir'
Çiçek, konuşmasını Bakan sıfatıyla değil, kamuoyunu bilgilendirmeye çalışan milletvekili sıfatıyla yaptığını ifade ederek, gerçekleştirdiği ziyaretlere ilişkin de bir uzlaşma sağlanmasını istediğini dile getirdi.
Anayasa değişikliğine ilişkin yetkinin ve yetkinliğinin eksik olmadığına dikkat çeken Çiçek, "Şimdi sırası, hem de bu değişikliğin tam sırasıdır. Dağıtılan metin, taslak metindir. Herkesle uzlaşma ve katkı arıyoruz. Hepinizden katkı bekliyoruz. 23 maddelik metin demokratik açılımla ilgilidir. Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesinde, ferdi başvuru hakkı ve ombudsmanlık gibi maddeler yer alıyor. Anayasa değişikliği paketi ile de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giden davalarda azalma olacaktır. Beraberinde demokratik standardımız da yükselmiş olacaktır" diye konuştu.
Çiçek de referandum dedi
Çiçek yaşanan tartışmaları referandum bitirebileceğini de ifade ederken, "Kararı millet verir söylenecek bir şey kalmaz. Vatandaşa güveniyoruz. O ne derse o olur" dedi.
Başbakan Erdoğan'da daha önceki konuşmalarında yaptığı referandum söylemleriyle dikkat çekmişti.
Ergin: Yüksek yargının söylemi 1960'lardan beri aynı
Adalet Bakanı Sadullah Ergin de toplantıda temsilcilere dağıtılan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yeniden yapılandırılmasını içeren bir kitapçığa ilişkin bilgi verdi.
Ergin, HSYK'nın yapısı ve bu yapıya yönelik eleştiriler, konuya ilişkin uluslararası belgelerdeki düzenlemelerin, Avrupa ülkelerinde benzer kurulların yapıları ve yargı reformu stratejisinin HSYK'nın yeniden yapılandırılmasına ilişkin ilkeleri ve önerdiği kurul modelini anlattı.
Ergin, ayrıca söz konusu model içinde yer alan objektiflik, tarafsızlık, şeffaflık, geniş tabanlı temsil, kararlarına karşı etkili bir itiraz sistemi getirilmesi ve yargı yolu açılması, Adalet Bakanı ve müsteşarının konumu, cumhurbaşkanının HSYK'ya üye seçmesi, yargı teşkilatında seçim atmosferi oluşup olmayacağı, 1961 anayasasına göre Kurul'un yapısına ilişkin genel değerlendirmede bulundu.
Yargıtay ve HSYK'dan gelen eleştirilerle ilgili olarak da polemik peşinde olmadıklarını, çağdaş Anayasa'yla ilgilendiklerinin söyleyen Sadullah Ergin, "Yüksek yargının söylemi 1960'lardan beri aynı. (Eleştiriler) Gelişmelere ayak uyduramayan kurumların şikayetleri oluyor" dedi.
Özbek: Yüksek yargıyla dalga geçiyorlar
Paketin açıklanmasının ardından konuşan HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, "Yüksek yargıyla dalga geçiyorlar. Taslak ciddiyetten uzak" derken, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker "Kuvvetler ayrılığı ilkesi çiğneniyor" açıklamasında bulundu.