Gündem

CIA’dan Türkiye’de İslami terör operasyonu

Emekli CIA ajanı Charles Faddis'in yazdığı kitapta, CIA'nın 1990'larda Diyarbakır bölgesinde 'İslami terörist avında' olduğu belirtiliyor

27 Ekim 2008 02:00
Emekli CIA ajanı Charles Faddis'in yazdığı kitapta, CIA'nın 1990'larda Diyarbakır bölgesinde 'İslami terörist avında' olduğu belirtiliyor.

Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) eski ajanlarından Charles “Sam” Faddis’in Kuzey Irak’ta 2002-2003 döneminde yürüttüğü gizli operasyonları anlattığı kitabında CIA’nın 1990’larda özellikle Güneydoğu’da aktif olduğuna değiniliyor.
"Operation Hotel California" adlı kitabında “1990’larda Güneydoğu Avrupa’da İslami terörist avındaydık. Diyarbakır o günlerde Vahşi Batı’dan farksızdı. Çevrenizdeki herkes silahlıydı. Her yer cipler, kamyonlar, zırhlı araçlarla doluydu. Şehir işgal altındaydı” diye yazan Faddis’in o dönemde Diyarbakır ve Batman civarında da yapılan Hizbullah operasyonlarını en azından gözlemlediği izlenimi çıkıyor.
Faddis’in 2002’de başlatılan gizli operasyona kadar Türkiye’yi üs olarak kullandığı, çok sayıda Arap ve Kürt CIA ajanını Türkiye’den yönlendirdiği, şu cümlelerle anlaşılıyor:

Arap ve Kürt ‘kaynaklar’

“Irak’ta sınır ötesi istihbarat faaliyetleri yürütürken yaptığımız bir diğer şey Iraklı Arap ve Kürt kaynaklarımızı yönetmekti. Bu sırada Kuzey Irak İlişki Ofisleri oluşturduk. Kürtler ve Arapların sorduğu tek şey vardı. Saddam’dan ne zaman kurtulacağız? Clinton yönetimi bir türlü buna karar veremiyordu. Ben de bu arada İslami terör örgütlerine karşı operasyonlar yürüttüm.”
Charles “Sam” Faddis, Türkiye’nin bu dönemdeki PKK ile mücadelesini yakından izlerken “Bir gün yine bir operasyondan dönüyorduk. Diyarbakır’da hava üssüne art arda helikopterler indi. Çok sayıda yaralı vardı. İki tarafın da birbirinden nefret etmek için çok nedeni vardı” diye yazıyor.

“1997 Nevruz’unda Diyarbakır sokaklarını hatırlıyorum. Protesto amacıyla yüzlerce lastik yakıldı. Gökyüzü dumandan simsiyah olmuştu. Ama Kürtler Türklere, ‘Siz köşeleri tutmuş, zırhlı araçlarınızla, silahlarınızla gelmiş olabilirsiniz. Ama bizim gururumuz var’ mesajını veriyordu” şeklinde sözlerine devam eden Faddis, “Helikopterle uçtuğunuzda boşaltılmış köyleri de görebiliyordunuz” diye anlatıyor.
Faddis, TSK ve Emniyet’in Kobra helikopterinin inişi için tepeleri düzlediğini ve Kobra’ların her an harekete geçecek şekilde hazır beklediğini de kaleme alıyor. Faddis’in bu anlatımlarından bölgede çok uzun zaman geçirdiği, askeri hareketliliği de izlediği anlaşılıyor.

‘Türklere bu işi çözün dedik’

Faddis kitabını, “Türklerle her konuşmamızda, ‘Kürtler dillerini konuşamaz, iş bulamazsa dağa çıkar’ diyorduk... Kürdistan bağımsız olmalı, Türkiye ile Kürdistan arasında Barzani’nin danışmanlığını yapan Büyükelçi Peter Galbraith’in aracılığıyla barış anlaşması imzalanmalı. ABD bölgedeki bütün varlığını Erbil, Dohuk ve Kerkük’e taşımalı ve İslami terörle mücadele için bu bölgede üsler kurmalı” diyerek noktalıyor.