Gündem

CIA toplantısından çıkan ABD'li senatörler, Kaşıkçı cinayeti için Muhammed bin Selman'ı suçladı

"Eğer Veliaht Prens mahkeme önüne çıkarılsaydı, 30 dakika içinde suçlu bulunurdu"

05 Aralık 2018 01:07

CIA Başkanı Gina Haspel, 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ABD Senatosu'nda düzenlenen kapalı oturumda senatörlere bilgi verdi.

Toplantı çıkışı gazetecilere açıklama yapan bazı senatörler, Cemal Kaşıkçı cinayetinin arkasında Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın olduğundan emin olduklarını söylediler.

Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Cemal Kaşıkçı cinayetinin, Veliaht Prens'in bilgisi olmadan işlenemeyeceğini kaydetti.

Amerikan basınında yer alan haberlere göre Graham, "Bence (Muhammed bin Selman) Kaşıkçı cinayetinde mümkün olan en üst seviyede suç ortağı. ABD'ye güvenilir bir ortak olabileceğini düşünmüyorum" dedi ve Veliaht Prens Muhammed Suudi Arabistan'ı yönettiği müddetçe ülkeye silah satışını desteklemeyeceğini söyledi.

Başka bir Cumhuriyetçi senatör olan Bob Corker ise, "Eğer Veliaht Prens mahkeme önüne çıkarılsaydı, 30 dakika içinde suçlu bulunurdu" ifadesini kullandı.

Senatörlerin toplantıda kendilerine ne anlatıldığını açıklama izinleri bulunmuyor.

Geçen hafta içerisinde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı James Mattis de kapalı oturumda Kaşıkçı cinayetiyle ilgili bilgi vermişti. Teyamüllerin aksine Hospel'in bu oturuma katılmaması bazı senatörlerin tepkisini çekmişti.

Haspel'in katılımını Beyaz Saray'ın engellediği yönünde çıkan haberler ise yalanlanmıştı.

ABD basınında yer alan haberlere göre, Haspel'in Senato Dış İlişkiler, Silahlı Hizmetler ve Ödenekler komitelerinin Cumhuriyetçi ve Demokratik liderleriyle bir araya gelmesi bekleniyordu.

ABD'de yayımlanan Washington Post gazetesi, CIA'in gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi emrini verenin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olduğu sonucuna ulaştığını öne sürmüştü.

ABD basınına göre, Pompeo ve Mattis ise geçen haftaki kapalı oturumda cinayet emrinin Prens Muhammed tarafından verildiğini gösteren kesin bir kanıt bulunmadığını söylemiş ve bu Kongre üyelerinden olay nedeniyle Suudi Arabistan ile ilişkilerin düzeyini düşürmemelerini istemişti.