CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlerde İstanbul adayı olarak gösterdiği Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu tanıttı. İstanbul için planlarını anlatan İmamoğlu, "Bugün burada tarihi bir yoculuğa çıkıyoruz. Bu yolculuğun sonunda hepbirlikte zafere ulaşacağız" diye konuşmasına başladı.
"Ben İstanbul gibi devasa bir kenti yönetmeye talipsem, hem de 'İstanbul'u herkesten daha iyi ben yönetirim' diye iddiamı yüreklice ortaya koyuyorsam, bunun nedeni benim etrafımda kendiliğinden oluşan ve her geçen gün çığ gibi büyümekte olan büyük İstanbul İttifakıdır..." diyen İmamoğlu, "Her siyasi görüşten insanın bir araya geldiği İstanbul İttifakıdır. İşte tüm bu insanların bana ve yaptıklarıma değer vermelerinden, sonsuz desteklerinden geliyor bu cesaretim" sözlerini sarf etti.
İmamoğlu'nun öncesinde konuşan Kılıçdaroğlu, "İmamoğlu'nun 5 yıl içinde İstanbul'da tarih yazacağına inanıyorum" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"İstanbul'u yönetmek için bilgiye, birikime ihtiyacımız var. Çalışanların vaktinin büyük bir çoğunu trafikte geçirdiği bir yerdir İstanbul. Bu tablonun değişmesi lazım.
İstanbul aynı zamanda tarihi, doğası ve kültürü yağmalanan bir kenttir. Bunu düzeltmek zorundayız. Bu tarihi görevi üstlenen kişinin de ciddi sorumlulukları vcardır. İstanbul'u Fatih yağmalansın diye almadı, yeşillikleri yok edin, beton İstanbul'a dönüştürün diye almadı; gelecek kuşaklara güzel bir İstanbul verin diye aldı.
"Gazi Mustafa Kemal, 'Geldikleri gibi gider' lafını İstanbul için kullanmıştır.
"Ekrem İmamoğlu arkadaşımız öyle bir yapıya sahip. Beylikdüzünün tepesine kırlangıcı oturtan arkadaşımız, İstanbul'u seven ve onun için çaba harcayan arkadaşımız. Dolayısıyla İstanbul için ytapılacak çok şey var. Bunları yapmak için para var mı peki? Kesinlikle var.
"Geçen hafta Erzurum Çat'da o dar bütçeyle Çat'ı uygar bir belediye hale getirmiş. Eğer kul hakkına müdahale etmezseniz İstanbul'un milyarları vardır.
"İstihdamın nasıl yaratıldığını, işsizliğin nasıl azaltıldığını Beylikdüzü'nde görebilirsiniz. Belediyecilik üretmek ve istihdam yaratmak demektir. İlla fabrika kurmak demek değildir üretmek, fabrika da kurabilirsiniz. Binlerce evladımız işim yok diye geziyor. İstanbul'un ve onu yönetecek olanalrın böyle bir sorumlulukları vardır. Zaman zaman eleştirirler, Kadıköy'ü, Beylikdüzü'nü Sarıyer'i kaymak tabaka diye eleştirirler. 25 yıldır İstanbul'u yönetiyorsun. Bütün İstanbul'u kaymak tabaka yapsaydın ya. Bütün İstanbul'u kaymak tabaka yapacağına inanıyorum İmamoğlu'nun.
"Sayın Ekrem İmamoğlu size inanıyor ve güveniyoruz. 5 yıl içinde İmamoğlu'nun İstanbul'da tarih yazacağına inanıyorum. Bütün İstanbul oy versin vermesin, ' İşte beni mbelediye başkanım diyecek."
İmamoğlu'nun açıklaması şöyle:
Müsaade ederseniz, konuşmamın bundan sonraki bölümünde sadece sizlere değil, tüm İstanbullulara seslenmek istiyorum. Değerli İstanbullular, kıymetli hemşerilerim, Bundan tam 94 gün sonra oy kabinine girecek, perdeyi çekecek ve İstanbul’un bir sonraki büyükşehir belediye başkanını seçme şansına sahip olacaksınız. O gün kendinize üç basit soru soracaksınız:
Bu şehri gerçekten kim daha iyi yönetebilir? Bu şehir daha iyi nasıl yönetilir? Bu şehir nereden yönetilsin? Sevgili İstanbullular, İşte bundan tam 94 gün sonra yapılacak olan yerel seçimlerin ana eksenini belirleyecek olan sorular bunlardır. Bu üç basit soruya sizlerin vereceği cevap, sadece kendinizin değil; çocuklarınızın, büyüklerinizin, akrabalarınızın, arkadaşlarınızın, meslektaşlarınızın ve şehirde yaşayan tanıyıp tanımadığınız herkesin kaderini belirleyecek.
"İstanbul böyle devam edemez, değişim zamanı geldi"
Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım. Çünkü, bu kentin geleceği için değişim zamanının geldiğini ben de herkes gibi görüyorum. İstanbul için yeni bir sayfa açmanın zamanının geldiğini de biliyorum. Bu muhteşem kentte hayat, epeyce bir süredir akıl, sağduyu ve uzlaşmayı reddeden bir yönetim anlayışıyla tam bir kaosa çevrildi. Bu kent, içinde yaşayanların hayat kalitesini mahveden bir kabusa dönüştürüldü. Doğası tahrip edildi. Kaynakları hoyratça yağmalandı. İnsanları kapalı mekanlara hapsedildi. Ayrıştırıldı, kutuplaştırıldı. İstanbul böyle devam edemez. Böyle yönetilemez. İstanbul bu yolla bir dünya kenti olamaz. İstanbul bu yolla asla mutlu olamaz.
"İstanbul tek başına bağımsız bir ülke olsaydı..."
İstanbul 16 milyona yaklaşan nüfusuyla dünyanın en kalabalık 15. kenti. Gayrisafi Milli Hasılamızın neredeyse dörtte birini, ülkede toplanan vergilerin yüzde kırkını üretiyor. İstanbul, Türkiye ekonomisinin motor gücü. İstanbul durursa, Türkiye durur. Bu şehre kimi metropol diyor, kimi mega kent… Ama İstanbul bunların hiçbiri değil. İstanbul bir kentsel bölge. Tek odaklı değil, çok odaklı bir kentsel bölge… Bir havza… Avrupa’daki pek çok ülkeden büyük… İstanbul tek başına bağımsız bir ülke olsaydı, dünyanın ilk 25-30 büyük ekonomisi arasında yerini alırdı. Bu yüzden, İstanbul Ankara’dan yönetilemez; yönetilemiyor!
"İstanbul eski model yöneticiler tarafından yönetilemez"
İstanbul, iradesi bağlı yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor! İstanbul eski model yöneticiler tarafından yönetilemez; yönetilemiyor! İstanbul günü birlik yönetilemez, yönetilemiyor! Bu şehir ancak, genç, dinamik, yeni nesil bir yönetici tarafından yönetilebilir. Ben İstanbul’u yeniden küresel iddia sahibi bir marka kent haline getirmek için adayım. İstanbulluların mutlu ve özgür olmaları için adayım. İstanbul’un ekonomisini büyütmek, iş olanakları yaratmak ve gençlerin yeniden umudu haline getirmek için adayım. İstanbul’u yaşanılır bir çevreye kavuşturmak, dünyanın yetenekli insanlarını ve kalıcı yatırımları çekecek bir cazibe merkezi yapmak için adayım.
"Ben bu şehrin insanlarına inanıyorum"
Ben, cesaretimi bu kentin insanlarından alıyorum. O insanların, iyiye, güzele duyduğu ihtiyaçtan alıyorum. Başarıyı görünce verdiği sonsuz destekten alıyorum. Ben bu şehrin insanlarına, siz değerli İstanbullulara inanıyorum. Sizlere, gençlere, kadınlara, emekçilere, esnafa, iş insanlarına, her yaştan, her kökenden, her hayat tarzından hemşerilerime; en çok da bu şehrin o güzel çocuklarına inanıyorum…
"Büyük İstanbul İttifakı"
"Yok öyle şey! Birlikte çalışacağız ve birlikte kazanacağız"
"Sandık başına gitmekten vazgeçmiş, ne yapsam olmuyor diyen, umutsuzluğa kapılmış tüm hemşerilerime buradan seslenmek istiyorum. Yok öyle şey! Birlikte çalışacağız ve birlikte kazanacağız. Zafer hepimizin olacak, başaracağız. Ben İstanbul gibi devasa bir kenti yönetmeye talipsem, hem de 'İstanbul'u herkesten daha iyi ben yönetirim' diye iddiamı yüreklice ortaya koyuyorsam, bunun nedeni benim etrafımda kendiliğinden oluşan ve her geçen gün çığ gibi büyümekte olan büyük İstanbul İttifakıdır... Her siyasi görüşten insanın bir araya geldiği İstanbul İttifakıdır. İşte tüm bu insanların bana ve yaptıklarıma değer vermelerinden, sonsuz desteklerinden geliyor bu cesaretim…
Değerli İstanbullular, Ben, bu kentin ömrü yollarda geçen çileli insanları, 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve 'Trafikte sayende insan olduğumu hissettim' desinler diye adayım.
Bu kentin sahipsizleri, işsizleri, düşük gelirlileri, esnafları, gençleri, kadınları, erkekleri, çocukları, emeklileri 5 yıl sonra karşıma çıksınlar ve 'Belediyemden hizmet alırken, kreşe çocuğumuzu verirken, haklarımızı kullanırken insan olduğumuzu hissettik. Allah senden razı olsun.' desinler diye adayım.
"Nasıl başaracağım?"
"Benim için halka hizmet etmek, Hakka hizmet etmek demek, hatta ibadet demek… Peki bunu nasıl başaracağım?
İstanbul'la ilgili 5 büyük hedefimi, plan ve projelerimi uzun uzun sizlere anlatacağım. Evet, 5 büyük somut hedefim var: 1. İstanbul'un ulaşım ve trafik sorununu çözmek. 2. İstanbul'daki kent yoksulluğu ile mücadele etmek ve pahalı yaşamı ucuzlatmak. 3. İstanbul’da doğru kentsel planlama ile çevre, imar ve deprem sorunlarını çözmek. 4. İstanbul’un işsizlik sorununu çözmek, yeni ekonomi ve yaratıcı endüstriler için İstanbul’u bir çekim merkezine dönüştürmek. 5. İstanbul’un yaşam kalitesini yükseltmek, kültür, sanat ve spor faaliyetlerini, İstanbul’un tamamına yaymak.
"5 temel yönetim anlayışıyla başaracağım"
"Peki bunları nasıl yapacağım? 5 temel yönetim anlayışıyla… Her şeyden önce bir Kent Anayasası’yla… Toplumsal uzlaşmayla yazacağımız yeni bir mutabakat belgesiyle. Kente özen ve insana saygıyla. Demokratik katılım ve ortak akılla. Sürdürülebilirlik ve inovasyonla. Yaşam kalitesi önceliği ile. Kıymetli konuklar, Sevgili İstanbul, Belediyecilik, 'İnsanı mutlu etme zanaatıdır.' Bu zanaatın erbabıysanız, her ölçekteki kentlerde insanları mutlu etmeyi kesinlikle başarırsınız.
Şimdi size tek tek yönetim felsefemizi anlatacağım.
"Neden Kent Anayasası diyoruz?
İstanbul yolunu ve yörüngesini yitirdi. Hikayesini yitirdi. İstanbul’un şu anda bir yol haritası yok. İstanbul nereye gittiğini bilmiyor. Gecekonduların içinde gökdelenler yükseliyor. Kenti bu hale getirenler bile pişman ve pişmanlıklarını dile getiriyorlar. Kente ihanet ettik diyorlar. Nüfusun nereye gideceğini kimse tahmin bile edemiyor. Oysa değerli dostlar, bizim 2050’de bile geçerli olabilecek bir vizyona ihtiyacımız var. Bu yüzden Kent Anayasası diyoruz. Kente ihanet edilmesin, uzun vadeli stratejik kararlar, ortak akılla ve mutabakatla alınsın istiyoruz. Dediğim dedik olunmasın, kentin ortak iradesi her şeyin üstünde olsun istiyoruz. İstanbul’un 2050 hedefini bilelim, 2050 yılına çocuklarımızı, gençlerimizi hazırlayalım. İşte bu yüzden İstanbul, Ankara’dan yönetilemez diyorum.
"Neden kente özen ve insana saygı diyoruz?
İstanbul gibi, tarihiyle, coğrafyasıyla, kültürüyle, ekonomisiyle bir dünya kentini yönetmek her şeyden çok, özenli olmayı gerektirir. İnsana değer veren, ayrımcılık yapmaksızın, tüm İstanbullulara aynı ölçüde özen gösteren bir yönetim olursa, bu kentin insanları kendilerini değerli birer yurttaş gibi hisseder… Ben demeyen, biz diyebilen, hepimiz diyebilen bir anlayış yönetime hakim olursa her birimiz kendimizi bu kentin sahibi olarak hissedebiliriz. Dostlarım, ailelere destek vermeyi vadediyorum. Çocuklarımızı, gençlerimizi, üniversitelileri desteklemeyi vaat ediyorum. Engellilere ve yaşlılara şefkat elimizi uzatmayı, yoksul ve yoksun insanlarımıza saygı göstermeyi vaat ediyorum.
"Neden demokratik katılım ve ortak akıl diyoruz?
Demokrat bir yönetim için ne yaptığınız kadar, nasıl yaptığınız da önemlidir. Bir kente ve kentin insanlarına neyin yapılacağı tepeden inmeci bir şekilde dayatılıyorsa, o kent yönetiminde demokrasi yoktur. Biz İstanbul’a demokratik katılımcı, ortak aklı temel felsefe kabul eden ve yeni nesil bir belediyecilik vaat ediyoruz.
"Hangi partiden olursa olsun, İlçe Belediye Başkanlarının hepsiyle düzenli olarak, masada bir araya geleceğiz. Beraber sorunları tartışıp, beraber çözümler üretmeyi, artık İstanbul'u, İstanbullularla birlikte, İstanbul'dan yönetme iradesini göstereceğiz.
"Neden sürdürülebilirlik ve inovasyon diyoruz?
İstanbul gibi büyük kentlerin rekabetçi olmadan hayatta kalabilmesi mümkün değildir. O yüzden yeni ekonomi ve özellikle de katma değerli alanlar bizim önceliğimiz olacak. Büyükşehir Belediyesi olarak sürdürülebilir kalkınma için, inovasyon için, teknoloji şirketlerini cezbetmek için yatırım ofisleri kuracağız. Teknoloji ve inovasyon alanlarında istihdam yaratılmasına pozitif ayrımcılık yapacağız. Bunun dünyada modelleri ve çok başarılı örnekleri var. Bu amaçla, Küresel İstanbul Akademisi ve İstanbul Kent Enstitüleri gibi kurumlar kuracağız.
"Kılıçdaoğlu'nun da deiği gibi, söz veriyorum"
"Genel başkanımızın dediği gibi, İstanbul Belediyesi'nde çalışan işçilerin emeğine dokunmayacağız, söz veriyorum.
"Benim hayalimdeki İstanbul, kentte yaşayan herkese mutlak fırsat eşitliği sağlayabilen bir İstanbul. Benim hayalimdeki İstanbul, sadece insanlara değil, sokak hayvanlarına ve doğal yaşama da özen gösteren bir İstanbul. Benim hayalimdeki İstanbul, küresel bir marka kent. Dünya için bir turizm ve ticaret merkezi. Benim hayalimdeki İstanbul girişimci dostu, güvenli yatırım ortamına sahip bir İstanbul. Benim hayalimdeki İstanbul yaratıcılığın ve inovasyonun adresi olabilen bir İstanbul. İstanbul eşittir Türkiye.
"Gençler umudum sizlersiniz"
"Bu yolculuğun nihai kazananı sizler olacaksınız; İstanbul İttifakı olacak. Gençler… Umudum sizlersiniz. Sizleri yanımda istiyorum. Bu yolculukta el ele kol kola vereceğiz ve siz kazanacaksınız. Bugünden itibaren kampanyama destek vermenizi istiyorum. Duymayana duyurun. İnanmayanı inandırın. Umudu ve geleceği hep birlikte inşa edelim.