CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, dün Meclis Dışişleri Komisyonu’nun kapalı bölümünde, "İdlib'de 20 bin cihatçı var, niye Türkiye bunların hamiliğini yapıyor?" diye soru yönelttiği Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun kendisine yönelik olarak söylediği "terbiyesiz" ifadesiyle ilgili konuştu. Yılmaz, yaşanlarlar ilgilili olarak, "Bir devlet adamına yakışacak uslup değildi. Sinirlendi, hakaretler etti. Bunun üzerine de cevabını verdik. Bize kimse hakaret edemez. Hakkı da haddi de yok. Buralara kimsenin yardımı ile gelmedik. Yüzümüzün akı ile geldik. Birilerine yağ çekmiyoruz. Musul'da 101 gün esaret yaşamışız bu vatan için. Eşimiz ailemiz perişan olmuş. Herkes haddini bilecek" dedi.
TIKLAYIN-TBMM Dışişleri Komisyonu'nda, 'terbiyesiz' atışması, CHP toplantıyı terk etti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyükelçileri ile kahvaltıda bir araya geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger Büyükelçilerle yapılan kahvaltılı toplantının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
"Hükümetin Suriye politikası tamamen iflas etmiştir"
Toplantıda konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Hükümetin Suriye politikasını eleştirerek şu ifadeleri kullandı: "Hükümetin Suriye politikası tamamen iflas etmiştir. Suriye politikasında hükümetin bir çıkış stratejisi bulunmamaktadır. Bir başarısı ise söz konusu değildir. Türk kamuoyunu aldatmamak lazım. İdlib'te olan şudur; Halep'ten kaçıp gelen cihatçı, radikal gruplar geldi o bölgeye. Çatışmazlık anlaşması ile Türkiye İdlib'te bu grupları hamiliğine soyundu. Yani garantör ülke. Kimi garanti ediyoruz biz? 20-25 bin elinde silah olan grupları garanti ediyoruz. Bu İdlib'i alıp ne yapacağız? Suriye politikasında bir yanlış ile yüzleştiğimizi kabul etmemiz lazım. Hükümet arazide Esad'ı istemiyor. Esad ile masaya oturmak istemiyor. Esad'tan nefret ediyor ama Esad'ı seven onunla çözüm düşünen Rusya ve İran ile hareket ediyor. Bu bir çelişkidir. Halep'te de aynı şey oldu. Suriye politikasının bir çıkmazda olduğunu artık anlamamız lazım. Suriye bir vahşet yaşıyor. Ülkede 12-13 milyon insan yer değiştirdi. 6 milyona yakın insan mülteci oldu. 3 buçuk milyona yakın Türkiye'de mülteci var. 30 milyar dolar para harcanmış. Hala beylik laflar ile geçiştiriliyor.
"Yarın Türkiye'yi El-Nusra ile aynı çuvala koyup değerlendirecekler"
Olacakları söyleyeyim; Türkiye, Suriye konusunda stratejisini değiştirmezse yarın El-Nusra'ya destek veren bir ülke olarak takdim edilecek. Sürekli yalnız ve yanlış ata oynayarak bir sonuç elde edemeyiz. Türkiye zaten tablo dışı. Yarın Türkiye'yi El-Nusra ile aynı çuvala koyup değerlendirecekler. Zamanında tedbir almak lazım.
"Radikal cihatçı grupları koruyoruz"
Ne işiniz var sizin bu cihatçı radikal gruplar ile. Bu Türkiye'ye ciddi zarar verir. Radikal cihatçı grupları koruyoruz. Böyle bir şey olamaz. Bu politika başarısızlığa mahkumdur. Uyardık kimse de dinlemiyor."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile arasında yaşanan Musul gerginliğine ilişkin olarak Yılmaz, "Bir devlet adamına yakışacak uslup değildi. Sinirlendi, hakaretler etti. Bunun üzerine de cevabını verdik. Bize kimse hakaret edemez. Hakkı da haddi de yok. Buralara kimsenin yardımı ile gelmedik. Yüzümüzün akı ile geldik. Birilerine yağ çekmiyoruz. Musul'da 101 gün esaret yaşamışız bu vatan için. Eşimiz ailemiz perişan olmuş. Herkes haddini bilecek" diye konuştu.
"Herkes haddini bilecek"
Öztürk Yılmaz, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile arasında yaşanan gerginlikle ilgili olarak da "Bir devlet adamına yakışacak uslup değildi. Sinirlendi, hakaretler etti. Bunun üzerine de cevabını verdik. Bize kimse hakaret edemez. Hakkı da haddi de yok. Buralara kimsenin yardımı ile gelmedik. Yüzümüzün akı ile geldik. Birilerine yağ çekmiyoruz. Musul'da 101 gün esaret yaşamışız bu vatan için. Eşimiz ailemiz perişan olmuş. Herkes haddini bilecek" diye konuştu.