Ekonomi

CHP'li Türeli: Yeni Orta Vadeyi Program’ın öncekilerden bir farkı yok

CHP'li Türeli, yeni Orta Vadeli Program’ın, yoğun ülke gündemi içerisinde açıklandığını ve bu nedenle yeterli derecede tartışılamadığını ifade etti

11 Ekim 2014 16:45

CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu CHP Grubu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, 2015-2017 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı (OVP) değerlendirirken, “Yeni Orta Vadeli Program da öncekilere benziyor. Vizyonu yok. Bu hükümetin orta vadeli programlarının, ülke ekonomisini ileriye götürecek perspektif taşımadığını görüyoruz” dedi.

Türeli, yeni Orta Vadeli Program’ın, yoğun ülke gündemi içerisinde açıklandığını ve bu nedenle yeterli derecede tartışılamadığını ifade etti.

Orta vadeli programların, bütçe süreçlerini başlatmaları açısından önemli olduğunu dile getiren Türeli, “Ancak, Orta Vadeli Program’ın yayınlanmasında ciddi problemler var. AKP hiçbir zaman bu Orta Vadeli Programı ve Orta Vadeli Mali Planı zamanında yayınlamadı, çok ciddi gecikmeler oldu ve çoğunlukla da Eylül-Ekim aylarına sarktı. Bu durum bir AKP klasiği haline geldi” dedi.

“Yeni Orta Vadeli Program da öncekilere benziyor. Vizyonu yok” eleştirisini yönelten Türeli, “Bunlar vizyon belgeleri, bunlar ‘rolling plan’ dediğimiz planlar. Her yıl ileriye doğru giden 3 yıllık planlar yani. Bu programların, kamu açısından, kamunun dengeleri, kamunun harcamaları açısından bir hükmü var. Özel sektör açısından da yol gösterici. Onlara sinyal verici. Bu açıdan baktığımızda orta vadeli programların ülke ekonomisini ileriye götürecek bir perspektif taşımadığını görüyoruz” diye konuştu.

 

'Kopyaya-yapıştır formatında hazırlanmış'

 

Türkiye’de, kamu kesimi dengelerinin sürdürülebilir olmadığını ifade eden Türeli, vergi sisteminin ise “bedelli askerlik”, “akaryakıt”, “TEKEL ürünlerinden elde edilen vergiler” gibi dolaylı vergilere dayalı bir şekilde sürdürüldüğüne dikkati çekti.

“Bu da gösteriyor ki Türkiye’de ciddi bir vergi reformu yok” diyen Türeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşgücü piyasası son derece problemli. İşgücü piyasasına katılım oranı yüzde 50’ler civarında. Yani çalışabilir durumdaki nüfusumuzun ancak yarısını işgücü piyasasına sokabiliyoruz. Büyük kısmı dışarıda ve özellikle kadınların işgücü piyasasına katılımı yüzde 30’lar civarında kalıyor. Bu da çok ciddi bir problem. Yine aynı şekilde imalat sanayi… İmalat sektörünün teknoloji yapısı, düşük ve orta teknoloji ürünlerinde yoğunlaşmış durumda. Oysa ki Türkiye’nin gelişmesi için yapması gereken daha çok ileri teknoloji ürünlerinde uzmanlaşmak olmalı. Bu problemleri ne yazık ki orta vadeli programlar gideremiyor, böyle bir perspektif göremiyoruz.

Orta vadeli programlar gerçekçi değil. OVP’lerin inanırlığı ve güvenirliği yok. Bu OVP, diğer OVP’lerden kopyala-yapıştır formatında hazırlanmış.

Orta vadeli programlarda koyduğunuz hedefler daha aradan 3-4 ay geçmeden alt-üst oluyorsa hedefleri tutturmak imkansız hale geliyorsa o zaman ciddi problem var demektir. OVP’lerde bu kadar çok sapma oluyorsa ki öyle olduğunu biliyoruz artık herkes adeta dalga geçiyor. Gazetelerdeki köşe yazılarında ve televizyonlardaki programlarda ciddi bir şekilde tartışılıyor. Bu da bir problem olduğunu göstermektedir.”

 

'Yüzde 33 büyüme bir hayal'

 

Türeli, yeni Orta Vadeli Program’da yer alan yüzde 3,3’lük ekonomik büyüme öngörüsünün de bir hayalden öteye geçemeyeceğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“2014 büyümesi yüzde 3,3 olarak öngörüldü. Bir önceki programda 5 idi sonra 4’e indirilmişti şu anda 3,3 oldu. Bu yılın ilk yarısına bakıyoruz, büyüme ithalat-ihracat farkından geliyor, bir de kamu kesimi, kamu tüketimi, kamu yatırımında bir artış olmuş. OVP’nin hedeflerine baktığımız zaman şunu görüyoruz; toplam yurt içi talep biraz artıyor net ihracatın büyüme hızı ise azalıyor. Programı çok iyi bir şekilde inceledim, yılın ikinci yarısında stoklarda bir artış öngörülmüş, ‘stokların artması durumunda da milli gelir yüzde 3,3 olarak gerçekleşecek’ diye bir öngörü yapılmış. Oysa bu çok mümkün gözükmüyor. Yani diğer ekonomik göstergelere baktığımızda da milli gelirin 2014’te yüzde 3,3 oranında büyüyemeyeceğini görebiliyoruz.”

 

'Cari işlemler açığı'

 

Cari işlemler açığının 2013 yılında 65 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, bu yıl 46 milyar dolara düşmesinin öngörüldüğünü belirten Türeli, “Nasıl olacak bu? Nasıl düşecek birden bire bu rakamlar? Sihirli bir değnek mi dokunacak bu rakamlara? Hayal dünyasında yaşıyorlar. Ekonomiyi yeniden yurtiçi talebe dayalı olarak büyütüyorsunuz yurtiçi talep artınca ithalat artıyor ve cari açık artıyor. Ekonomiye yanlış sinyal veriliyor. İhracatın ithalattan fazla artması öngörülmüş ki Türkiye ekonomisinin orta uzun dönemde bu kadar büyüyebilmesi mümkün gözükmüyor. İşsizlik oranlarında da durum aynı” diye konuştu.